20.BÖLÜM: SOĞUK

134 39 8
                                    

Uyandığımda hala alışveriş merkezindeydik. Ama tam olarak neredeydik? Etrafıma baktığımda erkekler tuvaletinde olduğumuzu anladım.
"Arızalıymış, aşağıya inelim."
Kapıdan gelen bu seslere bakılırsa beni buraya getiren kapıya arızalı tabelasını asmıştı.
"Ne istiyorsun benden?" Ellerimi önden bağlamıştı. Telefonum onun elindeydi. Bileğimdeki saate baktığımda sadece üç dakikadır baygın olduğumu anladım. Emir ve Mert'in yokluğumu farketmesine daha vardı.
"Ne mi istiyorum? Beni daha tanımıyorsun bile değil mi? Ama hayatımı altüst ettin. Tarık Sancak. Tanıdık geldi mi?"
Bu Selim'in babasıydı.
"Susma!" diye bağırdığında yerimde sıçramıştım. Biraz daha beni burada tutarsa yakalanacağını o da biliyordu. Bu yüzden hızla devam etti.
"Babam. Hapse attırdığınız kişi benim babamdı. Sadece kendi hayatınızı düşünüyorsunuz. Geride kalanlar umrunuzda değil." Benimle aynı yaşlarda hatta benden daha küçük olan bu çocuğun aynanda hem abisiz hem babasız kalması, bu onun hakettiği bir şey değildi. Ama babası suçluydu. Suçlu olan insanların yeri bellidir.
"Ben.. bilmiyordum. Ama baban suçluydu."
"Bilemezsin. Onun ne yaşadığını hiç biriniz bilmiyorsunuz. Suçlu olsa bile geride kalanlar suçlu mu?" Vurgulayarak söylediği her kelime içime kazınıyordu.
"Ben bu yüzden sizin de acı çekmenizi istiyorum. Sana zarar vermem gerekiyordu ama yapamıyorum. Ben sizin gibi değilim." Biraz durdu ve devam etti.
"Emir senin burda soğuktan donduğunu görse ne hissederdi? Merek etme donmana izin vermem. Kötü biri değilim. Ama Emir'in acı çekmesi için senin biraz üşütmem gerekiyor."
"Yapma.. hayır yapma." derken odanın sıcaklığını eksilere düşürdü. Camları ve kapıları kapattı. Bizi çeken kamerayı aldığında ben yeni farketmiştim. Videoyu Emir'e izletecekti. Gerçekten ölmemi değil Emir'in acı çekmesini istiyordu. Ellerimi çözmeye çalıştım ama olmadı. Beş dakika geçti gelmedi, on dakika, on beş dakika, on altı ve geldi. Emir geldi.
"Gece!"
"Gece içerde misin?" kapıyı açmaya uğraşıyorlardı.
"Burda.. burdayım." gücüm yavaş yavaş tükeniyordu.
"Geliyorum Gece bekle." bu Emir'di. Geliyorum dedi ve gelirdi. Kapıya atılan bir kaç tekme sonra Emir içeri girdi.
"Gece." yanıma geldiğinde ellerimi çözdü. Hemen ona sarıldım.
"Özür dilerim, özür dilerim."
"Sus Emir. Sus ve sarıl bana." Bunu söylememle benden ayrıldı.
"Emir.." devam ettim "Sana ihtiyacım var." deyip onu kendime çektim.
"Sana bir şey olursa dayanamam Gece."
"İyiyim ben."
"İyi değilsin. Ben hayatında olduğum sürece bu devam ediyor."
"Lütfen bunları sonra konuşalım. Lütfen."
"Tamam gel seni burdan çıkaralım." Ellerini belimde ve bacaklarımda hissettiğimde kendimi de güvende hissetmeye başladım. Başımı omzuna yasladığımda ağlamaya başlamıştım. Yüzüme öyle bir bakmıştı ki içim yine acımıştı. Neler oldu, videoyu nasıl izledi, beni nerelerde aradı hiç bilmiyordum. Ama olanları öğrenince işlerin daha da kötüye gideceğinden emindim. Emir onun yüzünden zarar gördüğümü düşünüyordu. Bu yüzden yapabileceklerini ben bile tahmin edemiyordum.

Emir,in evine vardığımızda arabadan inince beni yine kucağına aldı. Yürüyebilirim dedim ama dinlemedi. Beni kendi yatağına yatırdıktan sonra bana uzun uzun baktı. Konuşmuyordu. Konuşsun istedim çünkü gözleri konuşuyordu ve hiç istemediğim şeyler söylüyorlardı. Son kez bakıyoruz sana diyorlardı, son kez yanında bu maviler..

