▶️24◀️

8.1K 429 31
                                    

Medyada; Sina <3

"
Batırdım.

Yalnız geçen saatler boyunca korkudan ne yapacağımı bilemedim. Denizin ortasında tek başıma kalakaldım. Resmen beni burada bırakıp gittiğinden beri yerimden kıpırdayamadım.

Sonra; denize düşen balıklar misali yılana sarıldım. . .

Araf beni sert bir şekilde itti ve bir anlık dengemi kaybedip yere düştüm. Ne olduğunu anlayamadan kolumdan tutup beni kaldırdı ve sıktı. Acıyla inledim.

"Sana bana dokunma dedim lanet olası!" Diye bağırdı. Hayvan! Bilerek yapmamıştım. Korkudan ne yapacağımı şaşırmıştım ve ani bir refleksle ona sarılmıştım. Kolum sızlıyordu.

"Bırak! Canımı yakıyorsun." Diye konuştum dişlerimin arasından. Acıdan yarım yamalak çıkıyordu kelimeler. Gri gözleri yakıyordu canımı daha çok. O seri katil bakan lanet gözleri!

"Bir daha bana dokunursan..."

"Tamam bırak! Dokunmayacağım." Dedim kuru tehditine devam etmesini engelleyerek. Neden böyle davranıyordu? Ne olmuştu? Kolumu sertçe bıraktığın da kollarımla kendimi sardım. Delici bakışları üzerimde hakimiyet kurmaya devam ederken, öfkemin kontrolünü bir türlü sağlayamıyordum. "Senden nefret ediyorum!"

"Olması gereken." Zorlukla konuşuyordu sanki. Sarhoştu. Sarhoş ve pislik!

"Sarhoşsun hepsi bu." Dedim sanki onun yerine ben açıklama yapıyor gibiydim.

"Evet doğru." Alay ederce güldü. "Çilem'le biraz eğlendik." Karnıma sert bir tekme yemiş gibi hissettim. Ani bir terleme baş gösterdi saç diplerimde. Midem ağzıma geldi.

"Yapmadın." Diyebildim daha çok yapmamasını umarak. Yaptığı bütün hataları geride bıraktığını zannediyordum. "Beni kızdırmak için söylüyorsun."

"Neden kızıyorsun kızıl?" Üzerime yürüdü. Bir kaç adım geriledim. Bu onu memnun etti. "Dilimde hala kanayan dudaklarının tadı var."

Söylediklerini idrak etmem açıkçası biraz zaman aldı. Yapmıştı. Sahiden kardeşinin sevgisiyle tekrardan aynı hatayı yapmıştı. Ah, bu iğrençti. Bu onun için bile fazlaydı.

"Pisliğin tekisin." Dedim ve parmak uçlarımda onu ittim. Bileklerimden tutup beni duvara sabitledi ve yüzüme eğildi.

"Eğer bir pislik olsaydım. Şimdi şuan seni..." Yüzüne tükürdüm. Gözlerini bir kaç saniye yumdu ve öfkeyle geri açtı. İşte şimdi boka batmıştım. Canıma okuyacaktı. Ellerimi kurtarmak isterce çırpındım ama başarılı olamadım. Bileklerimi duvara adeta zincirlemişti. Direndim.

"Araz'ın abisi olmayı haketmiyorsun!" dedim yüzüne karşı. O bu hayatta hiç bir iyiliği haketmiyordu. Umarım cehennemi boylardı. Hayatımda bir sürü kötü insan tanıdım ama Araf gibi saf kötülük kimse de görmedim.

"Sen neyi hakediyorsun? Benim kızılım olmayı mı? Herkes senin her gece altımda olduğunu düşünüyor. Bu nasıl hissettiriyor?."

Kalbimin üzerine kızgın yağlar aktı o an. Çırpındım. Acıyla kaynadı içim. Kollarının arasından sıyrıldım ve onu ittim. Boğazımda bir yumru vardı ve biraz daha yukarı tırmanırsa ağlayacaktım.

"Kendini bununla avut! Asla takıntın olmayacağım!" Dedim ve yanından geçip gittim. Kendimi o lanet olası yerden attım ve koşarak uzaklaşmaya çalıştım.

Koştum. Koştum ve koştum. Ta ki dizlerimin üzerine düşüp hıçkırarak ağlayana kadar. Elimi ağzıma örtüp sakinleşmeye çalıştım. Duyduklarımı sindirmeye hatta elimden gelse unutmaya çabaladım. Ama olmadı. Kalbimin tam ortasında yankılanıyordu sesi.

MEDCEZİR♣Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora