22.BÖLÜM: DUYGU

117 36 1
                                    

Emir gittikten sonra öylece kapının önünde oturdum. Belki bir saat belki iki saat. Ağlamıyordum şaşırtıcı bir şekilde. Yağmur yağdı ıslandım. Ama bu umrumda bile değildi. Belki döner diye bekledim tam beni bıraktığı yerde.
Çöp atmak için dışarı çıkan Mert beni gördüğünde hızlıca yanıma geldi. Dışarıda aralıksız yağmur yağdığını düşünürsek beni burda görünce şok olmuştu. Beni kucağına alıp içeriye götürdü. Kalmak için ne kadar zorlasam da olmadı.
"Gece sen delirdin mi?"
"Ne yapıyorsun tek başına yağmurun altında?" beni koltuğa bıraktığında cevap alamadığı için sinirle devam etti.
"Ben sizi Emir'le dışarıda sanıyordum."
"Bir cevap verir misin Gece. Ne oldu Emir nerede?"
"Emir gitti."
"Nereye?"
"Bilmiyorum gitti ve kısa sürede dönmeyecek. Belki de hiç dönmez.
"Bana düzgün anlatır mısın şunu? Sen nasıl izin verdin?"
"İzin vermedim yapabileceğim bir şey yoktu koymuştu kafasına ve gerçekten gitti. Mert bıraktı bizi, o gitti. " Yeniden ağlamaya başladığımda Mert yanıma oturdu.
"Emir bu beni bırakmaz seni bırakmaz. Ayrıca böyle nereye gidebilir ki bir anda verdiği bir kararla."
"Önceden de düşünüyordu galiba."
"Neden bana söylemedin engel olabilirdim."
"Olamazdın, ben çok uğraştım ama kafasına koymuştu
"Tamam gelir geri. Kafasına esmiştir gitmiştir. Gel yukarı çık üstünü değiştir. Hadi." Beni kaldırıp odama doğru yonlendirdiğinde ben devam ettim.
"Mert bu Emir değildi. Emir beni bırakmazdı. Ama gitti. Yaptı. Emir gerçekten gitti. Yok artık."

Yarı uyanık yarı baygın bir şekilde üstümü değiştirdim. Mert kapıda bekliyordu.
"Gel ateşin çıkmıştır kesin. Hastaneye gidelim mi?"
"İstemiyorum, Mert ben iyiyim. Teşekkür ederim. Lütfen beni yalnız bırak. Hem sende üstünü değiştir. Bak ıslanmış üstündeki."
"Ama Gece.."
"Aması yok. İyiyim. Lütfen."

•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•~•

"Gece bak iki hafta oldu Emir gideli."
"Çık artık odadan. Gel konuşalım."
"Okula da gitmiyoruz. Annenler de merak ediyor. Burda kaldığını bilselerde seni yanlarında istiyorlar."
"Sadece benimle konuşarak yaşayamazsın."

Emir gideli iki hafta olmuştu. Mert ile her sabah yaptığımız konuşmayı yine yapıyorduk. Her sabah beni çıkarmaya çalışıyordu ve ben her sabah onu reddediyorum. Sonra kahvaltımı getiriyordu, yemiyordum. Öğlene doğru acıktığımı hissedince aşağıya inip bir şeyler atıştırıyordum. Yukarı çıkıp tekrar Emir'in yatağına yattığımda sonraki gün öğlene kadar öyle kalıyordum ve bazen de aksam yemeğine iniyordum. Günlerim böyle geçiyordu. Aynı. Eksik. Emir'siz.

"Gece bak bugün pes etmeyeçeğim. Sen çıkana kadar bende burdayım. O kapı açılacak ve biz beraber okula gideceğiz."
"Kendini düşünmediğini biliyorum ama beni düşüneceksin. Hem insan kardeşini aç susuz bırakmaz ki."

Bekledim belki gider diye. Bir saat iki saat saat. Gitmedi. Kapının önüne oturmuş Mert'in nefesini dinliyordum. Haklıydı onu öyle bırakamazdım. Kendime acımıyordum ama onu düşünüyordum. Hem belki okula gitmek, Emir'in odasından çıkmak iyi gelirdi. Bu onu unutmamı sağlardı belki. Ama istemiyordum ki. Ben onu unutmak istemiyordum. İçimdeki umut bütün gerçeklerle savaşmaya hazırdı. Geri geleceğine olan umudum.

