▶️50◀️

7.8K 374 18
                                    

Medyada; Araf <3

"

Nefes aldım.

Hayatımda iyi şeylerin olduğunu görmek biraz olsun nefes almamı sağlamıştı. O gece grinin beni tamamen himayesi altına alması beni şoka uğratmış hatta sevinçten havalara uçurmuştu. Çilem'in yüzü asla unutmayacağım, ressamlara taş çıkartacak bir tabloydu. Bunun sonucunda Araf'ı bir kaç gündür görmemiş olsam da, olsundu. Buna değerdi.

Sabahın erken saatlerinde çalan kapıyla gözlerim aralandı ama sonra tekrar kapandı. Zil üst üste bir kaç kez çalınca gözlerim tamamen açıldı. Oflayarak yataktan kalktım ve yüzüme yapışan saçları ellerimle düzelttim. Bu saatte kapıyı böyle çalan densiz de kimdi? Ve neden kimse kapıya bakmıyordu? Sinirle yataktan kalktım ve elini zilde unutan her kimse içimde ki küfürlerin hepsini haketmişti. Sertçe kapıyı açtım. Ve karşımda kimseyi göremeyince gözlerimi kırpıştırdım. Sağa sola iyice baktım ve gözlerimi kısıp soğuğun içime dolmasıyla titredim. Kapıyı tekrar kapatacağım sırada küçük bir uluma sesi duymamla kafamı yere eğdim.

Ufacık sarıya dönük tüyleriyle önümde küçük bir köpek duruyordu. Başta şaşırsam da, hemen onu kucağıma alıp boynunda ki notu çıkardım.

Bu aptalı affet.

Nota kaşlarımı çatarak baktım. Bunu kim bırakmıştı? Küçük köpeğin kafasından öpüp bir süre ne kadar tatlı olduğuyla ilgilendim.

"Ya seni hangi aptal bıraktı buraya? Ama sen çok tatlısın!" Dedim ve köpeğe sıkıca sarıldım. Arkamı dönüp ayağımla kapıyı ittirdim. Arkadan gelen "ah" sesiyle hızla arkamı döndüm. Batın burnunu tuta tuta yerinde zıplıyordu.

"Bak kendini nasılda biliyor?" Dedim kucağımda ki köpeğe. Batın hala kendine gelebilmiş değildi. Oh olsundu.

"Ayıp oluyor ama!" Dedi burnunu tutup bana elinin üzerinden bakarken. Ona omuz silktim ve gözlerimi ondan kaçırdım. O geceden beri onu hiç görmemiştim. Bu işime gelmişti çünkü yaptığı affedilir gibi birşey değildi. "Beğendin mi?"

"Sen bu köpeğe dua et." Diye homurdandım. Soğuk etime iğneler halinde saplanmaya başlayınca tekrar kapıyı örtmeye çalıştım ama kapı aralığına koyduğu bacağıyla buna engel oldu. Onunla konuşmak istemiyordum.

Beni öpmüştü.

Beni istediğim dışında öpmüştü!

Tamam bunu Araf'ta bir kaç kez yapmıştı ama ona neden kızamıyordum? Çünkü Araf önce Maya'yı öpmemişti. Tamam bu biraz bahane olabilirdi ama arkadaşımın duygularıyla oynayamazdı. Kısaca Batın her şeyi mahvetmişti.

"Şans." Dedi gözlerimi köpeğe dikerek. Anlamazca suratına baktım. "Adı Şans. Sana yılbaşında şans getirsin diye." Diye geveledi. Daha önce hayatında kaç kişiye hediye aldığını düşündüm. Çünkü fazla beceriksiz görünüyordu.

"Yılbaşına daha bi hafta var." Dedim gözlerimi devirerek. Ona yüz verecek değildim. Hiç yoktan hemen yelkenleri suya indirmeyecektim.

"O zamana kadar sabredemedim. Seninle küs kalınca kızdıracak kimsem kalmadı. Hayat çok boştu." Deyince ona gözlerimi kısıp baktım. Birde dalga mi geçiyordu? Yüz ifademi farketmiş olacak ki ellerini havaya kaldırdı. "Dışarısı çok soğuk bizi artık içeriye alacak mısın?"

"Şans geliyor ama sen gidiyorsun." Dedim ve kapıyı tekrar kapatma girişiminde bulundum. Koca cüssesiyle hızla aralıktan içeriye girdi. Şans'ı kucağımdan yere bıraktım ve küçük partilerinin çıkardığı sesle gülümsedim.

MEDCEZİR♣Where stories live. Discover now