"Emir."
"Emir dedim."
"Emir bana bak."
"Efendim" sonunda.
"Ne oldu? Anlat. Nasıl buldunuz beni?"
"Acı çektirmek mi istiyorsun?"
"Acı yok Emir, anlat.."
Haklı mıydı? Bu onu daha da üzmek olurdu ama bilmem gerekiyordu, ona göre tepki verecektim.
"Sen gittikten on dakika sonra merek etmiştim. Sonra telefonuma bir video geldi." Tahmin ettiğim video. Emir delirmiştir izleyince.
"Sonra seni aramaya başladık. Gece olmuyor.."
"Oluyor. Lütfen, pes mi ediyorsun?"
"Emir dur." durmadı. Arkasını dönüp gitti. Neydi bu şimdi bitmesini mi istiyordu? Beni böyle bırakmazdı. En azından son bir kez sarılırdı. Hâlâ onu vazgeçirmek için zamanım vardı.

Hızla kalktığımda başım dönmüştü. Tutunacak bir yer bulamadım ve kendimi tekrar yatağa attım. Kalkmam gerekiyordu. Emir'i durdurmam gerekiyordu. Ama yapamadım. Öyle yorulmuştum ki kendimi yatağa attığım an uyumuştum. Gözlerim benden izinsiz kapandı. Hâlâ içimde bir şeyler kalk diyordu, kalk ve Emir'e sarıl. Ama yapamadım gücüm yetmedi.

Uyandığımda önce neler olduğunu hatırlamaya çalıştım. Hatırlayınca kendimi zorladım ve yataktan kalktım. Telefona baktığımda iki saat geçmişti. İki saattir uyuyor muydum? Hemen aşağı kata indim.
"Emir."
"Emir!"
"Nerdesin?" bağırmamdan sonra Mert uyanmış olacak ki kızgın bir şekilde yanıma geldi.
"Ne bağırıyorsun Gece?"
"Emir.. Emir nerde?"
"Yukarda."
Emir'i de hızla merdivenden inerken gördüğümde kendimi yere bıraktım. Dizlerimin üstüne.
"Gece."
"Gittin sandım" cevap vermedi. Gitmem demedi seni bırakmam demedi. Söz verdim ben sana demedi. Emir bu değildi. Emirin ruhu gitmişti benden uzaklara, yakında bedeni de gidecekti.
Mert büyük ihtimalle bizi yalnız bırakmak için odasına çıkmıştı.
"Burdayım."
"Burdasın."
"Seni seviyorum Gece.."
"Sevsen gitmezdin."
"Gitmedim."
"Gidiyorsun." Yine cevap yok. Belki de bana veda bile etmeden gidecekti. Yapabilir miydi? Gitmeyi başarsa bile beni son kez öpmeden, bana son kez sarılmadan gidebilir miydi?
"Ağlama." Ve evet yine ağlamaya başlamıştım.
"Gitme."
"Gece. Gitmiyorum, şuan bunları konuşmayalım."
"Gel." diyerek elini tuttum. Yukarıya çıktık ve onun odasına girdik. Yatağına yattığımda önce biraz bekledi. Sonra o da yanıma uzandı. Önceden beraber yattığımız gibi değildi. Benden uzaktı. Bağlanmak istemiyor gibi. Gitmesi kolaylaşsın diye yapıyordu. Emindim. Gideceğini bile bile gitmemesini istiyordum.
Bende onu birakmak istemiyordum ve yaklaştım. Sarıldım. Duruyordu. İzin verdim ona bende bekledim. Buzlarını eritmeyi başarınca tekrar eski halimize dönerdik. Önce saçlarımla oynamaya başladı. Yavaş yavaş başarıyordum. Sonra benden ayrıldı. Onun üzerinde olan kolumu çekti kendinden. Sonra beklemediğim bir şey yaptı. O benim omzuma yattı. Saçlarıyla oynama sırası bendeydi. Belki sondu bu, belki gidecekti. Ama biz Emir'le ayrılamazdık. Ne o bensiz yapabilirdi ne ben onsuz yapabilirdim. Belki giderdi ama geri gelirdi. Bundan eminim. Saçlarıyla oynarken uyumuştu. Ben uyumayı planlamıyordum. Ben Gece'yim. Ve ben Emir'in Gece'siyim.

...

Evet iki duyurum olacak.

Finale daha var ama ben önceden bu soruyu sormak istiyorum

Sizce GECE kitabım mutlu sonla mi mutsuz sonla mi bitsin?

Ikisi için de çok güzel fikirlerim var.

Ama karar veremedim. Buraya mutlu veya mutsuz yazarsanız çok sevinirim. Sizi dinleyeceğim.

Ayrıca kitaplarım adına instagram hesabı açtım. Takip ederseniz soru cevap vb. yaparız. Oradan da çok aktif olacağım.

@studyblog.tip

Hesap bu 👆👆👆👆👆👆👆👆👆👆

GECE 'tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin