50.Bölüm GECE OLMAK..

1.4K 72 167
                                    


Selam sayın okuyucular, nasılsınız?

Bu güzel Ramazan ayı hepimiz için hayırlı olsun..🤗

Yeni bir bölümle karşınızdayım. Her zamanki saatimiz ve günümüzde hem de..

Bölüm resimleri instagram hesabımızda ve multidedir.. Bilginize..

Zor bir bölümdü, geçiş gibi düşünün. Elimden geldiğince Selin'i anlatmaya çalıştım, büyük olay sonrasında..

Uzatmadan bölüme geçelim. Umarım beğenirsiniz. Keyifli okumalar olsun..🎈

..

SELİN'in ağzından..

Omuzlarıma Hakan'ın bıraktığı ceketten yayılan eşsiz kokuyu bir kez daha derince ciğerlerime çekerken, son kezmişçesine Ali'ye baktım.

Karalıydım..

Birkaç adım atmaya çalıştım. Soğuk topraklı, otlu zemin ayaklarımın altından fazlasıyla kendini belli ediyordu. Ayaklarımın altının acısını hissetmeyecek kadar hissizdim. Ayrıca kalbim cayır cayır yanıyordu. Ayaklarımın tabanının acısı neydi ki yanında..

Evet ben güçlüydüm. Bunu görmüştüm ve buradaki herkes görmüştü. Yan tarafımda hala yanan bina, benim her şeyi yapabileceğimin kanıtıydı. Ama yine de Ali'yle olamazdım. Bu fazlaydı bana, ağırdı..

Sürekli böyle bir hayat yaşamak istemiyordum. Lider olmasından, Aslan olmasından nefret ediyordum. Ne bana göreydi ne Mavi'ye göreydi. Bunu yapabilecek gücümüz olsa da bize göre değildi. Ama lanet olsun Ali artık mecburdu! Çünkü bir kez bana bu konuda artık geri dönüşü olmadığını söylemişti.

Belki de ben başlatmıştım her şeyi, gittiğimde ve dönmediğimde..

Birkaç adım daha attım Hakan'a..

Biran önce sırtımdaki sızlayan yarayı ve ayaklarımın altını hastaneye giderek göstermeliydim. Kim bilir iyileşmesi ne kadar uzun sürecek yaralardı. Belki de izleri hayatımın sonuna kadar, bu günü hatırlatırcasına benimle kalacaktı.

Onlar yine zamanla iyileşebileceklerdi ama ben?

Fazlasıyla yara alan ruhum nasıl iyileşecekti?

Gözlerimin önünden gitmeyecek görüntüler, eziyetler, acılar ve niceleri..

Çok fazlaydı, hepsi ağırdı ve Ali yoktu. Olmamalıydı..

Kırgındım ben Mavi'ye..

Düşünmek istemeyerek, başımı sağa sola salladım. Bir adım daha attım yavaşça, zaten her şey ağır çekimde ilerliyormuş gibiydi bana..

Düşündükçe Ali'ye kızıyordum, kendime kızıyordum o yüzden düşünmemeliydim. Gözlerimi ayaklarımla birazdan ezeceğim otların üzerinden çektiğimde Hakan'a baktım.

Bekliyordu..

Gözlerimden hala sel gibi akan yaşları umursamadan, ellerimle sildirdim tenimden kazımak istercesine hoyratça. Ağlamaktan nefret ediyordum!

Omuzlarımdaki Ali'nin ceketini, iyice düzeltirken omuzlarımda aniden başıma saplanan şimşek gibi bir ağrıyla gözlerimi kapattım.

Sonrası ise yoktu. Sadece karanlıktı, boşluktu..

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin