17.BÖLÜM: SONSUZ

159 46 1
                                    

Sabah uyandığımda uzun süredir ilk defa mutluydum. Hastanede derin bir uyku içinde olduğumda bile gözümden sürekli yaşlar geldiğini söylemişlerdi. Emir'in gittiğini düşünerek uyanmıştım. Öyle de olmuştu. Gece uyandığımda yanımdaydı. Belli ki sabaha karşı yakalanmamak için gitmişti. Telefonumu almak için masaya uzandığımda Emir'in de telefonu ordaydı. Unutmuştu. Evden çıkıp götürmeme izin vermeyecekleri için öğlene doğru Mert'e söylemeyi düşündüm. Gün içinde  yapacaklarımla ilgili planlar kurarken odamdan çıktım. Elimi yüzümü yıkadım. Uzun süredir ilk defa aynaya bu kadar uzun bakmıştım. Sonra duşa girip çıktım. Annemler uyanmış olacak ki bana seslenip durdular. Duşta olduğumu anlayınca sustular. Duştan çıktığımda giyindim, saçlarımı taradım ve kendi hallerinde  kurumaları için açık bıraktım. Hazır olduğumda kahvaltı için aşağıya indim. Mutfağa girdiğimde gördüğüm kişiyle minik çaplı bir kriz geçirdim. Emir ordaydı. Ne yani odamdan çıkıp mutfağa mı girmişti? Daha doğrusu annemler ile birlikte kahvaltı mi yapıyordu? Gece burda kaldığını öğrenen babam nasıl bu kadar sakindi? Biri bana tüm bunları açıklasın der gibi Emir'in gözlerine bakıyordum. O sırada annem lafa girdi. "Nerdesin kızım bak ne güzel Emir geldi kahvaltıya. Ama yorgunsan odana geç biz oraya getirelim." Emir hâlinden gayet memnun yemek yemeye devam ediyordu. Çok iştahı olduğunu düşünmediğim Emir burada iştahlı bir şekilde kahvaltı yapıyordu.
"Yok anne iyiyim. Emir haberim yoktu geleceğinden."
"Seni merak ettim. Geliyim dedim."
Ne güzel ikimiz de yalanı devam ettiriyorduk.
"Hoşgeldin." diyip yemek yemeye başladım. O sırada babamda lafa atıldı.
"Kızım iyi gördüm seni. Ağrın falan yok değil mi?"
"Yok baba iyiyim. Bana iyi gelen şeyler var."
Ondan bahsettiğimi anlamıştı Emir. Güldü. O an yüzünde kocaman gamzesi belirdi.
"Ya baba aslında ben okula gitmek istiyorum. Bir haftadır dersleri kaçırdım. Hem yeni okuluma alışmak için gitmem gerek değil mi?" Aslında bu dediklerimin hiç biri gitmek istememin sebebi değildi. Tek derdim Emir ile olmaktı. Okul dışında başka yere izin vermezlerdi bu halde.
Üçü birden hayır dediğinde Emir'e bakıp güldük.
"Emir sen yapma bari. Hem anne bak Emir var o bana bakar değil mi Emir?"
"Sonsuza ka.. yani bakarım." O an dalıp sonsuza kadar diye yanıt veriyordu ki son anda durdu. Annemler anlamıştı ama onlar da aramızda arkadaşlıktan fazlası olduğunu biliyordu. Babam o sırada konuşmaya başladı.
"Kızım bak yeni hastaneden çıktın. Zaten okul işi aceleye geldi ama Emir oğluma güveniyorum. Bugün dinlen yarın gidersin."
"Baba ama.. Neyse tamam. En azından hava almak için bahçeye çıkabilirim değil mi?"
"Çık kızım tabi çık."
"Bende kalkayım artık her şey için teşekkürler."
Emir annemlerle vedalaşırken bende üstüme hırka almak için yukarı çıktım. O sırada telefonunu da aldım ve aşağı indim. Emır kapıda bekliyordu. Annemin yardımıyla ayakkabılarımı giydikten sonra evden çıktık. Bahçede bizi göremeyecekleri bir yere oturduk Emir'le.
