ʙʟᴏᴏᴅ ᴀɴᴅ ʙᴏɴᴇs

2.6K 293 327
                                    

Kabul et bütün hata senin. Çünkü beni ışığına ilk sen alıştırdın.
Şimdi ben, kalbi her dakika sensizlikle atan kör bir kız olacak belki de sonsuza kadar öyle kalacağım.

Soojin, yüzünü her zaman takındığı o kibirli ifadeden sıyırdı. Ve rahat bir şekilde bana nasıl gittiğini sordu.

"Nasıl gidiyor?"

Ek olarak yüzüne bunu gerçekten de merak ediyormuşcasına bir ifade kondurmuştu. Aslında zerre kadar umrunda olmadığını ikimizde biliyorduk.

Cevap vermediğimde kafasını eğip gülümsedi. Ama bu daha çok yorgun bir gülümseme gibiydi.

Cevap vermemi beklerken çeşmeye yaklaşıp suyu açtı. Belki görmezden gelmem gerekiyordu ama yapamadım. Kendimi tutamadım ve ona cevap verdim.
"Seni görene kadar iyi gidiyordu desem çok mu klişe olur?"

Soojin sakince ellerini yıkadıktan sonra bana bakmadan arkama uzanıp bir peçete çekti. Hareketleri ve yüz ifadeleri sakindi. O hiç olmadığı kadar uysal görünüyordu. O an bana saldırmayacağını düşündüm.

"Evet çok klişe olur." Hafifçe gülümseyip kaşlarını çattı. "Ama biliyorsun klişe şeyler sana bir şekilde yakışıyor."

Bir an onunla tuvalette ağız dalaşı yapmak çok gereksiz geldi. Buradan hemen çıkmak için bir peçete alıp ellerimi kurulamaya çalıştım. Bunu yapmak için geç bile kalmıştım.

Bu sırada Soojin gömleğinin ön cebinden vişneli bir lip balm çıkardı.
Kalçasını lavabonun tezgahına yaslarken bir yandan da bana bakıyordu.

"İkimizde sakin olup biraz konuşalım mı?"

Peçeteyi çöpe atmadan önce ciddi olup olmadığını anlamak için yüzüne baktım.

Evet gayet ciddiydi. Fakat teklifi ile ilgilenmiyor, onunla konuşmak hatta birkaç saniye daha aynı ortamda bulunmak istemiyordum. Kapıya yöneldiğim sırada tekrar konuştu.

"Kısa sürecek."

Attığım bir adımı geri verip yavaşça ona döndüm. Ve gayet sakin bir şekilde konuştum.
"Seninle konuşacağım hiçbir şey yok ki."

Soojin kafasını eğip sessizce kıkırdadı.  Bu onun tehlikeli gülüşü değildi. Biliyordum şu an kendini zorlamıyordu. Şu an olduğu gibiydi.

"Korkma seni tuvalete kitlemeyeceğim ya da içeceğine ilaç falan atmayacağım."

"Korkmuyorum zaten. Sadece ikimizin konuşacak hiçbir şeyi yok. Neden vaktimizi harcayalım değil mi?"

Soojin beni anladığını ifade etmek için kafasını aşağı yukarı salladı.
"Vaktini benim yerime sevgiline harcamak istersin, değil mi?"

Söylediği şeyle nedensizce üşemeye başlamıştım. Evet biliyordum saçmaydı ama rahatsız olmuştum. Aslında onun kurduğu cümlelerin benim için hiçbir önemli yoktu.
Fakat o cümlelerin içinde Hoseok geçtiğinde işler değişiyordu.

Kafamı hafifçe geriye atıp ona doğru parmağımı şıklattım.
"Evet büyük ihtimalle birazdan uykularımı kaçırmak ve beni sinir etmek için bir şeyler zırvalayacaksın. Lütfen çabuk ol derse geç kalacağım."

Soojin elindeki balmın kapağıyla oynamaya devam ederken söylediklerimi pek dinliyormuş gibi değildi.
"Hoseok'la tam olarak ne zaman çıkmaya başladınız?" Gözleri yerdeki fayanslara daldı.
"Bir gün? Ya da iki gün mü oldu?"

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now