ᴛᴡᴏ ʙᴏʏs

Start from the beginning
                                    

Annem mutfak kapısından bana doğru geldiğinde çalışıyormuş gibi yapıp kafamı test kitabına gömdüm. Hatta o kadar fazla gömmüştüm ki burnum kitaba değiyordu.

"Jiho bir arkadaşın geldi seni soruyor."

Kafamı kaldırıp sordum.
"Kim?"

Annem yüzüne meraklı bir ifade kondurdu.
"Bilmiyorum bir çocuk. Ama geçen gelen arkadaşın değil."

Gözlerim büyüdüğünde yavaşca sandalyemi ittim.
"İsmini sormadın mı anne?"

Annem afallayıp gülümsedi.
"Hayır sormadım. Arkadaşın olduğunu söyledi bende tanıyorsun diye düşündüm."

Kafamı gökyüzüne kaldırıp sabır diledim.
"Anne... ismini sorabilirdin."

"Bence tanımasanda tanımalısın çünkü gayet yakışıklı."

Annem keyiflice güldüğünde içeri yürümeye başladım. Hoseok değilse kimdi. Aklıma tek bir kişi geliyordu. Annem arkamdan beni takip ederken konuştu.
"Bu aralar bir sürü erkek arkadaş edinmişsin. Bak tatlım bu çocuklar derslerine engel olacaksa."

Annem güvenlik kilidimi sıkmaya başladığında onu elimle durdurdum.
"Çocuk mocuk yok anne. Her şey yolunda derslerimi aksatmıyorum erkek arkadaşım da yok tamam mı?"

Annem dış kapıya son kez baktıktan sonra mutfağa kaçarken elimi saçıma götürdüm.
Üzerimdekini düzeltip boğazımı temizledim. Kapıyı çok az aralayıp gelene baktım.

Gerçektende Hoseok değildi.

Taehyung kapının önündeydi.

Üzerine bir sweat geçirmiş ve deri bir ceket giymişti. Saçları okuldakinden farklıydı özenle yapılmıştı.
Beni gördüğü gibi gülümsemesi ağzına yayılırken ben hiç tepki vermiyordum.

"Günaydın," dedi hızlıca.

"Günaydın."

Gayet normal başlayan konuşmamızın gidişatını merak ediyordum. Mesela Taehyung bana ne zaman cinnet geçirtecekti.

"Neden kapıyı tam açmıyorsun?"

"Çünkü seni tanımıyorum."

Biraz daha gülümseyip kare gülüşünü bana sundu. Bugün farklı görünüyordu annemin dediği kadar yakışıklıydı ama ondaki farklılık samimiyetti. Gülüşü fazla samimiydi.

"Ne istiyorsun?" kaşlarımı çattım.
"Geçen gece seni kovaladığımı hatırlıyorum. Seni öldürmek istediğimi de..."

Taehyung bir adım geri attı.
"Boşver jiho o gece orada bitti."

"Hayır bitmedi ben sadece seni öldürmek için uygun bir gün bekliyorum."

Tekrar gülümsedi.
"Üzerindeki pembe pijamayla pekte katil gibi durmuyorsun."

Kolumun gözüken kısmını içeri soktum.
"Ne istiyorsun cidden."

"Seni."

Gözlerim anlamadığımı belli edercesine kıpışırken konuşmak için ağzımı açtım ama ne diyeceğimi bilmediğim için öylece kaldım.

"Seni ve bu cumartesi gününü istiyorum."

Güler gibi oldum.
"Sen ve cumartesi günün kapımdan giderse çok mutlu olacağım. İyi günler."

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now