"Helal olsun çocuklar.Böyle daima sahip çıkın birbirinize."

Aras Bey sandalyesine yaslanarak konuştu.Bu sırada Esin Hanım gözlerini devirdi eşine doğru.

"Yani asıl sana helal olsun Aras.Ne güzel de övüyorsun öyle.Pes!"

"Her zaman konuşmakla olmuyor malesef canım.Kaşınan insan çok,ne yapsınlar yani?"diyerek güldü Aras Bey.

"Aras amcam haklı vallahi.Hele Ömer ile boğuşan çocuk fazlasıyla hak etmişti."dedi Sinan ve bu kez Ömer gülünce,beklenmedik ses tonu girdi araya.

"Benim yüzümden oldu ne olduysa.Aslında bakarsanız başta ben de konuşmayı denedim fakat olaylar çok daha farklı şekilde gelişti.Üzgünüm."

Taner mahcup bir tavır takındı konuşurken.Ela ise suratına okkalı bir tokat atmak istiyordu şuan.İyi oynuyordu.Fazlasıyla.

"Bak şimdi!Olur mu öyle şey oğlum?Kendini suçlu hissedecek bir durum yok ortada.Bakma hani anneler...Bilirsin endişe etmeden asla duramazlar.Yoksa senlik bir durum yok."dedi Aras Bey.

"Aynen öyle.Biz artık kardeşiz.Böyle şeylerin lafı bile olmaz.Yine olsa yine dayak yerim senin için kardeşim."

Ömer tek elini yanında oturan Taner'in omzuna yerleştirirken konuştu.Sinan,Sena ve Ela duydukları ile şok olurken,Taner zafer timsali gözlerini irileştirdi ve peşine gülümsedi.

Taner olayları kendi lehine çevirmeyi başarıyordu.Ela için ise zaman gittikçe daralıyordu.Ve hala elinde hiç bir delil yoktu.Böyle giderse istemedikleri ya da engel olmaya çalıştıkları şey,onları ezip geçecekti.Acımadan ve büyük bir zevkle.

* *
Yemeğin ardından evin ön bahçesinde soluğu alan Taner ve Ömer vardı şimdi hedefte.Benim gibi Taner de durumu garip bulacak ki her iki eli cepte Ömer'e doğru döndü.

"Benimle konuşmak istediğin özel bir durum mu var?Diğerlerini göremiyorum da."diye sordu Taner.

Ömer içine doldurduğu nefesini yavaşça bırakırken,o da her iki elini ceplerine yerleştirerek rahat bir tavırla baktı Taner'e.

"Aslında evet.Yani daha doğrusu seninle tanıştırmak istediğim birileri var."

"Birileri derken?"

Taner gerilmişti nedenini anlamadığı bir şekilde.Olan ne varsa tuhaf geliyordu ona.Çok da haksız sayılmazdı kendine göre.

"Evet.Taner...Artık sen de bizim aileden sayılırsın.O yüzden senden saklamak istemiyorum.Bunun üzerine çok kafa yordum ve inan benim için hiç de kolay olmadı."

"Söylediklerinden hiç bir şey anlamıyorum Ömer.Kötü bir durum mu var yoksa?"

"Hayır,aksine.Hadi,beni takip et kardeşim."

"Peki."

Ömer önde,Taner ise hemen arkasında evin arka bahçesine doğru ilerlemeye başladılar.Taner iyi hissetmiyordu.Çatık kaşları ve sürekli yumru şekline sokup geri açtığı elleri bunu kanıtlıyordu.Ömer ise bambaşka bir hisle dolup taşmıştı sanki.Bir yandan hüzün ona eşlik ediyorken, bir taraftan da garip bir heyecan vardı üzerinde.Normal değildi onun için.

Sadece bir kaç adım sonra Ömer hedefine yaklaşmış ve adımlarını durdurmuştu.Fakat tezat bir durum vardı ortada.Taner,Ömer'in bir iki adım gerisinde durmuştu.Yanındaki sessizliği fark eden Ömer ise,geriye döndü hemen.

"Taner?Kardeşim gel."

Taner,Ömer'den ziyade hemen onun önünde duran iki büyükçe toprak parçasına odaklamıştı kendini.Hızla yutkunurken,gözleri büyüdü.Sürekli yumru şekline sokup bıraktığı elleri ise şimdi tek bir işlev görüyordu.

GÜNAH KEÇİSİ:Beni Bırakma Where stories live. Discover now