Yazardan 47.

610 101 32
                                    

Ali  Samet'e gitmiş, ona direkt olarak sormuştum o adamla ne işi var diye.
Önce kendini bilmezliğe vurmuş, 'kiminle?' diye soruma soruyla cevap vermişti.

"Anlamazlıktan gelme, sana geldiğini gördüm. O adam tehlikeli biri, seni kandırmasına izin  verme diye diyorum,  sizi kullanabilir. Daha yeni çıktı hapisten. Siyasi işlerden uzak durması şartıyla salıvermişler. O yüzden yapmak istediklerini başkalarının aracılığıyla yapacaktır.

"Bana bunları neden söylüyorsunuz? Biz bir kültür kurumuyuz,  bizim siyasi işlerle ne işimiz olabilir?"
"Öyle ya, ben de onu diyorum, sizin onun   gibilerle ne işiniz olabilir."

"Doğrudur, buraya geldi ama öylesine. Kültürel faaliyetlerle ilgilendi sadece."

"Öyle olsun. Ben bir amcalık, abilik yapayım uyarayım da seni. "

"Doğru söylüyorum, yakında yaz festivali geçirilecek onunla ilgili sorular sordu."

 
"Hımm. Teşkilatçı siz misiniz ?"
"Hayır, katılımcıyız."

"Güzel. Sadece dikkat edin dedim. Yakında başımıza gelenleri biliyorsunuz, onların başkanlarından biri müebbet aldı. Halkı bile desteklemiyor onları. 'Bin yıldır beraber yaşıyoruz düşmanların oyunu bu, bizim bir suçumuz yok.' diyorlar ve onlara da destek vermiyorlar."

"Anladım ne demek istediğinizi." 

 "Öyleyse endişelenmek için bir mesele yok diyorsun." deyip gözlerinin içine baktım. Gözlerini kaçırıp 

"Yok." dedi ve yüzünü çevirdi. 

 "Festival nerede?"

 "Güney illerinin birinde."
"Sen dikkat et yine de." deyip elimi uzattım.

" Size başarılar o zaman." 
"Sağ olun." 

"Hadi hoşça kal."

Kapıdan çıkmak üzereyken arkadan seslendi.

"Hocam, dedemle konuştunuz mu?"

"Henüz değil, hatta konuşmam gerekiyor mu onu bile bilmiyorum. Evladını görmek istiyorsa aramalıydı. Dayımı da onu istemeyen bir baba için incitmeye değer mi diye sormuyor değilim kendime de. O yüzden karar veremedim daha.  Taktir edersin ki bunun onun düşünmesi lazım."

"Dedem çok yaşlı, biliyorsunuz, belki o yüzden..."

"Tam da bu yüzden onu görmek istemesi gerekiyordu. Ömür geçip gidiyor, yaşadığı her gün hatta her saat değerli onun için. Bunun farkında oysa. Benimle görüşmesinin nedeni bu değil miydi?  Onu hiç anlamıyorum. Beni çağırıp konuşmak isteyen o, şimdi bunun için bir  adım atmayan da. Konuşmasaydı benimle,  anlatmasaydı keşke. Beni de bu yükü taşımaya mecbur bırakmasaydı. "

"Kızmayın ona, kafası karışmış belli. İsterseniz ben onunla konuşurum"

"Konuşsan iyi olur." deyip çıktım odadan. Giderken aklımda Mustafa Bey vardı. Neden görmek istemiyordu oğlunu? Ya ben dayıma söylemeli miyim? diye düşündüm durdum. Biraz daha beklemeye karar verdim.

Merdivenlerden inerken buraya geliş sebebimi düşündüm. Ali Samet'in bana söylediklerine inanmak istiyordum ama çimden bir ses ona güvenmemem gerektiğini  söylüyordu. İnşallah hislerimde yanılıyordum.  Festivalin orada o bölgede düzenlenecek olması  kuşkularımda yanılmadığımı gösteriyordu. Ama ne yapabilirdim, uyarmıştım Samet'i gerisi ona kalmıştı. Yanlış yapıp yapmayacağını yaşayıp görecektik. Konuşurken sürekli gözlerini kaçırması, parmaklarıyla oynaması yalan söylediğini düşünmeme neden oluyordu.  Umarım yanlış bir işe kalkışmazdı. 

SURAYE  (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin