ᴛᴡᴏ ʙᴏʏs

3.2K 324 471
                                    

Pencerenin önünde saklı şiir dizeleri
Acaba gece bir rüzgar esip onları sana getirir mi?

"...ama bu çocuk karanlık odasını aydınlatan kızı kaybetmekten korkuyor."

Kalemi masaya bıraktıktan sonra elimdeki küçük kağıdı bir tablo edasıyla havaya kaldırdım ve uzun uzun baktım.
Bazı cümleler ve kelimeler o kadar anlamlılardır ki.
Onları kapalı bir kutuda saklamak, toprağın altına gömüp gizlemek, yorganlara sarmak istiyordum.

Hoseok belki de öylesine söylediği bu cümleden sonra arkasında bıraktığı kızın halini bilseydi eminim koşarak geri gelirdi.

Çünkü o gece bedenimi odama zor taşımıştım.
Ve yatağımda uzun bir süre öylece tavana bakmıştım.

Gecenin ilerleyen saatlerinde titremeye başladığımda başta üşüdüğüm için titrediğimi düşündüm fakat ben üşümüyordum.
Ben korkudan titriyordum.

Hoseok'a karşı kuvvetlenen hislerimden içimdeki ona ait parçadan deli gibi korkuyordum.

Sanki ruhum bir sarmaşık gibi yavaş yavaş ona dolanıyordu.

Sonunda ya ben onu boğacaktım ya da o beni elindeki bıçakla kesecekti.

Kötü hayal gücümün gözümün önüne getirdiği görüntüleri kafamdan kovdum. Elimdeki kağıt masamın üstündeki duvarda yerini alırken geri çekilip kağıda baktım.

Orada bir sürü kağıt vardı. Çeşit çeşit şiirler, binbir çeşit sihirli cümle vardı.
Ama bundan sonra benim tek şiirim sadece bu kağıt olacaktı.

Yüzümde oluşan belli belirsiz gülümsemeyi itip odamdan çıktım.
Bugün büyük gündü bugünümü tek bir şeye adamıştım.
Sadece onunla ilgilenecek sadece onun üstüne yoğunlaşacaktım.

Ben bugün uzun zamandan beri boşladığım bir işimi yerine getirecek, bayılana burnumdan kan damlayana kadar ders çalışacaktım.

Temiz havanın beyin kanallarımı açacağını düşünerek bahçeye çıktım.
Annem yanıma meşhur kurabiyelerinden bırakmış ve homurdansamda bir kediymişim gibi saçlarımı okşamıştı.

Önümdeki test kitabını açtığımda önce bir 5 dakika kağıtla bakıştım. Canım zerre kadar ders çalışmak istemiyordu.

Üstüne üstlük arada gözüm yan bahçeye takılıyor oradan bir hareketlilik bekliyordu.
Bahçede oturduğun bir buçuk saat boyunca sadece kurabiye kemirip yan bahçeyi izlemiştim.

Soojin'in kırmızı saçlarını gördüğümde ise oturduğum yerde doğruldum.
Soojin dar bir kotun üzerine fırfırlı beyaz bir gömlek giymişti.
Kızıl saçları beline süzülürken bakışlarımı kendi saçıma çevirdim.

Çok sıradan bir rengi vardı. Mimi arada boyamamı teklif ediyor, hatta annesinin indirim yapabileceğini söylüyordu.

Ben Soojin gibi cesur değildim ya da Mimi gibi çılgın.
Bir anda saçımı kestirip sarıya boyatamaz ya da uçuk bir kızıla cesaret edemezdim. Soojin dış kapıdan çıktığında arkama yaslandım.

Büyük ihtimalle arkadaşlarıyla buluşmaya gidiyordu.
İçinde Hoseok'un da olduğu arkadaşlarının yanına.

Kafamı sallayıp önümdekilere odaklanmaya çalıştım. Düşünmek dikkatimi dağıtıyordu. Kurabiyemdem bir parça daha ısırdım.
Odaklan Jiho seni ilgilendirmez.
Sen kurabiyelerine odaklan ve meyve suyunu iç.

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now