[65]...kaza...

543 41 3
                                    

64. bölümü 23.15'de yükledim ve 23.27'de @sezer001 ilk beğeniyi attı. İlginiz için ve hikayeye desteğiniz için Allah razı olsun. Selam ve dua ile.    

Hureyre de önce bana baktı sonra da dikiz aynasından arkada neler olduğunu anlamaya çalıştı. Kimseyi göremediği için bu durumu garipseyerek altnını kırıştırsa da bize olmadığını söyleyerek biraz olsun rahatlamamı sağladı ama bir saniye sonra kulak tırmalayan bir gürültüyle ardından asfaltta kayan teker sesleri yankılanmıştı.

Şokun etkisiyle sesin geldiği tarafa cevirdim başımı, sağ tarafımdan gelen çarpma sesine kulak verdim bu sırada Hureyre'nin sesi bana ulaştı, "İyi misin Sare?!" bana bakmasına rağmen ben halen kendime gelemediğim için duyularımı komutlarıma tekrar odaklamaya çalıştım. Stresten terlemeye başladım ve bunu takip eden düzensiz nefes alıp verişim kendimi daha iyi hissetmeme yardımcı oluyor sayılmazdı. Bu nedenle olaya sakin bir nefes alarak bakmak veya neler olduğunu salim kafayla anlamaya çalışmak benim için bir seçenek sayılamaz haldeydim. "E-evet.", arabadaki ani sessizliğin sebebi benim kısa cevabım değildi, aksine bu defa korkudan bakışlarım tek seferde yanıma gitti ve Hureyre'nin başını arkaya yaslayarak gözlerini kapattığını gördüm. "Hureyre iyi misin?", o ise derin nefes alarak neredeyse fark edilmeyecek şekilde başını salladı, ki başını sadece o an için az da olsa kaldırabilmişti. Ağır çekimde başını cama cevirdi ve kapının kolundan tuttu, "İnmemiz lazım.", bende onun gibi kapıya döndüm ve açmaya çalıştım, takılı olduğundan cılız bir feryat çıktı boğazımdan. "Ah, sıkışmış çıkamıyorum." Sonra Hureyre'nin camından bir tıklama sesi duyduk, dışarı baktığımda ancak bu vesile ile arabanın etrafında toplanmış insanları gördüm, bize yârdim etmeye çalışıyorlardı. Panikle etrafımıza baktım ve tekrar kapıyı ağlamaklı açmaya çalıştım ta ki Hureyre beni ona bakmaya zorlayana dek. Işık hızında yüzümü süzdü ve görünürde bir sorun bulamadığı için yara almadığıma sessizce şükretti.

Tıpkı onun gibi yüzüne baktım ve kaşının kanadığını görünce yaradan akan koyu kırmızı renkte bakışlarım takılı kaldı ve aşağılık zayıflık belirtisi olan paniğime son darbeyi bu görüntü vurdu. Ne kendimi toparlayabiliyor ne de toparlamak istiyordum, kendimi kaybetmiştim, bende artık tek bir zerre kriz yönetimine yakın kalan bir davranış bulunamazdı o andan sonra. Hureyre! Hureyre, kanıyor! Allah'ım kanıyor, durmuyor!", kontrolsüzce ağlamaya başlamamın yanı sıra arkamda nihayet kapıyı kırarak açabilen olmuştu. Titreyen ellerim yüzüne uzandı, o bana başını iki yanına sallarken iyi olduğunu anlatmaya çalışsa da kandırabileceği 6 yaşında çocuk olmamam buna engel oldu. Arkamda duyulan ambulansın siren sesleriyle içimde bastırmaya çalıştığım baygınlık hissi yüzeye çıktı, var gücümle bu hisse karşı çıkmaya çalıştım, hayır, her defasında kendimi kaybetmemeliydim, Hureyre'nin benim yardımıma ihtiyacı var. "Dikkatli ol, yavaş.", beni elimden tuttular ve bir sedyeye yatırıldım, kapının hemen yanında duruyordu sedye ve yere yattığım an aklıma en kırılgan gerçeğim geldi; bebeğim.

"Ne dediniz? Lütfen tekrar edin, ağrınız nerede?", yanımda bir oğlan otururken bakışlarım karnıma kaydı ve sonra da birkaç metre önümde gördüğüm adamı buldular. Hureyre de bir sedyede yatıyordu, bir kişi kanayan yara ile ilgilenirken bir diğer kişi boynuna plastik bir alçıya benzer bir şey taktı. Yüzüne baktığımda karşı çıkarak etrafında duran insanlara bir şey anlatmaya çalışıyorken gördüm onu. "Organlarınızın zarar görüp görmediğini ilk etapta anlamak için yoklamam gerekiyor, korkmayın.", oğlan önceki sorusuna cevap alamayınca işine olabildiğince seri devam etmek adına karnıma ellerini bastırmaya başlamıştı. Karnımın alt kısımlarına ulaştığında acı hissederek irkildim ve korkumu yenerek sesli söyledim, "Hamileyim.". Kısa süreliğine oğlan duraksadı ve bekledi, yüzünden tereddüttün rüzgarı geçti. Neredeyse insanlık dışı sayılabilecek bir hızda elini yardımcıya kaldırdı ve açıkladı, "Derhal arabaya bindirmemiz gerekiyor, hadi.", kadın başını salladı ve ekledi, "Evet, sürücü de az önce hamile olduğunu söyledi.". Derhal kadına yarı yüksek sesle "O nasıl? Yarası vardı, kanıyordu?" ama kadın sadece onaylayarak başını sallamakla yetindi. İlk müdahalede henüz hayati riskli olan bir durum bulunmadı, tansiyonunuzu ölçüyorum.

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now