KAÇINILMAZ

25

2 AY SONRA

Ocakta kaynayan suyu elime dikkatle alarak kupama yavaşça doldurmaya başladım.
Sıcak sudan çıkan buhar yüzüme temas ederken başımı geriye doğru çektim.

Suyu tekrar ocağa koyarak bardağın içerisine sallama çaylardan birini atarak derin derin nefesler almaya başladım.

Omzuma doladığım battaniye düşmek üzereyken tekrar omzuma dolayarak baygın bakışlarımı karşımdaki cama çevirdim.

Kar neredeyse camın yarısını kaplayacak dereceye gelmişti. Dünden beri durmayan kar evi altına alarak beyaza bürürken başımı iki yana salladım.

Camdan zorla girip yüzüme yansıyan ışığa elimi uzatarak kısa bir süre öyle kaldım.
Bacaklarım yorulduklarını belli edercesine titremeye başladığında siyah kupamı elime alarak oturma salonuna ilerledim. 

Oturacağım koltuğun önünde olan masaya elimdeki kupayı bırakarak elektrikli şömineye doğru ilerledim.
Sıcaklık seviyesini son seviye yaparken kendimi yavaşça koltuğa bıraktım.

Elimi başıma götürüp ateşime baktığımda gittikçe yükseldiğini fark ettim.
Kuruyan dudaklarımı birbirine bastırarak her gün yaptığım şeyi tekrarlayarak evin her ayrıntısını gözden geçirmeye başladım.

Buraya geleli kaç gün olmuştu? Ya da kaç ay olmuştu?
Buraya geldiğimde belirli bir süreden sonra artık günleri saymayı bırakmıştım.

Her gece gördüğüm kabuslar yüzünden gece kuşuna dönerken uyku düzenim de iyice bozulmuştu.
Ellerim ile terleyen saç diplerimi ovalayarak rahatlamaya çalıştım.
Burada kaç kere hasta olmuştum bilmiyorum ama biri bitmeden bir diğeri başlıyordu.

Yavaşça uzanıp çayımı elime alarak bir yudumun boğazımdan geçmesine izin verdim.

Yorgun gözlerimi kapıya çevirdiğimde gördüğüm kabuslar aklıma geldikçe delirecek gibi oluyordum.
Tabi buna kabus denilirse.

2 Hafta Önce

Elektriğin kesilmesi ile battaniyenin altına girerek elektriklerin gelmesini beklemeye başladım.
Aldığım derin nefesler kalbimin hızlı çarpmasına sebep olurken kulağıma dolan sesler ile gözlerimi sonuna kadar açtım.

Kendimi sakinleştirme amaçlı 'sakin ol Bulut, sadece sakin evde kimse yok ki ' diyerek ellerim ile battaniyeyi sıkıca tutuyordum.

Ayak sesleri kulağımı doldururken nefes almayı da bırakmıştım.
Üzerimden hızla çekilen battaniye ile çığlık atarken kendimi hızla koltuktan atmıştım.

Karanlıkta sertçe çarptığım bacağımın ağrısı ile kendimi yerde bulurken bakışlarımı arkama doğru çevirdim.
Karanlıkta bir şey göremezken kulağımda hissettiğim nefes ile kaskatı kesilen vücudumla hareketsizce beklemeye başladım.

Ne kadar bu şekilde kaldım bilmiyordum fakat kulağımdaki nefes hala oradaydı işte.

Işıkların bir anda gelmesi ile arkamı dönerken maskeli bir adam ile karşı karşıya geldim.
Üzerine geçirdiği deri ceket onu daha da korkutucu yaparken elindeki bıçaktan yere durmaksızın kan damlıyordu.

Hızla kendimi öne atarak masanın üzerindeki vazoyu gözlerim kapalıyken adamın olduğu tarafa savurdum.
Vazonun kırılma sesi odada yankılanırken bakışlarımı adamdan tarafa çevirdim.
Adam hala olduğu yerde dururken başıma giren ağrı ile iki büklüm olmuş, yere dizlerimin üzerinde düşmüştüm.