[36]...Doğum...

2.5K 158 25
                                    

Hureyre devam okuyarak ikimizde yoruluncaya kadar okudu. Güneş doğunca 45 dakika daha bekleyip tekrar bir iki saat için uyumak için uzandık.

Bu hayatta herşey önceden yazılmıştır. Kaderdir. Her ne kadar cüz-i irademize bağlı olsada bu kaderimiz, Allah Azze ve Celle bizi yarattı. O, subhanahu ve teâlâ bizim nasıl hareket edeceğimizi bildiği için yazıyor ve biz buna kader diyoruz.

İnsanlar da kaderimizin bir parçasıdır. Onlar seçeceğimiz yolu etkiliyor, bizi değiştiriyor ve hatta kaderimizin yönünü böyle değiştiriyor, elbette yine ve her zaman Allah'ın izniyle.

Öğleyi ramazan için hazırlık yaparak geçirdik. Ardından Hureyre alışverişe gitmiş ve bende evi temizlemeye koyulmuştum. Ben daha henüz bir saat ev yapımı yemeklerle ilgileniyor iken Hureyre kapıyı açıp arabadan poşetleri çıkarmaya başladı.

Hureyre herşeyi yerine yerleştirince bana dönüp yardım edilecek birşey olup olmadığını sordu, ki bende yaptıklarını göz önünde bulundurarak hayır dedim. Bir süre beni izleyip yine de yardım etti. Herşeyi dondurucuya güzelce yerleştirince Hureyre yorgunluktan sandalyeye oturmuştu.

Tamamen kaygısız ocağın yanında beklerken birden yağmur gibi kapı zili çalınmaya başladı.

"Bismillahir Rahmanir Rahim"

Hızlıca çoktan kapıya yetişmiş ama beni de unutmamış Hureyre'ye yürüdüm. Kapıyı açar açmaz biri eliyle sonuna kadar yitti kapıyı, panikle odaya kaçtım.

"Nolur yardım edin. Kardeş, eşim! Hamile. Sancısı geldi. Allah için yardım edin."

Sinir uçlarına kadar işlemiş olan paniği o an odadan bile hissettim. Hureyre ise elleriyle sakin olmasını göstermeye çalışıyor, ve sözden alnlamayacağını da fark etti. Daha fazla onları izlemeden üzerimi giyindim. Hızlı bir şal bağlayıp feracemi üzerime geçirdim.

"Kardeş lütfen! Eşime yardım et, hem yanlız hem de çok korkuyor."

O panikle dahi konuşurken yere bakıyor ve bana hicbir şekilde bakmamaya özen gösteriyordu. Hureyre benim ve onun arasında bakışlarıyla gidip geldi. Birşey düşünüp kararını bana kafasını eğerek gösterdi. Anahtarı aldıp çıktığında bende hemen mutfağa koşup ocağı söndürdüm.

Yan daireden gelen kardeşin çığlık sesleri gittikçe yükseliyor ve beni daha da sarsıyordu. Nasıl duyamamıştık? Olabildiğince hızlı yanına girdim, o sırada Hureyre kardeşi bir kenara çekmiş birşeyler söylüyordu.

(Tekrar kısa hatırlatma, karşı komşusu hanımla almanca konusuyor)

"Uhtim, herşey iyi olacak. Yanlız değilsin inşaAllah. Yanındayım. Merak etme. Allah'ın izniyle başaracaksın. Şimdi hastahaneye gidiyoruz."

Bana bile bir onay gerektiği için yardım arayan bakışlarımı Hureyre'ye yönlendirdim, ama o artık olduğu yerde değildi. Kardeş gelip hanımını kucakladı. Subhanallah. Öyle bir kolaylıkla bir olup iki can taşıyan eşini kaldırdı ki, o an meleklerin de bize yardım etmesi için bir daha dua ettim.

"Hureyre nerede?"

"Arabayı çıkarmaya gitti. Aşağıda. İnmemiz lazım. Hemen."

Bende olabildiğince yardım ederek, son gücümle kapıyı çektim ve arkalarından yürüdüm. Sonunda arabaya ulaşabilmiş ve kapıyı açmıştım. Kardeşi Hureyre'nin yanına oturunca, eşinin devam eden çığlıklarına biraz olsun sakinlik vermek için hızlıca arabaya bindim ve ona destek olmaya devam ettim. O an Hureyre de gaza köküne kadar yüklendi ve büyük bir dikkat ve titizlikle karayoluna cıktı.

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now