"Mert kalk yemek yiyelim." Kapıyı açar açmaz benden böyle bir tepki alan Mert şokun etkisiyle sendeleyerek ayağa kalkmıştı.
"Tabi hemen." diyerek bana sarıldı. Bende ona sarıldım. Emir'den sonra bana iyi gelen kişiler arasındaydı. Kimse Emir kadar iyi gelmesede, kimse onun gibi olmasada.
"Daldın Gece."
"Evet dalmışım. Gel inelim."
"Konuşmak ister misin?"
"Konuşuyoruz ya."
"Ne demek istediğimi anladın bence."
"Bilmiyorum. İsterim aslında ama bilmiyorum. Ya da konuşmayalım Emir gitti ve onu unutmam gerekiyor. Ben de onun hakkında konuşmayı bırakıyorum. Yarın okula gidelim. Yarın ve daha sonra.
O yüzden şimdi beni eve bırakman gerek. Her şeyim orada."
"Tamam bekle biraz bende hazırlanayım. Bu arada bende seni sıkmayacağım daha fazla. Ama benim bildiğim Emir kimseye vermediği değeri sana verdi ve seni bu kadar kolay bırakmaz." diyerek odasına çıktı.
Bırakmaz mıydı gerçekten? Emir tanıdığım herkesden farklıydı, herkes söz verirdi. Ama çoğu tutamazdı. Emir onlardan değildi. Değil sanıyordum ama o da tutamadı. Tutmak istedi mi? Belki onu unutmak için şu an kendime karşı onu kötülüyordum. Çünkü içten içe Emir'in benim için gittiğini, beni sevdiğini biliyorum. Unutamam belki ama hayatıma devam edebilirim. Böyle düşünürken Mert geldi ve beraber evden çıktık.
"Yarın sabah seni almaya gelirim."
"Gerek yok ben gelirim."
"Gece, uğraşma boşuna akşam yaz bana kaçta gelmemi istediğini."
"Tamam, görüşürüz. Teşekkür ederim. Her şey için. İki hafta bana katlandığın için. Yanımda olduğun için."
"Sonunda be. Bak güldün sonunda. Hadi in arabadan hadi. Annenler daha fazla özlemesin."
"Tamam yazarım akşam." arabadan inip binaya girdim. Zili çalmakla açılması bir oldu. Beni aşağıda görmüş olacaklar ki annem "Geldi, geldi." diye bağırarak açtı kapıyı.
"Geldim."
"Kızım, çok merak ettik seni. Nerelerdesin? Yani biliyoruz da lafın gelişi."
"Anladım anne ama beni bıraksan mı boğuluyorum."
"Evet bırak kızı ben sarılayım biraz da." içeriden gelen babama koşarak sarıldım.
"Sen ne kadar zayıflamışsın."
Sonra bana zorla yemek yedirip salona oturttular.
"Annem, iyisin değil mi?"
"İyiyim anne." değildim ama.
"Canın acıyor mu hiç? Başın dönüyor mu? Hastalık belirtisi olabilecek bir şey var mı?"
"Hayır anne yok canım da acımıyor başım da dönmüyor." Ama kalbim acıyor. Emir yok eksiğim. Başım da dönüyor. Ama yinede bayılmam, düşmem. Çünkü beni tutmasını istediğim kişi yanımda değil.

O an içimden bunları düşünürken gözlerimin dolduğunu hissettim. Hemen annemlere uyuyacağımı söyleyip odama gittim. Önce biraz baktım odama. Beraber yattığınız yatağa, onun için kaçtığım pencereme.. Sonra dayanamayıp kendimi yere bıraktım. Ağlamaya başlamıştım. Annemlerin kapıda olduğunu ses gelmesinden anlatmıştım. Ama sanırım babam sakince onu götürdü.
Kalkmaya çalıştım, susmaya, üzülmemeye ama olmadı. Duygularımı ben kontrol edemiyordum. Emir giderken duygularımı da almıştı. Duygularımla beraber kalbimi, ruhumu almıştı. Onsuz eksik olduğumu düşünürdüm ama eksik değildim. Artık ben sıfırdım. Onsuz ben yoktum. Hiç bir parçam yoktu..

GECE 'tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin