▶1◀

19.6K 651 47
                                    

Tanıtımı okumadan, hikayeye başlamayın...

Bir hafta sonra..

Serra Gürsoy.

Hayatımın en zor dönemlerinden birini yaşıyordum. Annem beni doğururken yaşamına veda etmiş ve ben hayata bir sıfır geride başlamıştım. İnsanın doğum günü, annesinin ölüm yılı olunca hayat bana pek de adil davranmamıştı.

İzmir'in yarısına sahip olan Çok zengin bir ailenin, tek varisiydim. Babamla aramızda olan ilişkinin bir adı yoktu. Sadece bir Gürsoy'dum işte. İşletme okumam için zorlamış ama ben edebiyat okuyacağım diye tutturmuştum. Sonuç olarak şuan Istanbul'daydım ve beş parasızdım. Babam işletme okumadığım ve otellerinin başına geçmediğim için bütün para kaynağımı kesmişti. Ben edebiyat öğretmeni olmak istiyordum. Insanlara kitap okumanın güzelliğini anlatmak. Ama bunu pek de umursayan olmamıştı. Elimde tek kalan ve beni hayata bağlayan tek güzel olay ise, istediğim bölümü tam burslu kazanmam olmuştu. Bunun için elimde ki herşeyden olmuştum ama mutluydum. İlk defa soy adımla değil, Serra olduğum için birşeyler başarmıştım. Ve çok iyi biliyorum ki, annem görse benimle gurur duyardı.

Bir hafta önce iki senelik sevgilim tarafından aldatılmış, ve bir psikopat tarafından vurulmamı saymıyorum. Hepsinin canı cehenneme!

Ben, her zaman güçlü bir o kadar inatçı olmamın yanı sıra, Istediğimi elde edene kadar peşini bırakmaz, bu yüzden başımı türlü belalara sokmayı başarırdım. Kızıl saçlarım ve düzgün fiziğimle tam bir İzmir kızıydım. Ve bununla gurur duyuyordum her zaman.

Yine çok erken saatlerde kalkmış, sahilde koşuyordum. Bu İzmir"de edindiğim alışkanlıklardan biriydi. Kulaklıklarımı takmış, koşarken önüme bir köpek çıkmasıyla duraksadım. Kulaklıklarımı çıkarıp sevmeye başladım. Sapsarı tüyleri vardı ve kocaman bir köpekti. Yani biraz çabalasa boyuma ulaşabilecek kadar büyük.

-Hey! Pamir, Gel oğlum. Uzaktan gelen sese çevirdim kafamı. Beyaz tenli sarı saçlara sahip ve oldukça yakışıklı çocuk bana doğru gelmeye başladı. Kafa selamı verip köpeğini sevecenlikle okşadı. Ah, çok tatlıydı. Yani köpek! Dizlerimin üzerinde doğrulacağım sırada, Pamir yanıma gelip bana sürtünmeye başladı. Benimle oynamak istiyordu belli ki..

-Çok tuhaf! Dedi karşımda ki çocuk. Tek kaşını kaldırıp köpeğine bakarken. Kaşlarımı çatıp ona baktım.

-Tuhaf olan ne? Diye sordum Pamir ayaklarıma dolanıyordu. Bu Yüzden dikkatimi tam veremiyordum.

-Pamir kızları sevmez. Yani abim onu öyle eğitti. Dediğinde ne tür bir manyağın bunu yapmış olacağını düşündüm. Çatılmış kaşlarımla kafamı ona çevirdim.

-Demekki tam eğitememiş kız düşmanı abin! Dedim gözlerimi devirerek. Ayağa kalkacağım sırada Pamir tekrar bana dolandı ve popumun üstüne düşmemi sağladı. Ben gülmeye başlayınca Pamir üstüme çıkıp yüzümü yalamaya çalıştı.
Ah, bu çok iğrenç! Diye söyledim kahkahalarımın arasından. .

-Pamir, abim seni görse redderdi. Gel oğlum! Diye seslendi. Ve Pamir benden ayrıldı. Çocuk yanıma gelip kolumdan tuttuğun da, inledim. Geçen hafta vurulmuştum ve acısı hala tazeydi. Ve tabii ki bundan kimseye bahsetmediğim için de, gerekli yardımı alamamıştım. Nasıl anlatabilirdim ki? Ben bile daha ne olduğunu anlamamıştım. Sanırım ikimizde aldatılmıştık ve ben ağlamakla yetinirken, o intikamını acı bir şekilde almayı planlamıştı. Planında ki tek pürüz ise bendim. Ben olmasaydım, düşünmek bile istemiyorum. O psikopatı bulup Aklımda ki soruları sormam gerekiyordu.

-Özür dilerim, canını mı yaktım? Diye sordu daha adını bilmediğim sarışın çocuk. Ellerimden destek alarak ayağa kalktım ve gülümsemeye çalıştım.

MEDCEZİR♣Where stories live. Discover now