sᴀᴅᴅᴇsᴛ sᴏɴɢ

2.4K 326 633
                                    


Kız ağzını açmadan bağırırken, çocuk kulaklarını sıkıca bastırdı.
Peki kimin canı daha çok yandı?

Bir anda her şeyin yerle bir olması nasıl bir his bugün öğrendim. Aslında bu bir depreme benziyordu.
Her şey bir anda tepeme yıkılmıştı sanki ve duvarlar çok ağır geliyordu. Kaçamamış bir yere sığınamamıştım. Aslında ne sığınacak bir yerim ne de kaçacak bir yolum vardı.

Şimdi tuğlaların arasından kafamı çıkarmış yıkımın sonrasını izliyordum. Üzerime yıkılan hayali taşlar nefes almamı engelliyordu sivri bir taş ise çoktan kalbime batmıştı.

Bazı insanların canımızı acıtmayacağını düşünürken hep yanılıyorduk değil mi?

Her kim olursa olsun herkes elinde keskin bir bıçak tutuyor ve zamanı geldiğinde acımadan batırıyordu.

Soojin'in yanına yürüyen çocukta gözlerimi gezdirdim.

Neden?

Neden yapmıştı bunu?

Ben ona hiçbir şey yapmamıştım.

Aksine ona güvenip her şeyimi anlatmıştım.
Şimdi o herkese anlatacaktı.

Taehyung kolumdan tutup şaşkınca sordu.
"Bu da kim?"

Donup kalmıştım bir şey söylemek istiyordum fakat yapamıyordum.
Sessizce fısıldadım.

"Felix."

Felix, en başından beri işin içinde olan, benim bir kenara koyup öylece güvendiğim sessiz sakin ortağım. Peki neden şu an Soojin'in yanındaydı.

Soojin mikrafona yaklaşıp Felix'ten önce konuştu.
"İşte benim şahidim kendisi en başından beri her şeyi biliyor."

Bir iki adım geri çekilip Felix'e yer açtı ve elini öne doğru uzattı.
"Anlat onlara Felix."

Hayır Felix bana söz verdin, lütfen onu dinleme.

Felix mikrafona yaklaştığında her zaman olduğu gibi sakindi. Dalgalı saçları, boynundaki kulaklığıyla o benim tanıdığım ve güvendiğim Felix'ti.

Onunla göz teması kurmak istiyordum, bana bakmasını istiyordum. Bana bunu yapamazdı.
Başka bir okuldan olduğunu belli eden lacivert kravatına dokundu.
Etrafına bakınmadan kürsüye yaklaştı. Öğrenciler kendi aralarında konuşuyor, sahnedeki çocuğun kim olduğunu birbirlerine soruyorlardı.

Kafamı iki yana salladım artık görüş açım bulanıktı. Kendimi tutmaya çalışıyordum ama gözlerimin bulanıklaşmasına mani olamamıştım.

Fısıltılar dalga gibi yayılmaya devam ederken, Felix sonunda konuşmaya başladı. Ben ise sadece gözlerimi kapattım. Artık bir an önce bitsin istiyordum.

Karşı koyacak itiraz edecek gücüm yoktu.
"Ben..Ben Jiho'ya videoyu aktarması için yardım ettim."

Salonda yükselen seslerle ellerim uyuştu. Uğultular hatırı sayılır seviyedeydi. Felix salonda gözlerini gezdirdi.

"O gün basketbol sahasında videoyu yayan Jiho'ydu"

Salondaki sesler bir cümbüşe dönüştüğünde benim kulaklarımda sessizlik hüküm sürüyordu. Sanki şu an salondan ayrılmış başka bir yere çekilmiştim.
İçimden bir ses bu sessizliğin kulaklarımdan çok yakında ayrılacağını söylüyordu.

Good Night Hoseok | Hoseok حيث تعيش القصص. اكتشف الآن