19.BÖLÜM: ÜÇÜMÜZ

144 39 2
                                    

"Günaaaydın"
"Anne bir insan böyle uyandırılmaz ama.."
"E kalk sende okula geç kalıyorsun. Hazırlan ben seni bırakacağım."
"Emir gelecek beni almaya."
"Aferin. En iyisini buldun kız sende. Yakışıklı da oğlan. İçine zaten sözüm yok. Hastanede başından ayrılmadı biliyor musun? Hastane demişken.." Annem iyi olup olmadığımı sormaya başladı; ateşimi, nabzımı ölçtü ve artık hazırlanmak için beni bıraktı. Emir'in gelmesine daha on beş dakika vardı. Bir anda özen göstererek hazırlanmaya karar verdim. Kendim için olmasa da Emir'e iyi olduğumu göstermem gerekiyordu. Ayrıca okuldaki Emirsever kızlarla başka nasıl baş edebilirdim ki?

Formamı giydikten sonra eteğimi biraz daha yukarı çektim. Fiziğime güveniyordum. Saçlarımı omuzlarıma doğru saldım. Yüzüme hafif bir makyaj yaptıktan sonra çantamı hazırladım. Aynaya baktığımda güzel bir kız görüyordum. Annemlerden para alıp evden çıktım. Aynada gördüğüm kişiyi Emir de görmüş olacak ki kapıdan çıkar çıkmaz yaklaşık beş dakika beni izledi.
"Bakmayı keser misin sapık gibi."
"Ama çok güzel olmuşsun. Seni bu şekilde okula sokmasak mı?"
"Emir ne olabilir ki? Ayrıca abartma o kadar değil."
"O kadar hatta faha fazla."
"Uzun süredir beni böyle görmediğin için yoksa ben aynı benim." Yalandı. Önceden kendime bu kadar özen göstermiyordum. Ama artık Emir'leydim ve değişiyordum.

Arabaya bindik ve evden uzaklaştık. Sonra Emir sağa çekti ve bana bakmaya başladı.
"Ne oldu?"
"Gözlerin öyle güzel ki bakmaya doyamıyorum, başka birilerine bakacaksın diye korkuyorum."

Bu çocuk hiç aynaya bakmıyor mu? Ne kadar yakışıklı olduğundan haberi yok gibi.
Onun gözleri kadar güzel ve derin bakan bir göz görmemiştim hayatımda ve o gelmiş benim gözlerimi mi övüyordu? Yapma Emir senin yanında sönük kalıyorum. Kendi kendime bunları düşünürken o hala bana bakıyordu.
"Okula geç kalıyoruz." dedim.
"Odun musun acaba?" Aynanda gülmeye başladık. Haklıydı, insan bir teşekkür eder.
"Teşekkür ederim." yolun geri kalanı da sohbet ederek geçmişti. Okula vardığımızda Mert kapıdaydı. Bizi görür görmez önce bana sonra Emir'e sarıldı.
"Çok özlemişim abi sizi."
"Bende." diye yanıtladım.
"Sen niye geldin? Dinlenseydin."
"İyiyim Mert. Sende başlama. Hem ortamlara akabilecek kadar iyiyim okula mı gelemicem?" Mert ile gülmeye başlarken Emir her şeyden habersiz ne olduğunu sorgular gibi bakıyordu. Sınıfa girdik. Geçmiş olsun dilekleriyle yerimize oturduk.
"Gerçekten bir şeyler yapalım mı?" diye bir fikir attım ortaya. Emir hemen karşı geldi.
"Gece daha erken değil mi?"
"Hayır, yani en azından yemek yiyelim beraber." Mert atladı.
"Randevu istiyor kız anlasana."
"Hayır seninle de. Üçümüz. Beraber."
"Tamam okul çıkışı gideriz." Netti Emir.
Planladığım bu değildi ama bununla yetinmem gerekiyordu. İlerisini daha sonraya saklamalıydım. Dersler başladı, bitti. Bütün günümüz aynı geçti. Tenefüslerde sınıfta oturdum, Emir ve Mert de benimle beklediler. Dersler aynı şekilde devam etti ve sonunda beklediğim an geldi. Okul bitti.
"Hadi gidelim. Annen izin verdi mi?"
Emir'in sorusuyla telefonumu çıkartıp anneme yazdım. Bu saatte toplantısı olabileceğinden mesaj atacaktım.

