30

1.5K 50 15
                                    

Elimin altındaki çimenleri yolarken içimdeki dinmeyen öfkeye bir daha lanet ettim.
Esen rüzgar hiddetle saçlarımı savururken, saçlarımın beni dövmesine müsade ediyordum. Çünkü ben bundan beterini daha öncesinde hak etmiştim.

Kararan hava ile çıkan soğuk son derece kendini belli ederken bacaklarımı kendime doğru çektim.

Kaç saattir burada, bu şekil oturuyordum hiçbir fikrim yoktu. Bildiğim bir şey varsa o da ne yapacağımı bilmiyor oluşumdu.
Temiz havadan içime doldururken arkamda oluşan hareket ile kısa süreli donma yaşamıştım.

Bakışlarım yavaşça arkama dönerken Mina'nın bana endişe ile baktığını fark ettim.
Derin bir şekilde yutkunarak " Merhaba. " Dedim.

Mina ellerini birbirine bağlayarak gelip yanıma oturdu.
Bu evdeki tek dostum.
Mina boğazını temizleyerek " Bulut hanım, iyi misiniz? " Dediği anda dolan gözlerime lanet ettim.

Başımı iki yana sallarken " İyi değilim Mina, hiç iyi değilim. Ne yapacağım bilmiyorum, bir yanda sevdiğim bir insanın hayatı tehlikede diğer yandan da yapmak zorunda olduğum bir şey için yanmak üzere olan ben. " Diyerek akmakta olan göz yaşlarımı elimin tersi ile silmeye çalıştım.
Çalıştım diyorum çünkü göz yaşlarımın ardı arkası kesilmiyordu.

Mina elini omzuma koyarak "Benim fikirlerimin bir önemi var mı bilmiyorum ama kimse için kendinizi araya vermeyin. Öyle bir zamanda yaşıyoruz ki, herkes birbirini kullanır oldu. Diyeceğim o ki, bazı konularda bencil olmakta yarar var." Deyip ayağa kalkarak yanımdan uzaklaştı. 

Mina'nın dediklerinde haklı mıydı, yoksa ben mi salaktım bilmiyorum. Çünkü ben bencil olmazdım, olamazdım. Doruk'u Alkan'ın elinde bırakıp nasıl giderdim, nasıl ölüme terk ederdim. 

Alkan'ın insanların üzerinde kurduğu bu hükümden bıkmıştım artık. Buna bir son verilmesi lazımdı. Sinirle derin bir nefes alarak yavaşça ayağa kalktım. Yönümü eve dönerken ellerimi iki yanıma bıraktım. 

Bunu yapabilirdim, sadece biraz cesaretli olmam lazımdı. Titreyen bedenim ile mutfağa ilerleyerek hızla ışıklarını yaktım. Tezgahın üzerinde gördüğüm bıçak gözüme takılırken arkamı dönerek birisi var mı diye kontrol ettim. Evden ses gelmezken, ortalarda kimse de görülmüyordu. 

Hızlı adımlar ile ilerleyerek bıçağı kaptığım gibi taytımın arkasına sıkıştırarak atletimi üzerine doğru örttüm. Bıçağın metal tarafı ürpermeme neden olurken ellerimi yumruk yapmıştım.

Sessiz olmaya özen göstererek merdivenlerden çıkmaya başladım. Yapacağım bu çılgınca şey bana ne kadar hapishaneyi hatırlatsa da bunu yapmak zorundaydım. 

Bir anda vücudumu basan hararet boğazımın da kurumasına neden olmuştu. Açık olan saçlarım sol gözümü neredeyse kapatırken seri katillerden farklı olduğumu düşünmüyordum. 

Bu halime gülerken dudaklarımı birbirine bastırdım. Sanırım benim akıl sağlığım yerinde değildi çünkü bir insan bu durumda iken nasıl gülebilirdi ki?

Sessiz adımlar ile Alkan'ın odasının önünde durarak kulaklarımı kapıya dayadım. Odadan en ufak bir ses gelmezken üzerimdeki gerilim daha da artıyordu.

Alkan bu saatte uyur muydu bilmiyorum ama uyusa işimin daha da kolaylaşacağı kesindi.
Derin bir nefes alarak kapıyı yavaşça açtım.

Başımı yavaşça içeriye uzatırken loş lambanın yanında gözleri kapalı olan Alkan'a takıldı gözlerim.
Yatağında altında sadece havlu ile uzanan Alkan ve kasları her ne kadar nefes kesici dursa da dikkatimi hızla toplarlayabilmiştim.

Yılan misali kapının arasından geçerek elimi arkamda duran bıçağa uzattım.
Alkan'ın nefes alış verişi odada duyulurken içimden bağırarak ağlamak geliyordu.

Sessizce nefes alarak dikkatli bir şekilde ilerlemeye başladım.
Her bir adımımda bacaklarım titrerken ayakta durmakta zorlanıyordum.

Yatakta aramda bir iki adım bırakarak Alkan'ın baştan aşağıya süzmeye başladım.
Böylesine bir yakışıklılığa yazık olacağı kesindi ama ortada bir virüs varsa ona karşı önlem almak gerekiyordu değil mi?

Belimden bıçağı çıkararak havaya doğru kaldırdım.
Gözlerimden engel olamadığım göz yaşlarım yere düşerken elimin titremesine de engel olamıyordum.
Bana yaşattığı onca şeyden sonra ona duyduğum bu histen , kendime duymadığım saygıdan nefret ediyordum. Ama neden Alkan'dan nefret etmiyordum?

Ona karşı nefret besleyemezken kendime beslediğim bu nefrette neyin nesiydi?

Alkan'a olan zaafım elimin havada kalmasını sağlarken gözlerimi sıkıca kapattım.

Bulut, ya şimdi ya da hiç.

BÖLÜM ÇOOOKKKK KISA OLDU FARKINDAYIM VE ÜZGÜNÜM 😇

GEÇİRDİĞİM UFAK BİR KAZA SAYESİNDE BACAĞIMI KIRDIM VE BUGÜN EVE GELEBİLDİM...

UMARIM BÖLÜMÜ BEĞENİRSİNİZ 😍😍😍😍

KAÇINILMAZWhere stories live. Discover now