▶️22◀️

7.9K 443 38
                                    

Medyada; Araf <3

"
Bittim.

Girdiğim bu savaşta sağ çıkmam mümkün değil. Karşımda çok güçlü bir adam var bu kez, saygı duyulacak kadar güçlü.

Babam.

Buraya gelme sebebi neyse, asla gitmeyeceğinden emin olduğum adam. Muhtemelen laflarıyla beni tuz buz edip, kalan kırıntılarımı da beraber sürükleyecekti.

Nefessiz kaldım. Güç almak isterce Araf'a baktım, her şeyden bir haber telefonuyla ilgileniyordu. Çilem gitmişti, umursamadım. Maya beklenti dolu gözlerini üzerimden çekmiyordu. Yutkundum.

"Nerede?" Sesim titredi. Babamdan korkmuyordum asla, söyleyeceklerinden korkuyordum. Özellikle yalan radarı olan o yeşil gözlerinden.

"Dışarıda." Ne? Aman Allah'ım! Bu şimdi mi söylenirdi? Maya'a ölümcül bir bakış atıp yanından hızla sıyrıldım ve koşar adım dışarıya çıktım. Ütopyanın yukarısın da, Sina'yla babamı gördüm. Sina hararetli bir şekilde babama bir şeyler anlatıyor, babam onaylamazca başını sallıyordu. Sanırım arkadasım beni aklayacak bir konuşma yapmaya çalışıyordu. Sonra beni gördü. Sina'yı duymadı yanıma hızla yürüdü. Derin bir nefes aldım, başlıyoruz.

"Merhaba baba." Dedim elimi arka cebime öylesine koyarken.

"Merhaba mı? Bana söyleyeceğin tek şey bu mu küçük hanım?" Omuzlarımı kaldırdım. Ne diyebilirdim ki? Hoş geldin mi?

"Vural amca..." Sina araya girmeye çalıştı ama yersizdi. Babam onu duymuyordu bile.

"Burada ne işin var? Sen benim kızımsın!" Dediğin de alayla karışık güldüm.

"Tek derdin bu. Değil mi baba?" Aramızda ki gerginlik gitgide büyüyor içinden çıkılmaz bir hal alıyordu. Kelimelerin hepsi imalıydı.

"Vural amca bunları evde konuşalım. Lütfen." Dedi Maya. İkisi de benim için uğraşıyorlardı. Babam kolumu tuttu.

"Eve gidiyoruz. Derhal!" Dediğin de kolumu çekmeye çalıştım. Bana böyle davranmazdı. Buna asla izin veremezdim. Kızını tanıyamamış mıydı?

"Bırak. Gelmeyeceğim." Dedim kesin bir dille ama bırakmadı. İnatçı yanımı babamdan almıştım kesinlikle.

"Kızıl bırakmanı söyledi." Duyduğum bu soğuk kanlı sesle olduğum yerde kaldım. Kahretsin! Babamın delici bakışları arkamda bir yerde takılı kaldı.

"Sende kim oluyorsun?" Diye sordu önce. Ayak seslerinden bize yaklaştığını farkettim ve gelmesin diye dualar ettim. Babam sanırım daha tanımamıştı. Lütfen tanıma, lütfen. "Sen Tuna'nın oğlusun." ah!

"Babalarımızı seçemiyoruz malesef." Araf yanıma kadar gelip bu cümleyi kurdu. Ecel terleri dökmeyi başladım. İması sertti. Ne konuşması gerektiği iyi biliyordu.

"Kes şunu." Diye fısıldadım yalnız grinin duyacağı bir şekilde. Ama sanırım oda duymadı.

"Sen bu işe karışma genç adam. Bu konuyu babanla halledeceğim. Bir daha seni kızımın etrafında görmeyeyim!" Babamın kuru tehditine karşılık gri gülmeye benzer bir nefes verdi.

"İstediğim zaman onu görürüm." Araf babama meydan okudu. Babam tek kaşını kaldırıp griye baktı ve kolumu bıraktı. Boşta kalan eliyle Araf'a sıkı bir yumruk atınca çığlık atmamak için elimle ağzımı kapattım.

Babam biraz önce Araf'a yumruk attı!

Takım elbiseleriyle bu hareket ona fazlaydı. Araf dudağının kenarında ki kanı sildi ve gülümsedi. Yemin ederim ilk kez birinin gülümsemesinden korktum.

MEDCEZİR♣Opowieści tętniące życiem. Odkryj je teraz