[31]...yaşlı kadın...

Start from the beginning
                                    

"Allah korusun."

Refleks misali ağzımdan kabul olmayı isteyen bir dua kaçtı. Hureyre beni yaşlansam da sevmeliydi, bunu Allah'tan Azze ve Celle istemeliydim.

İnsanlar yaşlandıklarında bildiğimiz ve insanların dış güzelliğini kast ettiğimiz güzellikleri gider ve geriye ancak karakter dediğimiz ahlâkî güzellikler kalır. Allah subahanahu ve ta'ala bizlere güzel islam ahlakı nasip etsin ve bu harikulade değerlerin paha biçilmez güzelliğini de yüzlerimizde yarattığı nuruyla görülür hale getirsin, Nur suresi 35inci ayetinde de buyurduğu üzere: 

🌸[...]Nur üstüne nur. Allah dilediği kimseyi nuruna iletir. Allah insanlar için misaller verir. Allah her şeyi hakkıyla bilendir.🌸
🍀Nur 35. Ayet🍀

"Sare?"

"Hm?"

Ona dönüp baktığımda o sadece gülerek başını salladı, sanki inanamadığı ama aynı zamanda onu eğlendiren bir şey olmuştu, "Dalgın mısın nesin?"

Gülerek kitabıma baktım. Eskiden Hureyre'nin içe dönük daha doğrusu soğuk ve ciddi bir insan olduğunu düşünürdüm. Şimdi anlıyordum, bir erkeğin sevgisini samimiyetini ve sıcak kanlılığını hissetmem için evlilik bağını kurmuş olmam gerekiyordu.

Daha önce bir başka kıza böyle bakmadığı, hitab etmediği ve asla bu kadar samimi olmadığının düşüncesi bile beni mutlu ediyor ve şükr etmeme sebep oluyordu. Bu halini sadece bana saklamış ve ömür boyu süreceğine ve hatta ebediyete kadar olacağına söz vermişti.

"Devam edelim mi?"

"Evet, lütfen."

Öğle vaktinin kalan süresince devam okuduk, anladık ve aydınlandık. Kâh ben kalkıp çay getiriyordum, kâh o çayları tazeliyordu. Denizin ışıltısıyla o eşsiz sesi bize eşlik ediyor ve sanki okuduğumuz sözlerin hakk olduğunu bize isbat ediyordu. Öyle ki ikindi vakti girince deniz daha şiddette meyilli bir hale büründü ve bize namazı hatırlattı, ayrıca göğün sarıdan kırmızıya değişen rengi artık bize tamamiyle bir işaret gönderiyor ve kalkmamızı istiyordu. Birlikte oturduğumuz yerin şemsiyesini kapattık ve toparlandık.

Sonrasında mescide gittik, o erkekler bölümüne ben ise hanımların yanına yürüdüm.
Subhanallah mescide girip kızları görünce o kadar mutlu olmuştum ki. Ya Rabbi gençleri ibadet için yanyana görmek bu kadar mı ferahlatıcı olur? Bediüzzaman Hazretleri bu sevinci 13üncü sözde şöyle ifade eder:

Sizdeki gençlik kat'iyen yani şüphesiz  gidecek. Eğer siz daire-i meşruada kalmazsanız, yani Allah'ın size yasakladığı ve izin verdiği sahada hareket etmezseniz, o gençlik zayi (hiç gibi değersiz) olup başınıza hem dünyada hem kabirde hem âhirette kendi lezzetinden (güzelliğinden) çok ziyade (daha) belalar ve elemler (üzüntüler) getirecek.

Eğer terbiye-i İslâmiye (islam ahlakı ve terbiyesi)  ile o gençlik nimetine karşı bir şükür olarak iffet ve namusluluk ve taatte, yani ibadet ederek Allah'ın emirlerini yerine getirerek, sarf etseniz (gençliğinizi böyle geçirseniz) o gençlik manen bâki (manevi bir ebediyet olarak) kalacak ve ebedî bir gençlik kazanmasına sebep olacak.

Allah'ın Azze ve Celle bize büyük bir hediyesidir, günde 5 defa namazı eda edebilmek ve buna karşılık bize söz verdiği o Cennet, şayet kişi kendini büyük günahlardan muhafaza edebilir ise.

(...)

Namazın ardından kızlarla biraz sohbet ettik. Çoğu hangi şehirlerden geldiklerini anlatıyordu. Biraz daha sohbet edip sonunda ümmet için dua edeceğimizin sözünü vererek ayrıldık.

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now