21

1.5K 64 0
                                    

Transa geçmiş gibi Mina'ya karşı donup kalmıştım. Ne diyeceğimi şaşırmıştım ki hala aynı şekilde duruyordum. Mina hızla yanıma gelerek bana şaşkınlık ile gözlerimin içine bakmaya başladı. Bu hali küçük bir çocuğu aratmazken kafamı iki yöne salladım. 

Şaşkın ve sinirli adımlar ile hızla odadan çıkarak merdivenlerden inmeye başladım. Gözlerim salonu bulduğunda kırmızılar içerisinde duran nikah memuruna takıldı. 

Nikah memuru Alkan'a dönerek "Gelin de geldiğine göre başlayabiliriz." Demiş ve masaya doğru ilerlemeye başlamıştı. Bakışlarım soğuk mavilere kaydığında bana ciddiyetle bakıyordu. 

Hızla yanına doğru ilerleyerek "Ne demek oluyor bu Alkan? Ne nikahından bahsediyorsunuz?" Diyerek sesimi yükseltmiş, Alkan'ı da sinirlendirmeyi başarmıştım. 

Alkan gözlerini kapatarak derin derin nefesler almaya başlamıştı. Sakinleşmeye çalıştığı her halinden belliydi ama bende en az onun kadar sinirliydim. 

Alkan'dan cevap beklerden kapıda bir anda oluşan hareketlilik dikkatimi çekmişti. Bakışlarım kapıya kayarken orta yaşlarda elinde bastonu olan ama oldukça fiziği yerinde bir adam girmişti. Adamdan baştan aşağıya otoriterlik akıyordu ve yaşına göre oldukça çekici birisiydi. 

Alkan kolumu tutarak hızla kendine çekti. Ben daha ne olduğunu anlamamıştım ki Alkan kulağıma eğilerek "Büyük Şah ile tanışmaya hazır mısın küçük Yalman?" Diyerek kapıdaki adamı göstermişti. 

Bakışlarım kısa süreli Alkan'a kayarken Alkan yavaş adımlar ile ilerleyerek "Hoş geldin." Diyerek Büyük Şah dediği adama sarıldı. Karşısındaki adam Alkan'dan yavaşça ayrılırken bakışları beni bulmuştu. Şaşkınlık ile kaşları havaya kalkarken bakışları Alkan ile benim aramda gidip geliyordu. 

Adamdan gözlerimi alamıyordum çünkü bana çok tanıdık geliyordu. Sanki zihnimin bir köşesinde yer edinmişti ama ben o köşeyi bulamıyormuş gibi hissediyordum. 

Adam yavaş adımlar ile yanıma gelirken elindeki bastonunu korumalardan birisine vererek tam karşımda durdu. Kokusu burnumu doldururken başımda şimşekler çakıyordu sanki. 

Kaşlarım aniden çatılırken geri adım attım. Adam hayretle bana bakarken elini uzatarak "Sonunda seninle tanışabildim küçük hanım. Ben yer altı dünyasının korkulan ismi ve bundan sonra senin baban Mustafa Şah." Dediğinde kaşlarım hayretle havalandı. 

Bakışlarım eline kaydığında hala havada duruyordu. Bu adamdan korkmam gerekiyordu fakat korkmuyor, tam tersine onu şurada öldürmek istiyordum. Şu ana kadar yaşadığım her şeyin sorumlusu tam karşımda idi. Annemi üzüntüden öldüren, ailemin dağılmasına sebep olan adam. 

Elimin tersi ile Mustafa denilen adamın elini iterken cüretkar bakışlarımı adamın gözlerine çevirdim. Bu tepkimi bekliyormuşcasına başını sallayarak gözlerime baktı. Bir anda boynuma dolanan eller ile irkilsem de korktuğumu asla belli etmemeliydim. Gözlerimi adamın gözlerinden çekmezken tıslayarak "Sen benim hayatımın katilisin Allah'ın belası adam." Diyerek dudaklarımı mühürledim. 

Biraz önceki Mustafa Şah gitmiş yerine başka bir adam gelmişti. Hızla cebinden çıkardığı çakıyı yanağıma yaslarken yanağımda kesik oluşmuştu bile ama asla zayıflık veremezdim bu adama karşı. 

Adam psikopat gülüşünü bana karşı sergilerken odadan tek bir ses dahi çıkmıyordu. Bakışlarım bir anlığına Alkan'a kaydığında sinirle bize baktığını görmüştüm. Zaten benim için bir şey yapmasını beklemiyordum. Her zamanki gibi kendi başımın çaresine bakmalıydım. 

Karşımdaki adam "Ben kimsenin hayatını kimseden almadım. Sen sözleşmenin bir parçasısın. Sen bana verilmiş bir malsın ve bundan sonra sen Alkan'ın malı olarak kalacaksın. Eğer tek bir ses çıkardığını, itiraz ettiğini göreyim seni annenin yanına göndermekten çekinmem, zevk alırım." Diyerek ilk önce çakıyı yanağımdan çekmiş, daha sonra da elini boğazımdan çekmişti. 

KAÇINILMAZWhere stories live. Discover now