30.bölüm AŞK'ın KEDERİ

2.4K 84 79
                                    


Birer tutam acı, sevgi, umut, alışkanlık, korku, öfke, hayal kırıklığı, bolca aşk ve tutku bu bölümün malzemeleri..

Beğenir misiniz bilmiyorum ama beni yazarken çok etkileyen en uzun bölüm oldu. Her zamanki gibi hakkını vererek yazmak için elimden geleni yaptım..

Ayrıca yıldız bırakmayı unutmazsanız sevinirim çünkü sınır koymak bana saçma gelen bir şey ve yapmak durumunda kalmak istemem..

BÖLÜM ŞARKIMIZ; Manuş Baba- Aşkın kederi'dir..

Keyifli okumalar..

..

SELİN'den..

Uzandığım yerde sanki tüm bedenim tutulmuş gibi acıyordu. Aldığım koku yabancı değildi, yine hastanedeydim. Gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım. Kirpiklerimi birkaç kez huzursuzca kırpıştırdım, gözlerimin açılmasını sağladım loş ve sessiz odada.

Gözlerimi tamamen açabildiğimde etrafıma bakındım. Sağ tarafımda büyük bir cam vardı, dışarısı çok karanlıktı. Gece olduğundan emindim. Diğer tarafıma başımı çevirdiğimde Ali'yi gördüm. İlk onu görmek yüzüme bir gülümsemenin yayılmasına neden olmuştu. Bir koltukta yüzü bana doğru dönük şekilde yatmış uyuyordu. Kolları başının altındaydı, hala üzerinde partideki kıyafetleri vardı.

Buraya biz geleli ne kadar olmuştu diye düşünmeden edemedim. Tekrar tavana çevirdiğimde bakışlarımı, aklım başıma geldi. Serum takılı olmayan kolumu kaldırarak yavaşça karnıma götürdüm. Bebeğim için buradaydım ben..

Ali'nin uyanmasını istemiyordum, zaten pek uyumazdı. Bir süre öylece tavana bakarken yeniden uykuya teslim olmuştum..

Odaya giren hemşireler ve doktorun sesiyle yavaşça gözlerimi araladım. Kuruyan dudaklarımı ıslattığımda, beni fark etmişlerdi. Bu kadın beni daha önce muayene eden doktordu. Gülen yüzle baktı. ''Selin'cim nasıl hissediyorsun kendini?''

''İyiyim..'' diyebildim iyice çatallaşmış sesimle. O sırada Ali'nin hemen yanı başımda olduğunu gördüm. Elimi sıkıca tuttu, doktor da hemşireye bir şeyler söylüyordu. Heyecanla sordum..

''Bebeğim nasıl?'' dedim doktorun gözlerine bakarak. İstediğim cevap belliydi. O sırada direk Ali'ye bir bakış attı.

''İstediğin zaman çıkabilirsin canım. Geçmiş olsun..'' dedi doktor ve çıktı gitti bana cevap vermeden..

''Ali..'' diyerek hemen başımı ona çevirdim endişeyle. Neler oluyordu?

Hemşire de elimdeki serum iğnelerini çıkartıp, geçmiş olsun diyerek çıkıp gitti. Ali başımda bana doğru eğilmişti. Bir eli hala elimdeydi, diğeri ise saçlarımı seviyordu. Gözlerinden de yüzünden de bir şey anlaşılmıyordu.

''İyi misin güzelim?'' dedi mavi gözlerini bana dikerken. Yorgunluk akıyordu o mavilerden bir de hüzün vardı. Ben hissediyordum..

''İyiyim dedim Ali. Bebeğimiz nasıl?'' dedim bu sefer ona sertçe.

''Gecem... Çok üzgünüm..'' diyebildi çatallaşan sesiyle, gözlerime bakmayı bir an kesmeden başıma, saçlarım arasına bir öpücük kondurdu.

''Neden.. Yani ... Ben.. Anlamadım..'' diyerek kekeledim ne söylediğimi bile bilmeden başımı sağa sola salladım. Derin bir nefes çekerken, boğazım düğüm düğüm olmuştu.

''Gitmedi de Ali.. Lütfenn..'' dedim bu sefer gözlerimden akan yaşlarla yalvarırcasına ve Ali'de bana katılmıştı.

Gözlerimden birkaç damla yaş yanaklarıma indiğinde, ilk önce benim yanaklarıma düşen yaşları elleriyle sildi. ''Özür dilerim..'' diyebildi.

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin