10.BÖLÜM: ÖPÜCÜK

213 53 3
                                    

Mesajı yazanın Ayaz olduğunu düşünüyordum. Gece kendine gel. Ayaz fazlasıyla kibardı. Bunları yapmazdı. Ama yine de Ayaz'a yazdım.

Gece: Ayaz, bana mesajı yazan sen miydin? Eğer öyleyse hiç komik bir oyun değil.
Ayaz: Hayır. Sana hiç bir şey yazmadım.
Ayaz: Ne oldu?
Ayaz: Seni rahatsız eden biri mi var yardım edebilirim.
Gece: Ayaz bak aramızda bazı şeyler oldu. Ama eğer yazdıysan.
Ayaz: Hayır. Ayrıca sana kırgın veya kızgın değilim. Bir suçun yok.
Ayaz: Emir'i seçtin.
Ayaz: Ama sana dediğim gibi. Yanlış yaptın.

Mesajlardan çıktım. O an bilinmeyen numarayı da Ayaz'ı da unutmak istemiştim. Sadece bu gece yaşayacaklarımız aklımda kalmalıydı. 15 dakika boyunca yolda hiç konuşmadım sadece Mert ve Emir konuştu ben dinledim. Eve vardığımızda bu sefer yardımcılar yoktu. Sadece üçümüz vardık "Abi niye gönderdin kadınları ben çok açım." bu Mertti.
"Ben onu hiç düşünmedim ya. Vardır buzdolabında bir şey git ye."
"Ben hazırlarım bir şeyler." diye atladım Yemek yapma konusunda kendime güveniyordum.
"Zehirlenmeyiz umarım." klasik Emir işte. Benimle uğraşmayı niye bu kadar seviyordu.
"Çok komik"
"Ya kız ne güzel yemek yapacak işte bulaşma da yapsın gel biz yukarı çıkalım iki el oyun atalım. Sen takıl kendi kafana göre yapamazsan bile burada bir şeyler vardır." Mert beni savunmuştu ama sonra güvenmediğini kibarca da olsa belli etmişti. Yaklaşık yarım saatte çok güzel şeyler çıkarmıştım ortaya, masayı da hazırlamıştım. En son su almak için mutfağa döndüğümde Emir de kapıda bekliyordu.
"Teşekkür ederim" dedi
"Ne için?"
"Her şey için. Yanımda olman bile bana iyi geliyor. Konuşurken bana yaklaşmıştı ve artık Aramızda sadece bir adım vardı.
"Çok güzelsin."

"Bazen insanlar bazı şeyleri içlerinde saklar. Çünkü bir şeylerden korkarlar."

İzlediğim bir filmden aklıma gelmişti bir anda bu cümle. Emir de bazı şeyleri içinde saklıyordu. Yanında olmamın iyi geldiğini bana ilk defa bugün söylemişti. Bana güzel  olduğumu söylemişti. Bunu içinde saklıyordu. Peki neden korkuyordu?

Tüm o düşüncelerime son veren bir şey oldu. Emir beni öptü. Emir beni öpüyordu.
Konuşmaya başlayacağım sırada dudaklarını dudaklarımda hissetmiştim.
Emir beni öpmüştü. Söyleyemediği şeyleri davranışlarına döküyordu. Sonra hiç bir şey olmamış gibi bana gülümsedi ve gitti.

Yemek yerken de hiç bir şey olmamış gibiydik. Yemeğimizi yedikten sonra film izlemek için salona geçtik. Emir ve Mert köşelere oturmuşlardı. Ben de tam ortalarına oturdum. Artık onlardan biriydim. Emir ile ilişkimiz farklı olsa da Mert ile çok iyi arkadaş olacağız gibime geliyordu. Çok samimi ve iyi kalpliydi.
Film başladı, bitti.
Uyumuştum. Evet film izlerken uyuyakalmıştım.
Hafiften gözlerimi aralayabilmiştim ama hala ne olduğunu tam olarak anlamıyordum. Emir'in kolları bacağımı ve sırtımı sardığında onun kucağında olduğumu hissetmiştim. Beni yine yukarıya götürüyordu kaldığım misafir odasında mı kalacaktım? Hayır burası Emir'in odasıydı yatağına beni bıraktığında bütün kokusu gelmişti. Beni yatağa bıraktığında kolunu tuttum.
"Gitmem Gerek" dedi ve mırıldandı "Uyu ve sabah yine yanında olacağım"

Sabah uyandığımda ilk işim telefonuma bakmak oldu.

