26

1.6K 64 9
                                    

Güneş batıyor, her yeri kurtların uğultusu sarıyordu yine, yeniden. Öksürüğün verdiği boğucu etki ile yattığım yerde hızla doğruldum. Elim ile karnıma baskı yaparken diğer elimi de öksürükten dolayı ağrıyan boğazıma götürdüm. Her öksürdüğümde yırtılacakmış hissi veren boğazıma tekrardan lanetler okudum. 

Yağlı saçlarımdan ellerimi geçirirken bacaklarımı yavaşça koltuktan aşağıya sarkıttım. Bakışlarım pencereyi bulduğunda güneş yok olmak üzereydi. Ellerim ile ateşimi ölçtüğümde yine aynı olduğumu anlamam pekte uzun sürmedi. Son iki gündür ateşim düştüğü anda geri yükseliyor, buda beni halsiz düşürüyordu. 

Koltuktan iki elim ile destek alarak yavaşça ayağa kalktım. Başım her ne kadar dönse de artık ılık bir banyo yapmam gerekiyordu. Belki ateşim o zaman az da olsa düşebilirdi. 

Nefes nefese ilerlerken her an duracakmış hissi veren kalbime götürdüm elimi. Kuruyan ağzımı kapatıp geri açarak derin bir nefes aldım. 

Merdivenlerden uzun uğraş sonucu çıktığımda dayanamayıp kendimi yavaşça yere bıraktım. Halsizliğin verdiği etkiden bıkmıştım artık. Omuzlarımı duvara yaslayarak dolan gözlerimi karşımdaki pencereye sabitledim. 

Aldığım her nefes artık bana haramdı, yaşamak istemiyordum ben. Başıma bunca şey gelmişti ama her seferinde üstesinden gelebilmiştim fakat içine düştüğüm bu durumdan bir türlü sıyrılamıyordum. Elimi yere vurarak "Beceriksiz Bulut." Demiş göz yaşlarımı serbest bırakmıştım. 

Hıçkırarak ağlama isteğim bile vücuduma çok fazla geliyor, kaldıramıyordu. Ellerimi suratıma götürerek şiddetle ağlamaya başladım. Bu kaçıncı geceydi, kaçıncı ölümdü?

Alkan üç aydan sonra geleceğini söylemişti ama karlar erimiş, Alkan hala gelmemişti. Karlar eriyeli yaklaşık on gün olmuştu. Yaklaşık on gündür Alkan'ı bekliyordum ama her zamanki gibi yine gelmemişti. Belki de bunca süre boyunca öldüğümü sanmış gelmemişti, ya da biraz daha sürüneyim istemişti. 

Başımı iki yana sallayarak aklımdaki saçma düşünceleri kovdum. Oturduğum yerde yavaşça sola doğru uzandım. Soğuk parke titrememi şiddetlendirirken gözlerimi yavaşça kapayarak kendimi uykunun soğuk ellerine teslim ettim. 

-

"Bulut."

Bu seste neyin nesiydi böyle? 

Kulağıma gelen uğultulu ses ile yavaşça açtım gözlerimi. Kaşlarımı çatarken karanlıkta nerede olduğumu anlamaya çalıştım. Elimi soğuk parkeye koyarak yavaşça doğrulmaya çalıştım fakat kollarım beni kaldıramadığından tekrardan soğuk parkeye yatmıştım. 

O gecenin aklıma gelmesiyle derince yutkundum. Kulağıma dolan ses kalbimi hızlandırırken ellerim ile kulaklarımı kapattım. Bu yine bana beynimin oynadığı bir oyun olması gerekiyordu yoksa bu duyduğum sesin başka bir açıklaması olamazdı. 

Ayak seslerinin merdivenlerden çıktığını duyduğumda ellerimi daha sıkı bir şekilde kulaklarıma bastırdım. Gözlerimi sıkıca kapatarak bacaklarımı kendime doğru çektim. 

Yakınımda hissettiğim rüzgar ile ürperirken kalbim yerinden çıkacakmış gibi atmaya başlamıştı bile. Bir anda koluma değen el ile kendimi daha çok duvara yapıştırırken "Sana bu sefer kanmayacağım." Diyerek istemsizce ağlamaya başladım. 

Vücudum adrenalinin en tepesinde iken kulaklarımdan çekilen ellerimin tutulması bir oldu. Bağırarak "Sakın bana o kanlı ellerini sürmeye kalkma seni lanet pislik. Sen bana oynanan bir oyunsun ve ben buna kanmayacağım." Diyerek çırpınmaya başladım. 

KAÇINILMAZWhere stories live. Discover now