[14]...bekleme süreci...

3.5K 258 12
                                    

Kapıyı açtı ve bir hışımla içeriye girdi. Tereddüt etmeye fırsatım kalmadan bende ardından girdim içeri...

İçeriye girdikten hemen sonra odasına doğru koşuştuk. Amineyi yerde baygın görünce istemsizce güçsüz bir çığlık sardı dudaklarımı. Babası yanına hemen diz çöktü, Hureyre ise Amine'yi kucağına almaya çalışıyordu.


"Amine, abi'm gözünü aç."

Ağzıma susmasını emredemediğim için elimi üzerine bastırmıştım, ama göz yaşlarım o kadar itaatkar değildi. Ambulansın sitemini duyduğumda hemen kapıya koştum ve ilk yardım ekibini odaya yönlendirdim.

"Ne gibi bir şikâyeti olduğunu biliyormusunuz?"

"Evet, ehhh bu sabah karnı ağrıyordu."

Odaya varmıştık, tam o sırada sormuştu kadın soruyu

"Sabah tam olarak saat kaçta?"

"Aşağı yukarı 6'da."

Hureyre cevabı ne kadar hızlı verdiyse kadın da bir o kadar hızlı konuşmaya başlamıştı. Yaşını sorup karın bölgesinde belirli bölgelere hafif hafif bastırdı. Yüz ifadesi ciddileşti ve aynı zamanda seri hareketler ile karnını ve sonra göğüsünü stetoskop olduğunu tahmin ettiğim bir şey ile dinledi.

Neredeyse eş zamanlı denecek kadar aceleyle yardımcılara bir bakış attı ve devam etti

"Hemen sedye'ye alalım. Gitmemiz lazım. Bir kişi gelebilir."

Hureyre Amine'yi kaldırmaya yardım etti. Hemen sonra sanki herşey otomatik gibi hızlı gelişti, biz takip ettik, ambulansın önünde Babası yanına bindi, biz ise arabaya koştuk ve ambulansı takibe aldık.

Arabada ardı arkası kesilmeyen, bildiğim bütün duaları etmeye başladım, aynı anda görüşümü engelleyen aptal göz yaşlarını sildim. Hastahaneye geldiğimizde Amineyi çıkardılar arabadan. Yüzünde bir maske vardı, kadın ise karnına bastırıyordu.


Girişte tüm gücüyle bağırdı

"Acil bir intörn cerrahı çağırın. Andım bölgesi sağ alt köşede sertlik var, baskıya tepki yok. Hasta bilincini yitirmiş, nefes düzensiz."

O bağırırken birkaç hemşire yanına koştu ve hep birlikte bizi bir kenara yittiler. Işınlanmış gibi beyaz önlüklü büyük bir adam belirdi Amine'nin yanı başında, karnını kadının daha önceden yaptığı gibi dinliyordu. Hemşireye seslenerek konuştu

"Hemen bir anestezi uzmanı çağırın ve üçüncü ameliyattandı sterilize edin."

"3 dolu ama 2 boş."

Hemşire cevap verdiğinde adam basını salladı. Hemen ameliyathanelere doğru koştu, biz ise durakladık.

Yüzümü ellerime gömdüm ve artık ağlamaya biraz da olsa güç buldum. Ağlamak için güce ihtiyaç olurmuydu? Buna o ana kadar saçmalık diyebilirdim ama hakikaten ağlamak bile belli bir güç istermiş.

"Allah'ım birşey olmasın."

Sürekli kendi kendime fısıldaşıyordum. Bir ara ellerimi yüzümden çektim ve Amine'nin babasına bakındım, duvara yaşlanmış ve yerde diz çökmüştü. Yanına gidip elimi koluna değdirdim.

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now