[27]...Örgülü saçlar...

3.4K 230 13
                                    

Kendisi de eline giyinmek için birşeyler aldı ve odadan cıktı. Giyinip üzerime bir de feracemi geçirdim. Kapının önünde Hureyre bekliyordu......

Uzun uzun bana baktı sonra da ayakkabılarımı giyimemi bekledi, ellerim boşalır boşalmaz birini kendine hedef seçip kendi eliyle kenetledi. Sanki hergün yaptığı şeymiş gibi ellerimizi kaldırdı ve benim elimin üzerine dudaklarını değdirdi, "Bunu o kadar uzun süre bekledim kk...helalim ve eşim olan seninle dışarı çıkmak ve senin sadece benim eşim olduğunu herkese göstermek."


Kapıya doğru gülümsedim ki bu davranışım onu yine güldürmüştü. Ya Rabbi bu adam ne kadar çok gülüyordu.

"Gün gelecek, senin de bu utangaç tavırların değişecek Sare hanım.", yüzünün sağ tarafa daha meyilli olan gülüşüyle kapıyı açtı.


(...)

Bir lokantaya gitmiştik. Türklerin lokantasıydı ve gayet merkezi çarşıda kolayca görülen bir yeri vardı. Akşam vakti olduğu için baya çok insan vardı, "Hureyre emin misin? Baya dolu görünüyor."


Başını kendinden emin salladı ve elimi biraz daha sıktı. Dışarıda elimi tutması beni rahatsız ediyordu, ya da hiç alışkın olmadığım için böyle hissediyordum. İçeride bir oğlana bakıp başıyla bir hareket yaptı böylece oğlan hızlı adımlarla bize doğru geldi.

"Gel Abi", bizi arkalarda bir köşeye yönlendirdi, daha az görülen şark köşesi gibi bir yerdi. Hureyre'nin ona başıyla yaptığı işarete benzer bir harekt yapıp gitti. Hureyre ise bana oturmam için bir yere işaret etti.


Oturduğumuzda oğlanın koyduğu menüyü alıp bakmaya başladı. Menü defteri sadece birtane verildiği için Hureyre'ye biraz daha yaklaşıp bakmaya çalıştım.

"Bakalııımm....hmm...böyle birşey yemek istermisin?", kavrulmuş et, pilav, salata ve yoğurtla biraz beyti kebaba benzettiğim bir resmi gösterdi. Biraz daha bakınıp sevdiğim yemeğin resmini işaret ettim.


"Yok ya?!", Hureyre gülüp bana eğlenceyle baktı. Tam cevap olarak omuzlarımı yukarı çekip bırakacaktım ki Hureyre hızla kolunu kaldırıp omuzlarıma koydu ve bana engel oldu.


"Yapma...bunu insanlar içinde yapma. Fazla tatlı oluyorsun öyle birileri görür.", hayretle menüye baka kalmıştım, çok geçmeden duraklarım istemeden iki yanından kıvrılmıştı.


Hureyre bir süre sonra ikimiz için birer iskender söyledi. Yemeğimiz bitince de birer çay söyledi. Çayı beklerken Hureyre bana sürekli bakıyordu ta ki ben rahatsız olana kadar, "Yapma.", "Neyi?".


"Bana bakma. Çok garip gözüküyor.", masanın desenine bakıyordum.


"Allah bana izin vermişken kim gelip garip olduğunu iddia edebilir ki. Sen bile diyemezsin, kör düğümüm.", beni omuzlarımdan biraz daha yanına çekti. O an Allah'a şükrettim, iyi ki de lokantanın en arka köşesinde kimsenin görmediği bir yerde oturuyorduk. Çaylar geldiğinde boğazımı temizler gibi yapıp ondan biraz uzağa kaydım. Hureyre o sırada servis yapan çocuğu izliyordu.

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin