6

2.9K 119 7
                                    

Arkamdan kalın sesli bir adam "Rahat ol Şah, buraya kız arkadaşın ile huzurunu kaçırmaya gelmedim." Deyince arkamı dönüp sesin sahibine baktım. Muhtemelen 50'li yaşlarında takım elbiseli bir adamdı ama karizmasını asla kaybetmediği baştan aşağı belli oluyordu. Elinde bastonu ve mavi gözleri ile beni süzerken ben de ayağa kalkıp Sinan'ın yanındaki yerimi aldım.

Sinan kolumu tutup beni hızla kendine çevirdi. Sinirle gözlerimin içerisine bakarak "Sana bir daha söylüyorum peşimi bırak yoksa kötü olur. Şimdi git buradan." Deyip beni masaya doğru fırlattı. Ben ne olduğumu şaşırmış masa ile bakışırken başımı kaldırıp Sinan'a baktım.

Bana ağzını açma demişti değil mi? Tamam istediği gibi olsun ama bunu da yanına bırakacak değildim. Bütün herkesin gözü bizdeydi bunun farkındaydım ama umurumda değildi. Hızla yüzüne sert bir yumruk atıp "Asıl şimdi benim seninle işim kalmadı pis Şah." Diyip çantamı aldığım gibi mekanı terk ettim.

Mekandan beni onaylayacak sesler çıkarken zafer kazanmışcasına gülümsedim. Anlaşılan içerideki adam pek de tekin değildi. Yoksa Sinan bana böyle bir şey yapmazdı. Sanırım.

Motorum olmayınca mecburen taksiye binmek zorunda kaldım. Motorum o pis yerde kalmıştı. En kısa zamanda gidip almak lazımdı da. Kısa süre içerisinde taksi evimin önünde durunca parasını ödeyip taksiden indim.

Taksinin kapısını kapatınca omzuma konulan el ile yerimden sıçradım. Arkamı döndüğümde Alkan'ı görmeyi beklemiyordum. Taksi hızla yanımızdan ayrılırken Alkan kolumdan tutup beni yolun kenarına çekti. 

Ben karışık duygular içerisinde Alkan'a bakarken Alkan ilk gördüğümdeki gibi kaşları çatık bir şekilde bana bakıyordu. Kolumu yavaşça elleri arasından kurtarıp bakışlarımı yüzünden çektim. 

Alkan "Bulut seninle konuşmamız lazım. " Dedi ama ben onunla tek bir cümle bile kurmak istemiyordum ki. Başımı hayır anlamında sallayıp arkamı dönmüş gidecekken bu sefer sıkı bir şekilde kolumu tutmayı başarmıştı. 

Kolumu kurtarmaya çalıştıkça daha sıkı tutması sinirlerimi bozmuştu. Hızla Alkan'a doğru dönüp "Bana bak Alkan mısın nesin, babamın ben bebekken yaptığı anlaşma umurumda değil. Seninle evlenmem anlatabiliyor muyum?" Deyip kaşlarımı kaldırdım. Tamam bu yaptığım biraz Alkan'ı kızdırabilirdi ama gerçekler buydu işte.

Alkan kolumu sertçe bırakıp kalın sesi ile "Eğer uslu durup beni dinleseydin ben de bunu söylemek için geldim bu kadar yolu. " Demesi ile şaşkınlık içerisinde Alkan'a bakmaya başladım. Benim bir şey dememe fırsat vermeden konuşmaya devam etti. "Babamın ben küçükken yaptığı teklif umurumda değil. Senin gibi bir kız da bana layık olamaz. Anlayacağın bunu artık kafana takmana gerek kalmadı. Sana hayatta kolaylıklar." Diyerek kokusunu bende bırakarak hızla yanımdan ayrılıp son model arabasına binerek gözden kayboldu. 

Rahatlasam mı yoksa aşağılanmamın etkisi ile üzülsem mi karar veremedim açıkçası. Adam bana bana layık değilsin dedi resmen. Kaşlarımı çatıp arabanın arkasından bağırarak "Asıl sen bana layık değilsin seni aptal adam." Dedim. 

Yanımdan geçmekte olan teyze bana tuhaf tuhaf bakıp hızla yanımdan uzaklaştı. Sinir ile eve girecekken kapıdaki motorum dikkatimi çekti. Muhtemelen Alkan denilen insan yoksunu insan getirtmiştir. Bir işe yaramış. 

Hızla eve girip kapıyı ardımdan kapattım. Yavaş adımlar ile odama geçip kendimi yatağa attım. Vücudumun her yeri sızlarken yorgunluğun etkisi ile gözlerimi kapatacağım sırada telefonumun çalması ile derin bir küfür edip çantamdan telefonu çıkartıp arayan kişiye baktım. 

Kaşlarımı çatıp yatakta oturur pozisyona geldim. Bu numarayı ölsem unutmazdım ben. Bu numara benim hapishaneye girmeme neden olan kişinin numarasıydı. Aradığına göre çıkmıştı şerefsiz.

KAÇINILMAZWhere stories live. Discover now