Bilinmeyen numaradan üç yeni mesaj.

Bilinmeyen numara: Gel.
Bilinmeyen numara: Gerçekleri mi öğrenmek istiyorsun? Gel. Korkma. Her şeyi öğrenmek için korkmamak gerekir.
Bilinmeyen numara:Hiçbir şeye cesaret etmeyen, hiçbir şeye ümit beslemesin.

Ne olduğunu sorgulamadan hızlıca düşündüm. Güzel bir sözle kapanışı yapmıştı. Altında da bir adres yazılıydı. Saat 06.23. Emir ve Mert daha uyuyordur. Okula da daha 2 saat var. Kisa sürede giyindim ve evden çıktım.

Hemen bir taksiye atladım. İçimde korku vardı. Hava aydınlıktı ve beni çağırdı yer ulu orta bir yerdi. Beni çağırdığı yer alışveriş merkeziydi.

Bilinmeyen numara: Geldin.
Bilinmeyen numara: Senin korkmadığını biliyordum. Emir kendine suçunu itiraf edemeyecek kadar korkak ama sen değilsin.
Bilinmeyen numara: Nerde olduğumu sen tahmin et. Üstündeki ceketin aynısı şuan önümde duruyor.

Hemen arkama baktım ama bu kadar kolay olmayacağını bende biliyordum. Yoktu. Üstündeki ceket, üstündeki ceket, üstündeki ceket. Ceketimi çıkarıp markasına baktım. "BlueGold". Bu kadar gereksiz akil oyunları yapmasını bir kenara bırakıp önüme çıkan ilk kişiye mağazanın nerede olduğunu sordum. Yol tarifi aldıktan sonra hızlı adımlarla ilerledim. İlerledim. Ve sonunda ceketi görmüştüm. Önünde sadece bir kişi duruyordu. Tanımadığım bir kişi.

"Buldun beni."
"Kimsin?"
"İnanman gereken kişi." ben konuşmayınca o devam etti.
"Emir suçlu. Yakında hiç tahmin edemeyeceğin şeyler olacak ve ben onun karşısında yer alacağım. Her şeyi gören kişi olarak."

Arkamı dönüp oradan uzaklaştım. Orada durmak istemiyordum. Emir'den habersiz böyle biriyle konuşmak, Emir'i suçlayan biriyle konuşmak bana kötü hissettiriyordu. Kafamı da karıştırıyordu. İnanmam gereken kişi Emir'di. İnanıyordum ama korkuyordum da.

Alışveriş merkezinden çıkar çıkmaz bir taksiye atladım. Yeni mesajlar gelmişti.

Emir: Nerdesin sen?
Emir: Neden çıktın Gece?
Emir: İnsan bir haber verir.
Emir: İyi misin nerdesin?
Emir: Allah kahretmesin nerdesin?

7 cevapsız arama

Emir arıyor..

"Efendim" nefes alışverişleri net duyuluyordu. Dışarıda yorulmuş gibiydi. "Nerdesin? Seni aramadığım yer kalmadı. Okula gidiyorum. Orda mısın?"
"Seni korkutma.."
"Nerdesin dedim."
"Okula gidiyorum şimdi.Taksideyim. Gelince anlatırım. İyiyim. Korkutmak istememiştim."
"Korkuttun ama. Bir şey  oldu sandım."
"Özür dilerim."
"Gel."  yalvarır gibi gel demişti sadece.

Ondan gizli şeyler yapmıştım ama ona anlatacaktım. Anlatmam gerekiyordu. Emir'e kötü şeyler olacağını söylemişti tanımadığım çocuk. Onu uyarmam gerekiyordu. Uyarmam ve korumam.

Okula vardığımda kapıda beni bekliyordu taksiden iner inmez yanıma doğru geldi hızlı adımlarla. Ben de ona doğru koştum tek yaptığımız şey sarılmak oldu. Dakikalarca. Eğer biraz daha sarılsaydık yine ağlayacaktım aptal gibi. Gözlerim dolmuştu. Ama sadece sarıldım kafamı içine gömdüğümde tek düşündüğüm Emir'di. Onun bir katil olduğuna inanmıyordum ama onun üstüne bir suç atılmaya çalışıyordu. Beraber halledecektik. Artık bu onun sorunu değildi Bu bizim sorunumuzdu.






GECE 'tamamlandıWhere stories live. Discover now