ғᴀᴋᴇ ᴡɪɴᴅ

2.4K 311 318
                                    

Kız dalgalardan korkuyor, küçük fırtınalardan ürküyor.
Kız geceleri şarkı söylüyor, sadece acısı dinsin istiyor.

Lisenin ilk yıllarında doldurduğumuz bir anket vardı.

Sorulardan birisi de şuydu.

Sizi en çok ne korkutur?

Arkadaşlarımdan bazıları örümceklerden, bazıları karanlıktan, Mimi ise yatağının altından korktuğunu yazmıştı.
Herkes bunları yazarken ben asıl korkumu yazmak yerine o soruyu boş bırakmıştım.

Benim asıl korkum

Aşık olmaktı.

Bu korkum tam olarak neden hangi sebeple başladı bilmiyorum. Çünkü ben hiç aşık olmamıştım.

Ama Soojin, işte o olmuştu.

Onu arka bahçelerindeki çam ağacının dibinde bulduğumda, daha birbirimizden kopmamıştık. O ağlıyordu ve ben en yakın arkadaşımın neden ağladığını bilmiyordum.

Ona sorduğumda sinirle yüzüne yapışan saçlarını itelemiş ve canının çok yandığını söylemişti.

Ben bir yerine bir şey olduğunu zannedip koluna bacağına bakmıştım. Acıyan yerinin kalbi olduğunu anlayamayacak kadar saftım.

Soojin o gece çok ağladı bana içini tam olarak dökmesede bir çocuğun kalbini paramparça ettiğini anlattı.
O gece Soojin'in gözlerindeki kırgınlık beni korkuttu.

Onu ilk defa bu kadar üzgün görmek beni çok korkuttu.

Ben öyle olmak istemiyordum. Eğer aşık olmak sonunda bu kadar canını yakıyorsa ben bunu istemiyordum.

Ama bunun kendi isteğinle olmadığını da anlamıştım.
Asıl korkutucu olanda buydu, engel olamadığın bir duygu vücuduna yayılıyordu ve sen sadece izliyordun.

Yavaş yavaş kapılışını, buna engel olamayışını.

Benim için aşk gözünü bağlayıp yolda yürümek gibiydi ya da bir uçurtmanın ucuna takılıp seni sürükleyeceğini bile bile bırakmamak.

Bana göre aşk insanın aklını başından alırdı.
Düşünemezdiniz. Ve bir sonraki adım diye bir kavram olmazdı.

Kağıttan bir geminin denize salınışı gibi kapılır giderdiniz.

En büyük korkum kapımı çalarken örümceklerden korkmayı diledim.

Hoseok arabanın anahtarını çıkarıp elinde döndürdü.

"Senin araban mı?"

Kilidi açıp yamukça gülümsedi.
"Hayır, malesef benim zengin bir babam yok."

O, arabaya bindiğinde bir süre arabanın yanında dikildim. Ödlek küçük bir kız gibi davranıyordum. Acaba yol yakınken geri mi dönmeliydim.

"Jiho hadi."

Hoseok'un sesini duyduğumda daldığım yerden çıkıp arabaya bindim.
Kapıyı kapatıp derin bir nefes verdiğimde, Hoseok gerginliğimi fark etmiş olacak ki güldü.

"Seni kaçırmamdan mı korkuyorsun?"

"Hayır, seninle gelmem mantıklı bir şey mi onu düşünüyorum."

"Bir cevap buldun mu peki?"

"Evet, iç sesim bunun çok aptalca olduğunu söylüyor."

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now