"Sabah bir anda seni görünce odamdan direk çıktın sandım. Öyle bir şeyi öğrenmelerini istemezdim." diye söze girdim.
"Yok önce evden çıktım bir saat dışarda takıldım sonra geldim."
"Nerede takıldın?"
"Kafeye oturdum."
"Tek mi?"
"Kıskanma bu kadar senden başkası yok."
"Kıskanmadım ki."
"Sen öyle diyorsan öyle olsun."
"Sen şeydeyken.. hapiste seni çok özledim. Senin evinde kaldım. Yatağında.."
"Tahmin etmiştim. Bütün kokun yatağıma sinmişti."
"Sen ne yaptın orda. Benim gelemediğim gün. Bekledin mi?"
"İstediğin konuya geldik sanırım." dedi.
"Merak ediyorum anlatmak isteme.."
"O gün bekledim. Gelirsin sanmıştım. Sonra Mert geldi. Yalnız. Sana olanları duydum." sustu.
"Sonra.. bak şimdi iyiyim geçmişte kaldı artık üzülmene gerek yok."
"Sonra biraz sinirlenmiştim ve ilaç ile bayılttılar. Devamını hatırlamıyorum."
Şaşırmıştım, bayıltma gereği duyacak kadar sinirlenmişti. Ne yapmış olabilirdi diye düşünmeye başladım.
"Mahkemeden sonra da sürekli yanındaydım. Seni izledim, içeri girip seninle konuştum. En sonunda uyandın ama çok korktum uyana.."
"Tamam Emir, bak burdayım yanındayım, iyiyim.. sayende."
"Kendimi affedemiyorum. Eğer benimle tanışmasaydın bunu yaşamazdın. Strese girmezdin. Ben hapse girmeseydim uğraşmazdın bütün bunlarla. Sana şimdi bir şey soracağım. O sakin hayatını özlüyor musun?"
"Hayır, senden önce olan hiç bir şeyi özlemiyorum. Zaten senden öncesi yoktu ki. Sen hapse girdiğinde bir daha anladım. Ben sensiz yarımım. Sen yoksan bende yokum. Kendini suçlamaya devam etme suçun yok ama eğer senin yüzünden olmuş olsaydı emin ol bu sorun olmazdı. Hâlâ suçlu olduğunu düşünüyor musun?" cevap yok. Düşünüyordu biliyorum. Ama suçsuzdu. Devam ettim kendini suçlamasına izin veremezdim.
"Suçlu değilsin. Öyle olsan bile seni severdim. Ben seni; her şeye rağmen, her şeyden çok, seviyorum." sonra omzuna  yattım. Yaklaşık bir saat öyle durduk.
"Artık gitmeliyim sende çık ve güzelce uyu tamam mı?"
"Tamam. Yaz bana sende tamam mı?"
"Tamam. Seni seviyorum."
"Bendee" diyip boynuna atladım. Çocuk gibi hissetmiştim kendimi.
Arabasına doğru yürüken içeri girmem için kafasıyla işaret etti. Bende girdim. Merdivenleri çıktım. Odama girince hemen camdan baktım. O da bakıyordu. Girdiğimden emin olunca arabasına binip uzaklaştı..

O gittikten sonra dinlenmek için uzanmıştım. Uyumuşum. Yataktan kalktığımda saat akşam sekiz olmuştu. Telefonumu aldım.

~Yedi yeni mesaj ~

Emir: Uyudun mu güzelim..
Emir:Uyanınca yazarsın sen bana

Mert: Napıyon gülüm iyisin demi?
Mert: Gülüm ne kro oldum iyice.
Mert:Gelemedim hastaneden sonra merak ettim seni.

Ayaz: Gece hastaneden çıkmışsın, uzun süredir konuşmuyorduk. Aramız iyi değil galiba.
Ayaz: Sen uyurken bir ara gelmiştim ama çıkınca görüşmek istiyorum. 

Neden görüşmek istiyordu Ayaz? Aramız bozuk muydu? Söylediklerine kızmıştım. Ama bu her zaman küs olcağımız anlamına gelmiyordu. Konuşmaya karar vermiştim. Emir'in suçsuz olduğu ortaya çıktığı için belki özür dilerdi.


GECE 'tamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin