16.BÖLÜM: MAVİ

168 50 9
                                    

Mahkeme günü

"Tanıklar dinlendi. Deliller incelendi. Emir Akrılı'nın beraatine karar verildi. Selim Sancak ve babası.." hakîm konuşmaya devam ederken Emir'in tek düşündüğü Gece'ydi.
Emir kurtulmuştu. Mert, Emir'in babası Deniz, dayısı herkes ordaydı. Gece yoktu. Emir Gece'siz kurtulmuştu.

Mahkeme sonrası Emir Gece'nin yanına  gitti. Hastaneye, uyutulduktan sonra bir daha hiç uyanmamıştı. Emir her gün Mert'ten durumu öğreniyordu. Mahkeme günü sonuç çıkar çıkmaz yaptığı ilk şey Gece'nin yanına gitmek oldu.
Ordaydı. Camın arkasında. Neden uyanmamıştı hala? Emir bu konuda kendini suçlamaya devam ediyordu. Ona baktıkça aklına bu geliyordu. Doktorlar iki gün önce uyanması gerektiğini düşünüyorlardı ama uyanmamıştı. Emir onu öylece camdan izliyordu. Tam o sırada arkadan Gece'nin annesi ve babası geldi.
"Emir?" ailesiyle tanıştığı için işler yolunda gitti.
"Çıktın mı oğlum hadi geçmiş olsun biz inanmamıştık zaten Gece bize.. Kızım bize  anlatmıştı." gözlerindeki hüznü görebilmişti Emir.
"Evet efendim. Peki o nasıl?" dedi Geceye dönerek.
"İyi olacak. Doktorlar bugün yarın uyanır dedi. Görmek ister misin yanına girip?"
"Evet çok.. çok isterim."

Emir'e önlükleri giydirip içeriye girmesine izin verdiler. Yaklaşamadı ona korktu. Dokunmak istiyordu, sarılmak, öpmek..
Ama o böyle yatarken yapamazdı. Olmazdı. Yaklaştı elini tuttu.
"O elbiseyi üstünde görmeden olmaz.. Beraber mezun olmadan.. Tatile gitmeden.. Mert'e kız ayarlamadan olmaz..
Bizim daha yapacak çok şeyimiz vardı.Bak ben geldim. Özgürüm. Sen.. Sende uyan Gece uyan ve beni yalnız bırakma." Ona biraz daha yaklaştı. "Özür dilerim, seni seviyorum, sana aşığım." ve çıktı. Camdan yüzüne bakmaya devam etti. Uyanmıyordu. İçeriye girene kadar aklındaki şey Gece'ye veda edip gitmekti. Daha fazla başı derde girmesin, üzülmesin diye. Ama onu yakından görünce, kokusunu alınca bırakamayacağını anladı. Onun için bile olsa onu bırakamazdı. Zaten bir söz vermişti. Şimdi giderse Gece daha da üzülmez miydi?
Omzunda hissettiği elle irkildi. Gece'nin
babasıydı.
"Bak oğlum. Gece benim için çok değerli. O gün her ne olduysa oldu. Ben eminim Gece uyanıcak. Ve ben senin onu sevdiğine de eminim. Gördüm. Gözlerindeki aşk belli. Seni anlatırken Gece de öyleydi. Kızımı.."

İkisi bir anda camdan onlara bakan iki çift göze baktılar. Uyanmıştı. Gece uyanmıştı. Elini kaldırmaya çalışıyordu ama olmadı tek yapabildiği bakmak oldu. Karşısında  duran iki adam. Canını hiçe sayarak Gece için savaşabilecek iki adam. Doktorlar çağrıldı, Gece'ye yine testler yaptılar. Tamamen iyileşmesi için bu gece de burda kalacağını söylediler. Gece'nin de Emir'in de bunlar yaşanırken asıl düşündükleri bir an önce sarılabilmekti. Öpmek, konuşmak, susmak, ağlamak, gülmek ama beraber. Hepsini beraber yapmak istiyorlardı. Her zaman beraber olmak istiyorlardı.

~

Sonunda hastaneden çıkıp evime gelebilmiştim. Uyandıktan sonra hastane epey kalabalıktı. Annem, babam, Mert, Deniz amca, mahalleden bir kaç komşu. Emir, o da hep yanımdaydı ama hiç konuşmadık. Bir kere bile. Sürekli testler yapıldı, hastane masrafları konuşuldu. Etrafımız hep kalabalıktı. Biz de bekledik. Elbet konuşacaktık. İkimiz kaldığımızda. Eve babamın kucağında girmiştim. Yatağıma yatırdıktan sonra annem hemen başladı.
"Gece kızım ne istersin? Ne yapıyım sana?"
"Anne sessiz bir şekilde yalnız kalmak istiyorum."
"Ama kızım olur mu öyle şey?" derken babam kurtardı beni.
"Gel çıkalım dinlensin bir iki saat yalnız." Sonunda yalnız kalmıştım hemen telefonumu alıp Emir'e yazdım.

