[6]...Zorunlu düşünceler...

4.6K 320 37
                                    

Kapattı ve hemen odaya gitti. Eşyalarıyla birlikte iki dakika içersinde giyinik bir şekilde geldi. Hâlâ benim eşarbımı ve elbisemi çıkarmadığını söyleyemeden kapıdan çıktı...
.

Amine'nin bakış açısından...

Derin bir nefes aldım. Sonum gelmişti. Saat 9a kadar haber vermemekle ölüm fermanımı yazmıştım

Kapalı gözlerimle nefesimi verip dış kapıyı açtım. Yavaşça dışarı yürüdüm ve gecenin ilk rüzgar busesini hissettim.

Bmw'yi görüp gözümü emin olmak için açıp kapadım.

"Yaparsın Amine. Sen yetişkin bir kızsın. Ne kadar istersen o kadar kalırsın dışarıda. Tamam mı? Tamam!"

Kendi kendime olan konuşmamın ardından arabanın kapısına doğru yol aldım. Tam açacakken sürücü tarafından abim belirdi dışarıda. Nefesini sinirlice bıraktı ve bana doğru baktı.

Yüz ifadesi sinir olmuş ve canı sıkkınlık karışımıydı. Kendimi gelecek olan kasırga için hazırlıyordum ki bir anda beliren siniri aynı hızla kaybolmuş ve yüz ifadesi değişmişti.

Şok olmuş bir şekilde yüzüme bakıyordu. Sonrasında beni bakışıyla şöyle bir süzdü ve birkaç defa derin derin nefes aldı. Yavaşça, sanki rüya görürcesine arabanın etrafından tanıma yürüdü ve beni tekrar bakışlarıyla baştan aşağıya taradı. Tam önümde durdu ve gözlerime baktı.

Transta gibi konuşuyordu

"O kadar güzel görünüyorsun ki. Sübhanallah"

Önü süre fısıldıyordu. Kendime doğru başımdan aşağıya baktığımda şaşkınlıkla elimi ağzımın önüne attım.

"Ha! Senin yüzünden Sare ablaya eşyalarını vermeyi unuttum. Of!"

Hureyre'ye kızgın kızgın baktım.

"Beni o kadar korkuttun ki namazdan sonra üzerimi değiştiremedim. Offf!"

Elimle yüzümü ovdum. Öfkemden dolayı sadece üstün koru Hureyre'nin birşeyler mırıldandığını duydum. Sanki  'Allah'ım sen nelere kâdirsin' der gibiydi.

Beni kollarına alıp sımsıkı sarıldı.

"MaşaAllah sana abicim."

Musmutlu abimin kucaklamasına karşılık verdim ve sonra onu biraz geriye iterek çekildim.

"Teşekkür ederim."

Doğum günü pastasının üzerinde 20 tane mum görmüş 5 yaşındaki çocuk gibi gülerek arabaya bindim, o sırada abim elleriyle yüzünü kavradı.

Yola çıktığımızda sürekli bana kaçamak bakışlar attı ve kendi kendine mırıldandı. Hakikaten ne konuştuğunu bilmek istediğim için onu böldüm

"Hâlâ kızgın mısın bana? Bu kadar geç kaldığım için? O yüzden mi sabır istiyorsun?"

Bana bakıp gülümsedi ve tekrar sokağa çevirdi bakışlarını. Basını sallayarak konuştu

"Hayır. Herşey yolunda. Sadece merak ettim çünkü sen şimdiye kadar hiç böyle geç kalmamıştın haber de vermedin."

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now