Gece: Anne ben Emir'lerle yemek yemeye gidiyorum.
Gece: Haberin olsun.
Gece: Bir iki saate gelirim.
Gece: Sormadan söylüyorum iyiyim.
Cevap çok gecikmedi.
Annem: Kızım biraz daha dinlenseydin evde.
Annem: Emir var değil mi? Bana değil Emir'e güveniyorlardı.
Gece: Var anne var. Zaten ben kendime bakabilirim.
Annem: Tamam git çok geç kalma.
Gece: Canımm annem.

Mesaj bölümünü kapattıktan sonra izin aldığımı söyledim ve arabaya bindim. Mert'in de arabası olduğu için o bizden ayrıldı. Arabaya bindiğimizde nedense bir anda kendimi yorgun hissetmiştim. Arkama yaslanıp gözlerimi kapattım. Bugün onlarla gittiğim ilk yemekti. Üçümüz beraberdik bundan sonra. Artık bir sevgilim bir de kardeşim diyebileceğim arkadaşım vardı. Çalan şarkıyla Emir'e döndüğümde aynı anda o da bana baktı.

Sıkılırsan güneşten
Gece oluruz erkenden
Sen istersen
Karşılığında istediğim
Geçmişin geleceğin
Benim olsun..

Bu doğum günümde bana yazdığı şarkıydı. Ondan önce de biliyordum ve dinliyordum. Ama artık farklıydı, artık bütün şarkıların farklı anlamları vardı. O an aklıma gelen soruyla şarkıyı böldüm.
"Emir, ben senin doğum gününü bilmiyorum. Ne zaman?"
"28 Ocak." Bu bana elbiseyi yolladığı tarihti. Benden bir gün önce mi doğmuştu?
"Ama bu.."
"Evet bu seninle tanıştığımız gün. Senden önce ben yaşamıyordum. Senden öncesi yok." söylediklerini biraz daha düşündükten sonra konuşmaya başladım.
"Emir.. Gerçek doğum günün ne zaman?" Gülerek cevap verdi. Benimle dalga geçmeyi seviyordu.
"19 Aralık."
"Tamam oldu." unutmamak için içimden tekrar ederken. Bir anda araba durdu.
"Geldik."
Arabadan inmeden önce elini tuttum.
"Emir senden önce ben yaşamıyordum. Senden öncesi yok." dedim.
"Benim sözlerimle beni vuruyor."
"Senin sözlerin de beni vuruyor. Bakışların gibi."
"Şanslı günümdeyim herhalde. Gece hanım çok mu seviyorsunuz bugün beni?"
"Ben seni her gün seviyorum." diyerek onu öptüm. Mert araba camına sertçe vurana kadar. Emir biraz korkuyla arabadan indi.
"Abi napıyorsun yavaş olsana."
"Öyle çağırmak için vurdum dalmışım. Böldüm pardon." Mert gülerek cevap verirken ben de arabadan indim.
"Tamam boşverin gidelim hadi. Acıktım."
"Gel hadi doyuralım karnını." diyerek kolunu omzuma attı Mert. Ardından Emir de aynı şekilde belime sarıldı. Üçümüz beraberdik. Dışardan çok güzel göründüğümüze emindim. Artık yorulmuştuk ve mutlu olmayı haketmiştik. Üçümüz beraber mutlu olacaktık.

Ortalarda bir masaya oturduktan sonra siparişlerimizi verdik. Öğle yemeği yemediğim için gerçekten çok acıkmıştım. "Kızın içinden canavar çıktı. Seni yemek yerken hiç görmemiştim." Söylediğinden sonra omzuna vurduğumda canı acımış gibi bağırdı Mert.
"Dalga geçme benimle Mert."
"Dalga geçme kızla Mert." Beni taklit mi etmişti Emir?
"Benimle uğraşmayın."
"Tamam kızma." diyen Emir'e sinirle bakmıştım. Aniden ayağa kalktım.
"Nereye Gece?"
"Ellerimi yıkamaya."
Arkamı dönüp onlardan uzaklaştığımda elimi cebime atmamla normalde orada olmaması gereken bir kağıt buldum. Açtığımda içinde korkmamı gerektiren o yazı yazıyordu.

Hazırlan.. Geliyorum..
Yaptıklarından sonra sence de bir bedel ödemen gerekmiyor mu?
Senin yaptıklarının, o çok sevdiğin çocuğun yaptıklarının, hepsinin bir sonucu olacak.
Gece..
Bekle az kaldı.

Tam okumamı bitirip kafamı kaldırdığımda bir el ağzımı kapattı. Çırpınmaya başladığımda daha sıkı tuttu ağzımı. Gözlerimi açık tutmakta zorlandığım zaman ağzımı kapatan bezin ilaçlı olduğunu anladım. Direnmeyi bıraktığımda kendimi de bıraktım..

GECE 'tamamlandıWhere stories live. Discover now