ʙᴀᴄᴋɢᴀʀᴅᴇɴ

3.4K 363 115
                                    

Onlar kalplerin kralı olacaklar sen ise bataklığın kraliçesi.





Parçalı bulutlu bir cumartesi sabahında gri eşofmanım, ipin üzerindeki hokkobazlar gibi giymeye çalışırken hiç mi hiç mutlu değildim.

Bugünkü hayalim bütün gün yatakta yatmak, telefonumu kapamak, test kitaplarının kapağını bile açmamaktı. Fakat her zaman olduğu gibi hayallerim helyumlu balona bağlanıp gökyüzüne salındı.

Hatta bir an bana el salladığını dahii gördüm.

Ofladım ve açık mavi sweatimi üstüme geçirdim.
Her ayın 3'üncü cumartesisi bizim orta sosyallikte arkadaş grubumuzla film günümüzdü ve ben başımdaki tasalarla uğraşırken bunu çoktan unutmuştum.

Aşağıda beni bekleyen 3 arkadaşım vardı. Ve aşağıdan gelen seslere dayanarak birinin huysuz gününde olduğunu anlıyordum. Aynaya bakıp yüzüme baktım renksiz bir yüz, çökük göz altları mükemmel bir görüntü.

Yanaklarıma bir iki kere vurup kızarttım ve saçımı saçma bir kuyruk yaptım. Odamdan çıkıp merdivenleri inmeye başladığımda sesler kulaklarımı doldurmuştu.

"Yeter artık gülmeyi kes cidden komik değil."

Changgu oturduğu koltukta gülmekten kıvrılmış hatta yatmış şekilde debeleniyor ve karnını tutuyordu. Nefes alabildiği raddede konuşmaya çalıştı.

"Cidden komik olmadığını mı düşünüyorsun?" Derin bir nefes aldı ve işaret parmağını kaldırdı. "Bir şeyi merak ediyorum Kurt Cobain aklına nereden geldi yani ne bileyim..."
Birden kendini tekrar koltuğa attı.

Ve sonsuz kahkahası evin içinde yankılandı. Mimi oturduğu koltuktan kalkıp elindeki yastıkları Changgu'ya atmaya başladı.

"Bir kitapta okumuştum gerzek herif neyini anlamıyorsun."

Arin koltukta hanım hanımcık oturmuş onlara gülüyordu.
Arin annemin istediği kızdı. Her zaman ne yapması gerektiğini bilen.

Onun oturduğu koltuğa gidip kendimi Arin'in yanına bıraktım.
Arin bana gülümseyip selam verdi.
"Selam Jiho."

Uykulu gözlerimi ovuşturup karşılık verdim. "Evet selam."

Mimi Changgu'ya atacak yastık kalmayınca yerine oturdu ve arkasına yaslanıp saçlarını hışımla arkaya attı.

Changgu koltukta kıpırdamadan yatıyordu ve gözleri kapalıydı. Bana seslendi.

"Jiho ben galiba öldüm Mimi'ye söyle olur mu haberi olsun. Sonum Kurt Cobain gibi olsun istemiyorum."

Gözümü devirdim çünkü kısayollu ikimizlede eğleniyordu. Bu sefer Mimi sızlanarak bana döndü.

"Şuna bir şey söyle yoksa onu öldüreceğim. Koltuklarınız kan olsun istemiyorum."

Kafamı koltuğa atıp nefes verdim cumartesi günü ve ben bunu hiç mi hiç hak etmemiştik.

"Changgu kes şunu başım ağrıyor."

Hızlıca yattığı koltuktan doğruldu ve saçını düzeltti artık gülmüyordu.
"Tamam evet ne izliyoruz?"

Kalkıp televizyonun önüne gittim ve dvd'leri çıkarttım. Arin hayal kırıklığıyla bir iç çekti.
"Hani bugün anime izleyecektik."

Mimi sinirle Changgu'ya döndü "Gerzek bir arkadaş bize bir anime bulacaktı ama kendisi pek faydalı bir tip olmadığı için."

Mimi'nin söylediklerine Changgu omuz silkmekle yetindi.
Elimdeki muhtemelen izlerken uyuklayacağım dvd'leri karıştırmaya başladım.

Good Night Hoseok | Hoseok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin