GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)

71. Bölüm SONA DOĞRU..

İyi geceler gizli okuyucular ve aslan okuyucularım. Nasılsınız?

Biliyorsunuz bazı kararlar aldım ve son kez bir şans veriyorum buradan sizlere..

Her şey size bağlı kısaca, gösterin kendinizi! Bir sayı vermesem de en iyisini bekliyorum. Bakalım hikayenin sonunu kimler görmek istiyor?

Şimdilik keyifli okumalar olsun ve lütfen dikkatli okuyun yazdıklarımı!

..

SELİN'in ağzından..

Küçük bir ilçeye gittiğimizde ilk uğradığımız yer kuyumcu olmuştu.

"Ne alalım?" dedi Ali bana bakarak, elini belime koydu.

"Bilmem.." dedim, sarı sarı takılarda gözlerimi gezdirirken..

"Ayy bunlar çok güzelmiş Fikret.." dediğini işittim hemen arkamızdaki Ebru'nun. Kocasına kalın bilezikleri gösteriyordu.

Gözlerimiz onlara döndüğünde gülümsedim. Haliyle altını seviyordu ve sürekli kolunda takılı duran bilezikleri vardı.

"Onlardan alalım.." dedim bende Ali'ye, Ebru'nun baktığı bilezikleri işaret ederek.

"Kaç tane?" dedi ciddiyetle..

"Sanırım bir tane yeter.." dedim.

"Selin neleri beğendin?" diye sordu Ebru o sırada.

"Valla hiçbir şey beğenemedim.. Sen söyle de alalım çıkalım ne alıncaksa.." dedim. Zaten karnım acıkmıştı iyice, daha da burada vakit geçirmek istemiyordum.

"Tamam.. Hemen söylüyorum. Biz ikili burgululardan alalım, en iyisi onlar.." dediğinde, mağazadaki adam Fikret'le muhabbeti keserek bilezikleri çıkardı.

"Buyrun.." dedi bir tanesini uzatırken.

"Tak bakalım.." dediğinde Ebru, onu dinleyerek bileğime geçirdim.

Şuan aşırı saçma değil miydi? Ali bana bir pırlanta set alsaydı yeterdi ki..

"Tamam oldu, alalım bunu.." dedim.

"Siz 10 tane ondan kurdeleli hazırlayın, hafta sonu düğünümüz var.." dedi Ebru heyecanla..

"On tane yeter mi ki?" dedi Ali araya girerek, bileğimdeki altına dokundu ucuz bir şeymiş gibi bakarak.

O da bilmiyordu tabi olurunu..

"Siz bilirsiniz.. Ama diğerlerini de alalım olmadı fazlalaştırırız.." dediğinde Ebru, diğerlerinin ne olduğunu anlamamıştım.

"Biz setlere, kösteklere falan da bakalım.." dediğinde, önümüze sırayla açıldı takılar.

"Yaa pırlanta yok mu?" dedim en sonunda isyan ederek. Sarıdan nefret etmiştim.

"Malesef hanımefendi.." dediğinde görevli, Ebru gözlerini devirdi.

"Pırlanta ne Selin? Sonra düğünde dedikodu mu yapılsın altın alamamışlar diye.. Annem kızar başta.." dediğinde fazla ciddiydi.

"Bunlar daha ucuz durmuyor mu sence?" dediğimde, Ebru resmen gözlerini kocaman açmıştı. Şoktaydı..

"Bizde genelde pırlanta alınırda, altına alışık değiliz Ebru kusuruna bakma Selin'in.." dedi uyarırcasına beni..

"Anlıyorum ben onu.." dediğinde tuhaf bakışları da üzerimdeydi tabi, anlamıyordu.

"Seç Selin.." dedi Ali önümüzdekileri göstererek..