Polat(59)

664 100 71
                                    

Polat okuya okuya  kitabın son sayfalarına gelmişti.   hikayede geçen olayların kimini duymuş, kimine şahit olmuştu. Yine de merak ve heyecanla  okumaya devam ediyordu.  Bazen gülümsüyor bazen de göz yaşlarına hakim olamıyordu. Duygudan duyguya taşınıyordu okudukça.

   - Suraye oğlunu baba evine yerleştirdikten sonra bir nebze de olsa rahatlamıştı. Gönlü yalnız yaşamasına razı gelmese de böylesi onun için daha iyiydi. Burada Kadir'in bakışları altında yaşamaktansa yalnız başına daha huzurlu olurdu.

"Hem yalnız değildi, Samaye de göz kulak olur, vakit buldukça ben de gider evi derler toparlarım." diye düşünüyor rahatlatıyordu kendini.
Polat neredeyse her haftasonu işten çıktıktan sonra annesine uğruyor, hasret giderip öyle geçiyordu evine. Suraye vakit bulup oğluna gidemediğinden dolayı çok üzülüyor,

"Kolhoz'da işler bitsin, sık sık geleceğim sana" diyordu oğlu her geldiğinde. Kış gelince sözünü tutmuştu. Sık sık uğrar olmuştu ona. Her gidişinde evi temizleyip, silip, süpürüyor, yemek pişiriyor, elbiselerini ütüleyip, çamaşırlarını yıkıyordu. Polat'ın oraya yerleşmesinden üç, dört ay geçmişti. Yalnız yaşamasına razı gelmeyen anne yüreği, bu arada onun için bir kız da gözaltı etmişti.

Polat Bey  bu satırları okuyunca elinde olmadan gülümsedi. Buruk bir gülümsemeydi onunkisi. Kalkıp bir bardak su aldı kendine ve yeniden yatağa uzanıp okumasına devam etti.

-Her geldiğinde Samayelere de uğramayı da ihmal etmeyen Suraye, Güneş'i görünce 'Polat için bundan iyi aday olamaz' diye düşünüyor, alıcı gözüyle süzüyordu onu. On sekiz yaşını yenice doldurmuş Güneş, uzun boylu, alımlı, etine dolgun, esmer tenli, ela gözlü güzel bir kızdı.
Samaye Polat'la yaşıt oğlunu kaybettikten sonra uzun zaman evlat yüzüne hasret kalmıştı.  Kardeşinin altı kızından birini - Güneş'i daha dört yaşındayken almış evladı gibi büyütmüştü.

"Güneş evin biricik kızı, Polat da öyle. Bir birlerine daha çok kenetlenir, birbirlerinin değerini daha iyi anlarlar" diye düşünen Suraye,

"bu işi yoluna koymalı" diyerek, bir gün oğluna geldiğinde geri dönmeyip orada geçirdi geceyi. Konuşup meramını açtı Polat'a. Onun güzelliğinden, inceliğinden, sevecenliğinden bahsedip ona ne kadar yakıştığını söyledi. Polat,

"olur mu hiç? O benim süt kardeşim.' deyince Suraye ,

"öyle de Güneş  Samaye'nin öz  kızı değil, kardeşinin kızı.  Samaye benim has arkadaşım, belki o olmasaydı şimdi hayatta bile değildim. Kızı da kendisi gibi merhametlidir.  Onun kızından başka birisini layık bilmiyorum sana." dedi.

Polat bunu duyunca çok sevindi. Annesinden önce onun gönlü kaymıştı Güneş'e ama  Samaye'nin onun süt annesi olduğunu öğrenince sevdasını kimseye açmamış olduğuna sevinmişti. Şimdi ise içine düşen bu ateşin boşuna  yanmadığını düşünerek gülümsedi.

"Sen ne dersen o olsun anacığım. Ama bir kaç ay izin ver. Baba evimi geri alayım sonra. Mahkemeyi bir atlatalım bakalım evi geri verecekler mi?" dedi. Suraye

"nasıl istersen o olsun ama ben yine de Samaye'ye söyleyeceğim. Kız çocuğu yetişti mi yuvada durmaz. Bir yüzük takalım. Hemen evlen demiyorum. Bir sürü iş var düğüne kadar. O güne kadar da evi geri alırsın inşallah. Hem almasan ne olur, evsiz değilsin ki buraya getirirsin. Evi geri alınca geçersin oraya "

"Yok gelinimi babamın evine götüreceğim." dedi Polat ve yutkunarak ilave etti.

"Yanlış anlama, burası da benim evim ama... Ninemin dedemin vasiyeti, söz verdim onlara, babamı onun evinde bekleyeceğim."

SURAYE  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin