25.BÖLÜM: GEÇMİŞ ZAMAN

104 35 2
                                    

0555**: Gece.
0555**: Onunla dans etmeyeceksin değil mi?
0555**: Daha ben üstünde görmeden elbiseyi herkes gördü.
0555**: Ama ben seninle dans edemeden başkası etmesin.
0555**: Benim sarılamadığım bedene kimse dokunmasın. 
0555**: Onun sana dokunmasına izin vermessin değil mi? 

Emir? Emir miydi? Başka kim olabilirdi ki?

Gece: Emir
Gece: Emir sensin değil mi?
Gece: Cevap ver burda mısın?  yazarak her yeri gözlerimle taramaya başladım. Ne olduğunu anlamayan Mert ve Yağız bana bakıyorlardı. Yağız da bir cevap bekliyordu.

"Kusura bakma. Benim zaten şuan  olmasada dans için, her zaman için bir eşim var. O yüzden kusura bakma."

Biraz zaman geçtikten sonra etrafta Emir'in  olmadığından emindim. Nereden görüyordu bu çocuk, birinin oyunu muydu?
Yoksa Emir burada mıydı? Son tahminim olmasını isteyerek telefonuma bakmaya ve yazmaya devam ettim.

Gece:Emir
Gece: Lütfen cevap ver.
Gece: Nerdesin?
Gece: Burada mısın?
Gece: Emir

Bütün mesajlarımı okuyordu ama cevap vermiyordu. Ama ben pes etmedim. Hemen Mert'i kolundan tutarak arabaya sürükledim. Anlamaz bakışlarla bana bakarak sürücü koltuğuna oturdu ve arabayı sürmeye başladı.
"Mert ben eve gitmeyeceğim bugün Emir'in evine gidelim."
"Neden annenler merak eder."
"Lütfen sorma Emir'in evine gidelim. Ben sana her şeyi anlatacağım."
Yol boyu Emir'e yazmaya devam ettim hepsini okuyordu ama hiçbirine cevap vermedi. Eve girdiğimizde önce Emir'in odasına çıkıp üstümü değiştirdim. Kıyafetlerimin bazılarını burada bırakıyordum. Tekrar salona indiğimde Mert de üstünü değiştirmişti.
"Ne olduğunu anlatacak mısın artık?"
"Mert bak Yağız bana dans teklif ettiğinde biri bana mesaj attı." diyerek ona mesajları gösterdim.
"Emir bu" dedi.
"Evet biliyorum sonrasında da okuduğun gibi yazdım ben ona ama cevap vermedi." "Ne yapmayı planlıyorsun? 
"Hiçbir şey yani.. bilmiyorum. Ben yazmaya devam edeceğim bunun Emir olduğunu biliyorum. O cevap vermese bile iyi olduğumu bilsin. Onu özlediğimizi bilsin belki o zaman cevap verir. Hatta belki o zaman gelmeye karar verir.
"Tamam elimizden başka bir sey gelmez zaten. Benim çok başım ağrıyor. Biraz erken yatacağım. Eğer cevap verirse veya sen bir şey istersen uyandır tamam mı?"
"Tamam. İyi geceler." diyerek gülümsedim.
"İyi geceler."

Ben de daha fazla beklemeden telefonumu açtım. Hâlâ cevap yoktu ama çevrimiçi gözüküyordu. Yazmaya başladım.

Gece: Emir bak sensin biliyorum.
Gece: Emir değilsen de kimsin ve neden böyle bir oyun yapıyorsun? Çünkü Emir değilsen seninle fena oynarım haberin olsun.
Gece: Neyse konumuza gelelim.
Gece: Emir sensin biliyorum ama emin olmam lazım. Lütfen. Lütfen emin olmamı sağla. Sonra cevap vermesende olur. Ben senin sessizliğini bile seviyorum.
0555**: Benim.
0555**: Sana yazmamam gerekiyordu ama yazdım.
0555**: Bunu en başında yapmam  gerekiyordu. Ben sana hiç yazmamalıydım. Hiç doğum gününü kutlamamalıydım, elbise göndermemeliydim, hayatına girmemeliydim.

Emir'di. Emir geri gelmişti. Yani en azından bu şekilde mesaj üzerinden. Hemen bir önceki Emir kişisini silip yeni numarasını kaydettim.

Gece: Nerdesin bilmiyorum.
Gece: Bu gece orda mıydın onu da bilmiyorum.
Gece: Ben sadece gelmeni istiyorum.
Gece: Emir geri gel.
Gece: Sensiz olmuyor.
Gece: Sensiz iyi değilim. Lütfen gel.  Özledim. Benden belki de çok uzaksın belki de bu gece ordaydın. Şuan bize yakınsın belki. Bilmiyorum ama mesafelerin bir önemi yok, çünkü  sen kalbimdesin.
Gece: Bir şey söyle.

Hâlâ cevap gelmeyince ben devam ettim.

Gece: Tamam belki de cevap veremiyorsun. Ama ben susmam. Devam ediyorum. Eskisi gibi. Sonuçta oradasın biliyorum.
Gece: Bugün de elbiseyi giydim evet.
Gece: Belki seni daha da yakınımda hissederim diye. Ayrıca o çocukla dans etsem bile bir şey değişmezdi.
Gece: Ama iyi oldu. Yoksa sen yazmazdın. 
Gece: Neyse sen napıyorsun
Gece: Düşünmeden yazdım cevap yok  doğru.
Gece: Ben anlatayım o zaman. Sen gittikten sonra ne kadar bilmiyorum ama uzun süre orda bekledim. Gelirsin diye ama gelmedin. Sorun yok geleceksin biliyorum. Zaman veriyorum sana.
Gece: Sonra iki hafta senin odanda kaldım.  Okula gitmek için eve döndüm sonra. Öyle geçti sensiz zaman. 
Gece: Geçmiyor aslında ama
Gece: İnsan inanınca her şeyin eski haline döneceğine katlanıyor.
Gece: Odanda kaldım yatağında. Ama  kokun gitti bir süre sonra. Hatırlıyorum hala. Yataktan gitti sadece. Günümün neredeyse tamamını orada geçirdiğim için olabilir. 

Daha fazla yazacak güç bulamadım kendimde. Yavaş yavaş gözlerim kapanıyordu. Eğer kendi isteğimle olmassa bile birazdan uyuyacaktım. Önce annemlere partiden çıkıp Emir'lere geldiğimi söyledim sonra Emir'e tekrar yazdım.

Gece: Şu an hiç istemiyorum ama uyumam gerek.
Gece: İyi geceler
Gece: Seni her şeyden herkesten çok seviyorum Emir.
Gece: Umarım sabah uyandığımda yine burda olursun.
Gece: Seni çok seviyorum❤ 

Sabah normal saatimden bir saat erken uyanmıştım. Hemen telefonumu alıp Emir'e yazdim.

Gece: Günaydın.
Gece: Umarım gitmemişsindir.
Gece: Çünkü asıl o zaman biterim.

Okumadı. Belki uyuyordur diye düşünüp telefonu bıraktım. Zorlanarak yataktan kalkıp yüzümü yıkamaya gittim. Okul için hazırlanıp aşağıya indim. Daha bir saatten fazla vardı okulun başlamasına. Mert aşağıda koltukta oturuyordu. Benden bile erken uyanmıştı.

"Günaydın." dedim yavaşça.
"Günaydın. Erkencisin."
"Evet." diyerek yanına oturdum ve ona dün olanları anlattım.
"Keşke beni uyandırsaydın."
"Ne yapabilirdin ki? Konuşsan da cevap vermezdi."
"Olsun. Yinede.. bilmiyorum. Bugün yazdı mı?"  Söylediğiyle beraber telefonumu çıkartıp ona da gosterdim. Hâlâ görmemişti mesajlarımı. Bu kadar mıydı? Emir bir gün için yazıp gitmiş miydi? Madem öyleydi neden yapmıştı. Tekrar hatırlatmıştı onu ne kadar özlediğimi, sevdiğimi, terkedişini.. Sanki unutmuşum gibi.

Mert ile beraber sahile inmeye karar verdik hava almak için. Bir banka oturduk. Yiyecek bir şeyler almaya gitti, ben de kulaklıklarımı takıp denizi seyretmeye başladım.

Ne zaman unutulduk
Ne zaman geçmiş zaman
Ne zaman hatırladın adımı ben sormadan

Unutulur elbet her şehir ve her insan
Aldığımız hiçbir nefes bile içimizde kalmıyor inan
Bu kadar fazla uzaklaşmış olamaz yıllar
Bir dokun sen de anlarsın içimdeki kül hala sıcak

Ama çok geç artık bundan sonra..

Dinlediğim şarkının sözleri derinden etkilemişti. O an daha fazla dayanamayıp gözyaşlarımın akmasına izin verdim. Çok yorulmuştum. Emir cevap bile vermeden onunla konuşuyordum. Tek iyi yanı okuyordu. Ne kadar böyle devam edebilirdim? O yokken bu hayata ne kadar katlanabilirdim? Hayatımda ilk defa birine bu kadar bağlanmıştım. Bu kadar sevmiştim. Ve o da beni bırakıp gitmiş miydi? Bunları düşündükçe ağlamam daha da şiddetleniyordu. O sırada omzunda hissettiğim bir elle arkamı döndüm.
Mert'ti. Hemen yanıma oturup gözyaşlarımı silmeye başladı. Ama hiç bir işe yaramıyordu. Ağlamaya devam ediyordum. Etrafımızdan geçen insanların bize baktığını Mert'de farketmişti. Bu ikimizinde umrunda degildi aslında. Mert daha fazla beklemeden beni kaldırmaya çalıştı. Ama kendimi öylesine yorgun hissediyordum ki orada öyle kalmıştım. Sonra Mert beni kucağına almıştı ve zaten son hatırladığım da buydu. Daha fazla açık tutamadığım gözlerim benden izinsiz kapanmıştı...

GECE 'tamamlandıUnde poveștirile trăiesc. Descoperă acum