ʜᴀᴘᴘʏ ᴅᴀʏ

2.8K 322 349
                                    

Sana giden yolların hepsi cam kırıklarıyla kaplı.
Peki sen hiç düşünüyor musun, bu kızın ayağında ayakkabıları var mı?



Kimi zaman koridorda yürürken veya sınıfın kapısını açarken eskiyi düşünüyorum. Hayatım tatsızlaşmadan önceki yaşantımı. Çok uzun bir zaman dilimi olmasada eski neşemi düşünüyorum.

Sabahları gelen gereksiz mutluluğumu öğretmenlere arkadaşlarıma verdiğim sabah selamlarını. Neredeyse tanıdığım herkese günaydın derdim. Soojin kafasını yana çevirip göz devirirdi. Bunu kafasını yana çevirsede anlayabiliyordum.

Bir zaman sonra bunu yapmamaya başladım. Çünkü Soojin hoşlanmıyorsa demek ki bu hoş bir şey değildi.

Aslında o zaman anlamalıydım Soojin'in değiştiğini ve bazı şeylerin bittiğini. Ben o zamanlar herkesin aynı kalacağını düşünüyordum. Kum havuzunda oynayan kızın hep öyle kalacağını.
Saftım hâlâ safım.

Yine kendimi aşırı efkarlı düşüncelere kaptırmış koridorda yürüyordum. Sabah saati bu kadar gereksiz düşünceleri ortaya çıkarmak için en saçma vakitti.

Gözümü dahi zor açarken Soojin'le ilgili düşüncelerimi ortaya çıkarmak gereksizdi.

Bu sabah saçımı savsak bir kuyruk yapmış yüzüme meymenet namına bir şey yerleştirmemiştim.
Koridorun başında gördüğüm surat bir anda elimin boşalmasına sebep oldu.

Hoseok elinde tuttuğu bir dosyayla bu tarafa doğru ilerliyordu.

Partide yaşananlardan sonra neredeyse hiç karşılaşmamıştık.O tuhaf gecenin ardından hiç.

Sadece geceleri tek taraflı gerçekleştirilen telefon konuşmaları vardı. En fazla 37 saniye süren bazen 48.

O hep sessizdi ne bir şey söylüyor ne de iyi geceler dediğimde bir cevap veriyordu.

Aslında bir cevap beklemiyordum ama yinede neden konuşmadığını deli gibi merak ediyordum.

Sanırım her gece tekrarlanan bu olaya sebebini bilmediğim bir şekilde alışıyordum.

Hoseok hiçbir gece cevap vermesede sanki her akşam tanımadığım bir yabancıyla konuşmak beni rahatlatıyordu.

Bu bir nevi konuşma sayılırdı değil mi?

Çünkü ona iyi olup olmadığını soruyor hatta bazen kendimin iyi olduğunu belirtiyordum.

Bu saçmalık mıydı? Belki biraz ama kimin umrundaydı o konuşmuyordu bile kendi kendime konuştuğum birkaç kelime sıkıntı olmamalıydı.

Koridor kalabalık değildi. Neredeyse herkes çoktan sınıfına girmiş kalan birkaç kişi ise koşturuyordu.

Hoseok dosyadan gözlerini kaldırdığında çoktan yakalanmıştım.

Yavaşlayan adımlarımı hızlandırdığımda kafamı eğdim. Ne kadar da salaktım neden ona sanki hiç görmemişim gibi bakmıştım ki.
Garip olan ilişkimizin üzerine reçel sürmek için tabii ki.
Adımlarımı hızlandırsamda sanki her şey ağır çekimde gibi geliyordu. Yanımdaki pencerenin önünden hâlâ geçememiştim. Koridorun fayansları bugün biraz pisti.

"Günaydın."

Bu onun sesiydi. Peki bu ses neden kulaklarımı doldurmuştu. Ayrıca onun sesi fazla yakından gelmişti.

Refleks olarak durduğumda arkama baktım. Hoseok çoktan ilerlemişti bile ve de ilerlemeye devam ediyordu.

O, az önce bana mı günaydın dedi. Etrafıma bakınıp delil aradım. Koridorda kalan birkaç öğrenci sınıflarına giriyor hatta bazıları koşturuyordu.

Good Night Hoseok | Hoseok Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin