"Kızım, inek geldi mi?"

"Geldi anne."

Suraye ellerini yıkayıp, kovayı kızının elinden aldı, ineği sağıp buzağını annesinin altına bıraktı. Buzağı annesinin ona kalan sütü ile karnını doyurup çekilince Suraye buzağıyı yeniden bağladı. Ahırın da kapısını kapatıp,

"hadi kızım, çayı, yemeyi koy ben de sütü tencereye boşaltıp geliyorum." dedi. Meleknaz atlana atlana merdivenleri kalktı. Suraye gözleriyle kızını takip etti bir süre. Aklı hala Gülizar'ın söylediklerinde idi.

"Sen hala çocuksun be kızım, ben nasıl kocaya veririm seni." dedi ve ellerinin arkasıyla yaşaran gözlerini sildi.

Bu günden bir hafta geçmişti. Bu zaman zarfında Kadir Bey sohbeti açmayınca Suraye de belki vazgeçmiştir diye bir şey söylememişti. Ama bir akşam Kadir Bey Suraye'yi evine çağırınca bu konunun kapanmadığını anladı. Okumak sohbetini bir daha açmayacağına söz verip, evlendirmek için kızının daha küçük olduğunu söyleyip göz yaşları içinde yalvarsa da kaynını vazgeçiremedi. Güzellikle dedi olmadı, kızdı olmadı, ağladı olmadı. Küçük kaynına yalvardı, abisini vazgeçirmek için yine olmadı Kadir 'Nuh' dedi 'Peygamber' demedi.

Kadir;

"söz verdim adama. Şerefimi iki paralık ettirmem. Olacak dedim bitti. Sözüm çiğnenmeyecek bu evde!" deyip kestirip attı.

Meleknaz çok ağladı. Yengesine yalvardı amcasını bu işten caydırsın diye.

"Sevmiyorum o çocuğu, okuldayken hep kızdırıyordu beni. Nefret ediyorum ondan. Ne olur yenge, amcama söyle vermesin beni o adama." diye yalvardı Gülcennet'e.

Gülcennet ;

"ben bir şey yapamam. Amcanı biliyorsun kimseyi dinlemez" dedi.

Gülizar Suraye'nin ağlamalarına dayanamayıp Kolhoz'un reis'ine şikayet etmesini önerdi. Nasıl olsa nikah yaşına daha vardı. Kadir'in yaptığı suçtu. Devlet izin vermezdi buna. Sabah olunca Kolhoz İdaresi'ne gidip reisle görüştü. Suraye olanları anlattıktan sonra Kadir'in onu şikayet etmesinden haberinin olmamasını rica edince İskender Bey;

"siz bilmezsiniz, Ali benim arkadaşımdı, onun evladı için elimden geleni yapacağım. Kadir Bey'e söylemem sizden duyduğumu. İçinizi ferah tutun." dedi ve ayağa kalkarak elini Suraye'ye uzattı vedalaşmak için.

İskender Bey, Suraye gittikten sonra Kadir'i yanına çağırıp kardeşi kızının yaşı tutmadığı halde evlendirmek istediğini duyduğunu söyledi. Kadir dik dik Müdür'ün yüzüne bakarak;

"ne olmuş yani evlendirirsem?" deyince Müdür ters ters yüzüne baktı Kadir'in.

"Haddini aşıyorsun Kadir Bey, konuşmana dikkat et."

"Ben mi? Belki bir vatan haininin, bir parti düşmanının karısına, kızına yardım ve yataklık ettiğiniz için siz aşıyorsunuzdur haddinizi"

"Ne demek istiyorsun be adam."

"Ne mi diyorum? Ülkenin hiçbir yerinde bir hainin karısı kolhozda çalışamadığı halde siz ona iş verdiniz, şerefli sovyet insanlarıyla, parti üyeleriyle aynı mekanda çalıştırdınız. Hatta yer yer ödüllendirdiniz. Bunu o yukarıdaki" deyip şehadet parmağını kaldırdı.

"Bilse mesela, yine de müdahale edecek misiniz aile meselelerimize?" dediğinde İskender Bey'in rengi kaçtı.

"Sen ne diyorsun Kadir?"

"Hiç. Mesela yani, haberi olsa diyorum. Yakında da müfettiş geliyormuş. Biri söylese mesela."

"..."

SURAYE  (Tamamlandı)Where stories live. Discover now