▶️8◀️

11.3K 488 59
                                    

'
Hayatta bazı durumlar olur. Keşke yapmasaydım veya keşke duymasaydım dedirtecek türden karmaşık durumlar. Konunun sizinle alakası yoktur ama sussan, karşındakine haksızlık olur. Konuşsan kalbi kırılır.

Şuan tamda o durumu yaşıyordum. Araf, kelimenin tam anlamıyla kötü bir insandı. Kendi kardeşine bile zararı dokunacak cinsten saf bir kötülük barındırıyordu içinde. Araz, ne yazık ki o kıza aşıktı. Buna ne kadar üzülsem de, gidip ona bunların hepsi abinin bir oyunuymuş diyemezdim. Ama susarsam da, Araz'ı aptal yerine koymalarına göz göre göre izin verirdim.

Bu yüzden ne yapacağımı bilmez halde koşmaya başladım. Arkamdan Araf geliyordu ve büyük ihtimal beni öldürecekti. Sonuçta biraz önce görgü tanığı olmuştum ve katiller görgü tanıklarını ortadan kaldırırdı. Yine olmamam gereken yerde bulunduğum için kendime etmedik küfür bırakmadım.

''Kızıl!'' Arkamdan bir kez daha öfkeyle bağırdığın da, hızımı yükselttim. Sonuçta ben o kadar koşuyu boşuna yapmamıştım.

''İmdat! Adam öldürüyorlar!'' Diye avazım çıktığı kadar bağırdım. Belki biri duyarda yardım eder diye ama nerde. Gecenin bu saati ortada kimse yoktu. Çok saygı değer arkadaşlarım da muhtemelen beni bırakıp gitmişlerdi.

Soluk soluğa koşmaya devam ettiğim sırada ara bir sokağa attım kendimi. Soğuk hava ben nefes alıp verdikçe boğazıma iğne gibi saplanıyordu. Biraz daha ilerlediğim de, yerde tepinen birini gördüm. Önce ne olduğunu anlamadım sonra bir başkasını da kendi kendine sallanırken görünce hah dedim Serra esrar keşlere çattın! Zaten benim gibi şanssız birinin karşısına polis çıkacak değildi ya? Ya Araf çıkardı yada uyuşturucu bağımlıları.

''Oo prenses!'' Dedi önünü zor gören bir diğeri. Bunlar git gide çoğalıyor muydu?

''Aramıza bir melek katıldı. Size demiştim bir gün bizde kurtulacağız diye!'' Dedi hala sallanmaya devam eden çocuk. Öteki yerde debelenmeyi bırakıp bana döndü. Eliyle bana gel işareti yaptı.

''Yanıma yat!'' Ne? Al işte burdan yak!

''Ben yatayım senin yanına!'' Arkamda duyduğum sesle hızla arkamı döndüm. Araf tüm öfkesiyle karşımda duruyordu. Biraz önce kaçtığım insana sığınmak sağlıklı bir düşünce miydi? Serserilerden biri kolumdan tutup beni kendine çekti.

''O bizim, ilk biz bulduk!'' Para mıyım Lan ben? Neyi nerde buldun şerefsiz. Ben onun kolundan kurtulmaya çalışırken, Gri kılını kıpırdatmadı.

''Yanıma yat!'' Yerde ki manyak hala aynı lafı geveleyip duruyordu. Nereye düştüm ben Allah'ım!

''Kızıl, seni kurtarma mı ister misin?'' Diye sordu gri. Ona Allah belanı versin bakışları attım. ''O zaman bundan sonra ben ne dersem o!'' Deyince bende film koptu.

''Ya yürü git sana mı kaldım!'' Diye bağırdım. Sonra bir döndüm kolumu tutan çocuk saçlarımı yiyor! Ne manyak gurup bunlar be? Ne garip fantezileri var. Saçlarım gidiyor ya!

''İyi sen bilirsin!'' Dedi ve arkasını dönüp yürümeye başladı. Resmen beni bu sapıkların eline bıraktı!

''Yanıma yat!'' Lan Allah belanı versin senin de! Saçımı hep yedi lanet olsun kusacağım şimdi. Ah, saçlarım olmasa ben bunu asla kabul etmezdim ama!

''Tamam! Kabul.'' Diye bağırdım arkasından. Durdu. Arkasını döndü ve yanımıza yürüdü. Kolumdan tutup beni çekerek yürütmeye başladı. Kimse karşı çıkmadı. Bu muydu yani? Kimse benim için kavga etmeyecek miydi? Arkamı dönüp üç salağa baktım. Biri saçını yemeye çalışıyor, diğeri arkadaşının yakasından tutmuş yanına yatırmaya çalışıyordu.

MEDCEZİR♣Where stories live. Discover now