[31]...yaşlı kadın...

3.7K 198 25
                                    

MaşaAllah ne kadar güzel bir kızla evlenmiştim. Sabr. Herşeyin anahtarı sabır.

...Sare...
Olabildiğince hızlı yürüyordum. O kızların bakışları aklımdan bir türlü çıkmıyordu. Hureyre evli de olsa evli olmasa da ilk bakıştan sonra ikinci bir defa bakmamalılar. Sinirlerim alt üst bir şekilde odamıza doğru yürüyorken Hureyre hızlanıp önüme geçti.

"Sare gel hadi. Sahile gidelim."

"Hayır. Önce odaya çıkmam lazım."

"Sareee..."

Hafifçe kolumdan tutup kendine doğru geri çekti. Bakışları yüzümde dolaşırken ufacık bir sevinç ışığı arıyor gibiydi. Sanki ciddi olup olmadığımın şimdi farkına varmıştı, "Özür dilerim. Seni böyle rahatsız etmemeliydim."

Samimiyetle bir defa daha baktı gözlerime. Aslında bende biliyordum onun bir suçu olmadığını. Sonuçta kızların gözlerini kapatamazdı ama giyim tarzına biraz daha dikkat edebilirdi.

"Özür dileme. Sadece...geniş giyisileri tercih et yeter."

Sırıtan yüzünden indirdim bakışlarımı. Hoşuna gittiği açıkça belliydi ama bu beni sandığı kadar hızlı teskin etmeyecekti. Allah subahanau ve ta'ala onlara hidayet nasip etsin.

"Gel, şimdi neyin iyi geleceğini biliyorum."

Elimi kırılacak gibi hafif bir dokunuşla tuttu ve odaya doğru ilerledi. İçeride bavulu dolaptan çıkarıp karıştırmaya başladı. Kırmızı kitabı bulunca gülümseyerek bana bakıp bu defa benim bavulumu çıkardı. İki eseride tutarak bana birini uzattı, ki o da benim kitabımdı. Sorna bir elinde kitabı diğerinde bir poşet kapıya yöneldi.

Sahile gittik ve ne ara aldığını anlamadığım bataniyeyi poşetten çıkarıp üzerine oturduk. Tam ben oturduğumda tekrar ayağa kalktı ve hemen 'sahil çay'a koştu. Sonunda iki elinde birer bardak çay vardı.

Oturur oturmaz çayını uygun bir yere koyup bana da bardağımı uzattı. Teşekkür ederek alıp kitap işaretlerini parmaklarıyla gezmesini izledim. Üzerlerine harf yazdığı minik kağıtlardan 3 harfinde durdu. Sonra bana bir bakış atarak kitabının o bölümünü açtı ve "Bismillahir Rahmanir Rahim.", dedi.

Sayfa numarası olarak 1160ı görünce bende kendi kitabımı besmele çekerek açtım. Okumaya başlamasını beklerken tekrar bana dönüp baktı, "Senin teklifimi kabul ettiğini duyduğumda bu bölümü okumadım, böylece birlikte okuyabilelim diye. Diğer eşler istedikleri gibi futbol, ünlüler veya dünyevi şeyler hakkında saatlerce konuşsun. Biz seninle ahireti konuşalım, olur mu?"

"Olur!"

Bu söyledikleri bana öyle bir mutluluk vesilesi olmuştu ki ben bile şok olmuş ve hemen Hureyre'nin okumaya başladığı bölümü bulmaya çalışmıştım, "Refika-i hayatına yani eşine olan muhabbetin (sevgin), madem hüsn-ü sîret (güzel ahlak) ve maden-i şefkat (şevkat kaynağı) ve hediye-i rahmet (Allah'ın bahşettiği merhamet kaynağı) olduğu gösterilmiş.
O refikaya samimi muhabbet ve merhamet edersen o da sana ciddi hürmet ve muhabbet eder."

Yavaş yavaş okuyup her kelimesine ayrı güzel bir tonlama yükleyerek sanki okumak için değil okurken yaşamak için seslendiriyordu. Durunca bir yudum çay içti fırsat bu fırsat okumaya ben devam ettim, böylece o bardağını yerine koyarken okumaya başladım, "İkiniz ihtiyar oldukça o hal (ilişki) ziyadeleşir (çoğalır fazlalaşır), mesudane ve mutluluk içinde hayatını geçirirsin."

"İnşaAllah Sare'm."

Bana bakıp hafif gülümsedi. Sonra o devam etti, "Yoksa hüsn-ü surete muhabbet, yani dış güzelliğe duyulan sevgi ve arzu, nefsanî olsa o muhabbet çabuk bozulur, hüsn-ü muaşereti yani karşılıklı kurulan güzel bir ilişkiyi de bozar."

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now