24

1.5K 69 0
                                    

Vücudum kendini titreşime alırken vazoyu tutan elim havada kalmış, gözlerim ise bu manzara karşısında bana isyan ediyordu.

Alkan altında sadece boxer ile sarışın çıplak kadını tezgaha oturtmuş delicesine öpüşüyorlardı. Bu yetmezmiş gibi elleri yüzleri sos içerisinde idi. İkisinin de şaşkın bakışları bana dönerken elimdeki vazo da yeri boylamıştı. 

Yüzümü buruşturarak hızla ışığı kapattığım gibi terk ettim mutfağı. Lanet olsun ben daha bugün oraya oturup yoğurt yemiştim. Midemde oluşan bulantı ile elim karnıma giderken hızlı adımlar ile merdivenleri tırmandım. 

Kalbim delicesine çarparken içimde oluşan saçma sapan ağlama isteğine anlam veremiyordum. Odama geçerek kapıyı kırarcasına çarpıp ardından kapıyı iki kere kilitledim. Delice etrafa bakarken gözlerim cam kenarındaki koltuğa takıldı. Hızlı adımlar ile ilerleyip oldukça ağır olan koltuğu zor da olsa kapının önüne çekebilmiştim. Oldukça ses çıkarmıştı ama umurumda dahi değildi. 

Hırsla gözlerimi kapatıp geri açarken o görüntü aklımdan çıkmıyordu, çıkamıyordu. Gözlerimin dolmasına lanet okuyarak duvara sert bir yumruk attım. Elimin acısı koluma vururken küfürler ardı ardına beynimde yankılanıyordu. 

Hıncımı alamayarak yatağı da koltuğun hemen arkasına iterek derin bir nefes aldım. Kapıyı kırmaya çalışsa da kapıyı açamazdı artık o şerefsiz. Bu odadan asla çıkmayacaktım, gerekirse burada açlıktan ölürdüm ama asla bu odadan çıkmayacaktım. 

Dudaklarımı birbirine bastırarak yavaşça yere oturdum. Dolan gözlerimden akan yaşlar yavaşça boynuma doğru ilerlerken hıçkırmadan edemedim. Elim ile ağzımı kapatırken bacaklarımı kendime doğru çektim. 

Lanet olsun ben ne zamandan beri bu kadar zayıftım anlamıyordum. Her şey bana artık o kadar ağır geliyordu ki en ufak bir şeyde kırılıp ağlar olmuştum. Şu yaşadığım acıları toplasam sanırım hapishane de daha mutluydum. Başımı yatağa doğru yaslayarak gözlerimi beyaz tavana diktim. 

Aldığım derin nefesler boğazımı yakarken aşağıdan kapı çarpılma sesi gelmişti. Gözlerim bir anlığına kapanırken kimin gittiğini az da olsa tahmin ediyordum.

Yerden destek alarak yavaşça ayağa kalktım. Ayaklarımı sürüyerek tuşların olduğu yere ilerleyip ışıkların kapanmasını sağladım.
Sulu gözlerim camdan tarafa dönerken tebessüm etmeden edemedim.
Cama ilerleyerek tek hamlede açtığımda suratıma vuran rüzgar bir olmuştu.

Cama göbeğimi yaslayarak ellerimi dışarıya doğru uzattım. Yavaşça yağan kar elime yavaşça düşerken tebessüm etmeden edemedim.
Hem ağlıyor hem de bir şeylere tebessüm edebiliyordum.
Aman ne güzel!

Elimin acısı kendini belli ederken yüzümü buruşturmadan edemedim. Bakışlarımı elime çevirdiğimde morarmaya başladığını fark etmemle kaşlarımı çattım.
Aferin sana Bulut kendine zarar vermeden durama zaten.

Yavaşça yağan kara son kez bakarak kapattım camları. Perdeleri çekecekken kapıdan gelen ses ile arkamı döndüm.
Birisi kapıyı açmak için kapıyı zorluyordu.

Yüzümde beliren sırıtış ile sessizce yatağıma ilerleyerek oturdum.
Alkan oldukça sinirli sesi ile " Şah, siktirme şu kapıyı hemen aç." Dediğinde elimi ağzıma koyarak sessizce güldüm.
Alkan'ın deli etmek oldukça hoşuma gitmişti. Bunu sık sık yapmayı aklımın bir kenarına yazarak elimi ağzımdan çektim.

Benden cevap alamayan Alkan kapıya sert bir şekilde vurunca yerimden hopladım.
Tamam bunu beklemiyordum.

Alkan bağırarak " Son kez söylüyorum aç şu kapıyı yoksa sonuçlarına katlanırsın. " Dediğinde aklıma gelen çorba ile psikolojik olarak ağzım yine yanmaya başlamıştı.
Kapıyı kırması imkansızdı.
'O Alkan tatlım her şeyi yapabilir. '  diyen iç sesime lanet ettim.

KAÇINILMAZWhere stories live. Discover now