42. BÖLÜM •ŞÜPHELİ•

5.4K 210 70
                                    

Nihayet kavuştuk! Oy ve yorunmlarınızı esirgemeyin lütfen 

Şu an profilimde Mutena isimli kurgu yayınlıyorum. Mutlaka bir göz atın. Konusu* Popüler Alp disiplini yıldızı Andıç Gözcü ile yıllar önce hafızasını kaybetmiş Mayda Ünsal'In gizemli karşılaşmasıyla geçmişteki sırlar teker teker çözülüyor. Onların ki tesadüf müydü kader miydi? Mayda'nın geçmişinde neler olmuştu? Bunları merak ediyorsanız göz atmanızı tavsiye ederim.

Keyifli okumalar!

***

İçimde bir kırgınlık vardı. Bunu anlatamaz, yaşayabilirdim sadece. Şu an o kırgınlığı yaşıyordum. Hem de iliklerime kadar. İçime dolan acıyı hissetmemeye çalıştım ama olmadı. Sanki birisi canımı yakıyordu; bunu hissediyor ama bir şey yapamıyordum. Ona karşı koyamıyordum. Yapmak istediğim tek şey bu evden gitmekti. Ama Uzel'in bağırışlarından dolayı gidemiyordum. Adım bile atamıyordum. Oysaki kendimde bile değildim. O kadar zordu ki onun bağırışları altında tüm bunlara katlanmak. Gözlerimi kırpmaya çalıştım ama elimdeki kağıdı avucumun içinde buruşturduğumda bakışlarım Koral'e değindi. O da şok olmuştu. Kendinde değil gibiydi. Dün gece her şeyi ona anlatmama rağmen utanıyordum. Neden veya kimden utandığımı da bilmiyordum ki! Şimdi onun bana hitap ettiği kelimeyi görmem tüm düşüncelerimi yerle bir etmişti...

Ne düşüneceğime karar veremedim. Bir anlık bozguna uğramış olsam da kendimi toparlayarak aniden adamın yanından uzaklaşmıştım. İstemiyordum burada kalmak. Artık kan falan da görmek istemiyordum. Uzel gibi bağırmak istiyordum ama tek farkım; bağırışlarımı içime atmak olmuştu. Yaptığım bir şey yoktu. Sadece çaresiz hissediyordum o kadar. Bu duygu en boktandı. Artık böyle hissetmenin benim için çok yorucu olduğunun da farkına varmıştım.

Uzel'e yaklaştığımda ayak seslerimi duyan Uzel başını Saçreli'nin göğsüne bastırmış hıçkırarak ağlıyordu. Ona yaklaşmamı istemiyordu. Saçreli'nin de gözleri dolmuştu. El değse ağlayacak durumdaydı. Uzel'i seviyor muydu bilmiyorum ama hoşlandığı bariz belliydi. O üzgünken, sanki Saçreli en derin duyguyla hissediyor gibiydi. Onun da yüzünde acı çeken bir ifade belirmişti. Hiç kimse için bu duygu kolay değildi.

Koral yanıma geldiğinde Saçreli'ye dönerek, "Uzel'i bize götür!" dediğinde Saçreli başıyla onaylamıştı. Saçreli ve Uzel önden gittiklerinde ambulansın sesi tüm mahallede yankılanmıştı. Uzel şok olmuşçasına bir anda babasına koştuğunda neredeyse nefes almayı unutmuş gibi onları izliyordum. Uzel'in saçları dağılmış, yanakları kızarmıştı. Heba olduğunu buradan bile görmek mümkündü.

"Baba! Yalvarırım! Kalk ayağa. Lütfen kalk. Yemin ederim seni üzmeyeceğim. Bir daha bana kızmayacaksın. Lütfen geri dön. Bak ben buradayım." Onun her cümlesi kalbime işleniyordu. Hiçbir zaman babamı görmemiştim. Bir kızın babası nasıl olunur bilmiyorum ama Uzel bunu hissetmemi sağlamıştı.

Herhalde bir kız, babasız çok yalnızdı. Çaresizdi. Yıkılmıştı.

Tıpkı Uzel gibi.

O an babamın olmamasına mı yoksa mı üzüleyim yoksa sevineyim bilemedim. Durgunluk ondan bana geçmiş gibiydi. Hislerim karmakarışık, ne düşüneceğimi bilememiştim. Kalbimin içinde durmaksızın atan bir kalp yerini değiştirmiş gibiydi. Solgun bir bedenden ibaret olmak çok zordu. Ben ise şu an o bedeni bir kılıf olarak giymiştim. Ya da Uzel ile birlikte giymiştim.

Yorgun bakışlarım onların üzerinde dolanırken omuzlarımdaki yüklerin artık yürümeme engel olduklarını anlamıştım. O kadar yorgundum ki istemsizce Koral'e tutunma isteği oluştu. Saçreli, Uzel'i kucağına aldığında elini göğsüne bastırmıştı. Bitmişti. Uzel nasıl toparlanacaktı bilmiyorum ama bu hali bile canımı yakıyordu.

GÜLDEN KÜLE +18  (FİNAL OLDU)Where stories live. Discover now