sʟᴇᴇᴘʟᴇss ʜᴏᴜsᴇ

Start from the beginning
                                    

Kutuyuda alıp evden çıktığımda hediyeyi Felix'e vermeyi düşündüm. Hoseok'a vermek imkansız ve saçma geliyordu.

Ama diğer taraftan bu arabaya ve içine koyduğum masal kitaplarına hatrı sayılır bir miktar para yatırmıştım.

Felix'e verirsem o kesinlikle çöpe atardı. Changgu'ya vermek ise arkasından gelecek bir sürü şüpheli soru demekti.

En son fikir olarak asıl sahibine vermekte karar kılmıştım.

Küçük bir sorun vardı ki Hoseok  neredeyse bir haftadan beri okula gelmiyordu. Nasıl bu kadar devamsızlık yapabildiğini anlamıyordum. Okulun en iyi öğrencisiyken nasıl devamsızlık yapabilirdi.

Bu işi bugün bitirme kararı alıp yola koyulduğumda Kino'dan adresi almak zor olmuştu.
Başka evini sorabileceğim kimse yoktu ve Kino bana karşı hep diğerlerinden daha iyi olmuştu.

Ona derslerle ilgili birkaç not ileteceğimi söylemiştim. Başta ben götürürüm desede kabul etmedim.
Bana Hoseok'un bundan hoşlanmayacağı söylemişti.

Ne olabilirdi ki alt tarafı ona bir şey verecektim.

Kino uzun bir süre bu duruma pek sıcak bakmasada tereddütün ardından adresi avuçlarıma vermişti.

Elimle küflü çitimsi şeyleri tuttum. Açıkcası girip girmemek arasındaki tereddütüm devam ediyordu.

Annesi kapıyı açarsa ne diyecektim veya Hoseok beni terslerse.
Ayaklarım ilerlemek istemiyorlardı sanki geriye  koşmak istiyorlar ama yapamıyorlardı.

Derince ofladım içten bir şekilde.
Kapısının önüne bırakıp kaçmak çok aptalcaydı ama eline verip al bu senin için demekte çok aptalcaydı.

Belki evde değildi işte o zaman tam anlamıyla biterdim. Annesi belki de ters bir kadındı ya da beni evine almak istemezdi.

Rüzgar arkamdan beni itercesine estiğinde görünüşü kasvetli eve bir daha baktım.

Adım atmadan yürüyemezdiniz yürüyemezseniz gideceğiniz yerede ulaşamazdınız.

Hoseok ben sana ulaşmak istiyorum.

Nefesimi verip eve doğru yürümeye başladım. Kapıyı kim açarsa açsın pozitif olacak ve gülümseyecektim korku yoktu.

Cesaret olmalıydı her zaman.

Eski bahçe kapısını ittiğimde demir kapı gıcırdayarak açıldı.

Hayır hayır Jiho gıcırdamanın seni korkutmasına izin verme sen bugün cesaretlisin.

Eve doğru yavaş adımlarla ilerlediğimde evin pencerelerinden birinin açık olduğunu gördüm.

Camın önündeki saksıdaki ölmemiş çiçek dikkatimi çekmişti. O hala yaşıyordu demek ki içeride hala yaşayan birileri vardı.

Gözlerimi çiçekten çekip kapıya ulaştım. Evin kasvetli havasının yanı sıra evde sessizlik hakimdi. Ve burnuma çiçek kokusu geliyordu. Ne çiçeği olduğunu bilmiyorum ama kapının önü buram buram çiçek kokuyordu.

Elimi kaldırıp beklemeden iki kere kapıyı tıklattım. Kutuyu gereğinden fazla sıkıyor ona adeta işkence ediyordum. Kravatımı çekeleyip kendi kendime mırıldandım.

"Sakin ol Jiho sakin ol."

Kapı yavaşca açıldığında gülümsememi yüzüme yerleştirip kapıyı açana baktım.

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now