15

1.7K 72 9
                                    

Karşımdaki insan belimi sıkıca kavrayarak kendisine çekti beni. Bu hamlesi ile kalbim kulaklarımda atarken ayakta durmam yavaşça zorlaşıyordu.

Yavaşça arkamı dönüp başımı kaldırdım. Başımı kaldırdım diyorum çünkü karşımdaki insanın boyu neredeyse 2 metreye yakındı.

Bakışlarımız buluşurken kırmızı loş ışıkta gözleri ay misali parlıyordu. Elim dolgun dudaklarına giderken bir anlığına gözlerini kapayıp geri açtı.

Bu hali içimin erimesine neden olmuştu açıkçası. Elim yavaşça yanağına kayarken yeni çıkan sakalları elime batıyordu. Bu his hoşuma giderken hafiften gülümsedim.

Çocuk hızla eğilip dudağıma yapışınca hafif gülümsemem suratımda büyüdü.
Beni şehvetle öperken ben de aynı şekilde karşılık verdim.

Kollarımı yılan misali boynuna doladığımda karşımdaki adam kalçamdan destekleyerek beni havaya kaldırdı.
Hızla bacaklarımı kaslı bedenine dolarken beni sertçe duvar ile arasında sıkıştırmıştı.

Bedenimi kontrol edemezken bu işin sonucunu da düşünemez olmuştum. Vücudum alev içerisinde yanarken dudaklarımız yavaşça ayrıldı. İkimiz de nefes nefese kalırken gülümsedik.

" Doruk ne oluyor burada? "

Kapıdan gelen kadın sesi ile hızla bacaklarımı doladığım belden ayırarak yere ayak basmamı sağlamıştım.
Bakışlarımı kapıda sinir ile bize bakan kıza çevirdim. Üzerine beyaz, göbeğini açıkta bırakan bir tişört giymişti. Altında ise siyah mini bir etek vardı. Ayağına giydiği yarım botlar ile kız afeti devran duruyordu.

Kızıl saçlarını geriye atarak bana sinir ile bakmaya başladı. Adının Doruk olduğunu öğrendiğim çocuk umursamazca " Seni alakadar etmez. " Diyerek bana yandan bir bakış attı.

Kızın Doruk'a olan bakışlarından anladığım kadarıyla kız Doruk'u seviyordu. En iyisi daha fazla ortamı germeden gitsem iyi olacaktı. Eğer daha fazla kalacak olursam kızın bakışları ile ölebilirdim sanırım.
Yavaş adımlar ile çantama ilerlerken ortamda derin bir sessizlik vardı.

Çantamdan çıkardığım yüzlüğü masaya bırakırken çantamı omzuma aldım.
Doruk'a son kez baktığımda bana anlamsızca bakıyordu. Kızıl ise bana hayret ile bakıyordu.

İkisinin de bu halleri beni gülümsetirken hızla mekandan çıktım.
Temiz havayı derince içime çekerek gülümsedim.
Yavaş adımlar ile motoruma ilerleyip üzerindeki yerimi aldım.
Cebimden çıkardığım anahtarı yuvasına yerleştirirken mekandan çıkan Doruk'a kaydı gözlerim.

Gözleri beni bulduğunda ifadesizce bana doğru yürümeye başladı. Ne söyleyeceğini merak ederken çantamı omzuma sıkıca sabitledim. Doruk dibime girerek korkutucu sesi ile " Benden bu kadar hızlı kurtulamazsın. " Dedi.

Bu hali beni şaşırtırken " Pardon anlamadım? " Dedim.

Çocuk kulağıma eğilerek " Yanlış adamı seçtin güzellik, yakında karşılaşacağız. " Diyerek hızla yanımdan ayrıldı.
Bu haline tepkisiz kalırken tek kaşım havada arkasından bakmakla yetinmiştim. Kaslı omuzları buradan belli olurken ağzımın suyu akmaya başlamıştı bile.
Açıkça söylemek gerekirse çocuk tam bir meteordu.
Sanırım bir psikopat ile evleneceksem bu insan Doruk olmalıydı.

Kendimi toparlayıp motoru çalıştırdığımda son işimi halletmek için bastım gaza.
Fotoğrafçıda fotoğrafımı çektirip kısa bir süre bekledikten sonra resimlerimi alıp hızla Can'ın mekanına sürmeye başladım.

Mekanın önüne geldiğimde motordan inerek anahtarlarımı aynı valeye verdim. Hızla mekana girerken daha kimsenin gelmediğini fark ettim.
Tabi daha saat erkendi, bu saate gelip ne yapsınlar salak Bulut.

KAÇINILMAZWhere stories live. Discover now