Gece: Seni seviyorum.

Çevrimiçi.. yazıyor..

Emir: Bende seni seviyorum.

Böyle mi başlamıştık gerçekten?

Gece: Ee nasılsın?
Emir: Sen nasılsan.
Gece: Emir ya neden konuşamıyoruz?
Emir: Benim yüzümden kalp krizi geçirdin  Gece, günlerce uyanmadın. Ne bekliyordun  hiç bir şey olmamış gibi devam etmemi mi?
Gece: Edebiliriz, etmeliyiz. Bu senin suçun değildi.
Emir: Benimdi. İkimiz de biliyoruz. Senden uzak durmayı çok denedim. Hayatından çıkarsam düzelirdi her şey.
Gece: Hayır Emir uzatma. Eğer şuan bana bir şey olursa bu senin suçun olur. Sana ihtiyacım var. Yanımda olmana, sesini duymaya, orda olduğunu bilmeye bile ihtiyacım var. Ama sen gelmiş konuşmayı kesiyorsun. Beni bırakmayı mı düşündün? Sence o zaman iyi olabilir miydim?
Emir: Özür dilerim.
Gece: Gelir misin?
Gece: Lütfen..
Emir: Geliyorum. On dakikaya ordayım.

İşte şimdi iyiydim.
Beni Emir geldiğinde rahatsız etmesinler diye önce annemlerin yanıma gittim. Kısa bir atıştırmadan sonra on dakikanın geçtiğini fark edip odama döndüm.

Emir: Ben odana mı çıkıyım?
Gece: Kolay aslında ben yapmıştım. Yaparsın bence.
Emir: Yaparım zaten.

Camdan aşağı baktığımda kafasını kaldırdı. Mutluydum. O pek olmasa da ben artık mutluydum. Yanıma geliyordu. Bir kaç saniye sonra yanımda olacaktı. Ona kaç gündür sarılamıyordum. Sarılmak ne zamandır bu kadar değerli bir şey oldu?

Camdan içeri girdiğinde yüzüme öylece baktı. Bitmiş bir halde olduğumun farkındaydım. Göz altlarım şişmişti. Saçlarımın dalgaları kabarmıştı. O ise her zaman ki gibi harikaydı. Mavi gözleri karanlıkta bile seçilebiliyordu.

Nasıl konuşmaya başlayacağımızı düşünürken önce sarıldı bana. Belki dakilarca öyle durduk. Sonra gözlerimin içine baktı. Mavi gözlerimiz kavuştu. Gece ve ay gibi. Ayrılmak istemediler. Sonra daha da yaklaştılar. Önce alnını alnıma koydu. Sonra elini belimde hissettim. So olarak dudaklarını. İşte en çok bunu özlemiştim. Bunu ona da söylemek istedim. Artık düşündüklerimi söylemeye karar verdim. Istediklerimi yapıcaktım bundan sonra. Vucudu benden ayrıldığında bu sefer ben onu öptüm.
"En çok bunu özlemiştim" dediğimde tekrar sarıldı.
 "Gel" diyip elini tuttuğumda yatağa yattım. Yanıma uzandı. Omzuna yattığımda daha da mutluydum.
"Emir, ben sadece seninle mutluyum. Senin sayende. Beni bırakmayı düşünme bile."
"Bırakmam. Söz verdim."
"Söz verdin." diye tekrarladım ve devam ettim.
"Emir gerçekten neden konuşamıyoruz?"
"Konuşmayalım. Uyu zaten dinlenmen lazım."
Gözlerimi kapattığımda elleri saçımdaydı. Aynısını yaptım elimi uzatıp saçlarıyla oynamaya başladığımda güldüğünü duydum. Konuşmaya başladı.
"Bu hayata tutunma sebebimsin. Çok geç rastladım sana, benden hiç gitme.." 
"Kalbimin değer gördüğü yerdeyim. Sendeyim.. Ve buradan ayrılmaya hiç
niyetim yok." dedim ve artık gözlerim uykuya yenik düştü. 

GECE 'tamamlandıTempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang