[28]...Sürpriz...

Start from the beginning
                                    


Yavaşça onaran tarafa dönüp gözlerimi biraz daha kapalı tuttum. Bu oğlan ya beni şaşkınlığa ya da utanca sürüklüyordu. Bu iyi birşey miydi? "Sare, ne düşünüyorsun?".  Kaşlarımı kırtıştırarak gözlerimi açtım, "Kafansa birşeyler dönderiyorsun...ama ne?"


Artık yüz ifademi ve her hareketimi anlıyormuş gibi hissediyordum, "Hiç. Ben...her seferinde beni çözüyorsun..."
Utanç ve mahçup olma hissi arasında gidip gelerek beni kollarına almasına izin verdim.


"O zaman istediğin zaman bana söyle. Kendine birşeyleri yük etme, özellikle birlikte daha hızlı çözebileceğimiz şeyleri yanlız düşünme. Ben bu yüzden yanındayım, derdini ve düşüncelerini seninle paylaşmak için.", "...ve sevincimi ."


Yüzündeki o gülümsemeyi neredeyse hissedebiliyordum.

(...)

Sabah Hureyre'nin beni uyandırmasıyla kahvaltı edip namazımızı kıldık. Hureyre sofraya geçerken bende tost makinesine iki dost atıp yerime geçtim. Bu defa bana bakıp gülümsedi.

Sonra ekmeğine yağ şurup üzerine salam dilimlerinden koydu. Tam ağzımın önüne kaldırıp tutunca yine güldüm. Neden bu kadar çok gülüyordum? Hureyre bunun için dua ediyor da bende o yüzden sürekli gülüyor muydum? Yoksa Allah'ın bize söz verdiği huzur bu yüzümden eksilmeyen gülümseme miydi?

"Bugün sevapların coşsun istedin her halde.", ekmeği alıp ısırdım "Evlilikte böyledir...her fırsatı kullanmalı."


Çayından bir yudum alıp bana gülümsedi. Saate bakınca tost makinesine koyduğum tostlar anca geldi aklıma. Hemen ayağa zıplayıp çıkardım o kadar sıcaklardı ki bağırıp aldığım gibi tezgaha geri bıraktım.

Hızlıca bir tabağa koyup bu gibi anlarda ettiğim duayı söyledim, "Allahumma ecirna minen nâr.

(Allah'ım cehennem ateşinden muhafaza eyle)"

Hureyre yanıma gelmiş ellerimi tutmuştu, avuç içlerime bakıp beni de çekerek buz dolabına gitti, oradan da soğutmak için bir torba çıkarıp bir bezle sarıp elime koydu. "Bir daha ki sefer ben yaparım. Ellerin çocuk eli gibi yanar tabi." Başını iki yana sallayarak kaslarını çattı, "Tamam işte Hureyre. Birşey olmadı."


Omuzlarımı silkip yüzüne baktım. O ise beni masaya yönlendirip sandalyesini yanıma çekti. Torbayı çekip ellerime şöyle bir baktı ve sonra tekrar üzerine koydu, "Kendine dikkat et Sare. Lütfen. İleride ben çalışmaya başlayınca sürekli seni merak etmeyeyim."

"Tamam. Özür dilerim.", aniden alnımdan öpüp devam etti, "Ve de canını yaktığın için özür dileme."


Ağzına bir zeytin atıp bana da parmağıyla yememi işaret etti. Tostu yeyip bir dilim salatalık aldım.

(...)

Öğleye doğru eşyalarımızı toparladık. Hureyre bu sırada bana nereye gittiğimizi söylememekte ısrar ediyordu. Tek verdiği cevap şuydu, "Bir hafta. Sadece bir haftalığına biraz geri çekilip dinleneceğiz bu arada sana da bir hafta izin verildi işten."

Ağzım yarı açık Hureyre'yi bavulları kapıya taşırken izledim. O sanki bir duaydı ve Allah subhanahu ve teâlâ o duayı kabul edip bana onu nasip etmişti.

Yine suçluluk duygusu sarmıştı içimi, önceki akşam yemek yapamamıştım o da birşey dememişti.

(...)

Kontrolden sonra biraz rahatsız olsam da bunları benim güvendiğim için yaptıklarını bilerek gönlümü ferahlattım.
Hureyre arkama durmuş ve böylece herşeyden haberdar olmak istemişti. Bekleme bölümüne geçince nereye uçtuğumuzu yapılan anonsla öğrenmiştim

"Bir sonraki 345 nolu istanbul uçuşu için: 15 dakika sonra giriş başlayacaktır."

Yüzümde kocaman bir gülümseme ile Hureyre'ye baktım o ise biraz bozulmuş bir yüz ifadesiyle parmaklarıyla saçlarını taradı, "Böyle olmamalıydı."


Her ne kadar şaka yapmak istesem de vaz geçip böyle bir durumda gayet gıcık olduğunu ve sürprizin kaçtığını düşünebileceğini idrak ederek sustum.

Uçağı bekleyip sonunda binebilmiştik. Koltuklarımızı bulunca tabiki beni cam kenarına oturtmuş ve kendisi de yanıma geçmişti.
Hureyre omuzunda uyuyabileceğimi söylesede ben kabul etmeyip zaten uyumayacağımdan emindim.
Böylece büyük koşup yine de omuzuna kayan başımla uyuya kalmıştım...

(...)
.
.
[Devamı geliyor]
.
.
Evet tamamiyle haklısınız bu bölüm aşırı kısa oldu ama nedense türkçeye çevirince kelimeler azalıyor...her halde türkçem kötü ondan😊
Her neyse gelecek bölüm Hureyre'nin bakış açısı olacak inşaAllah 👐böylece ne sürpriziymiş daha iyi anlarız hem.
Sizce Hureyre'nin bakış açısı değişik midir yoksa o da Sare gibi sık sık telaşlanıyor ve bunu dışa yansıtmıyor mudur?

Ahiret eşim ol...(Bitti - Düzenleniyor)Where stories live. Discover now