21.bölüm BİZ, BİZ OLAMAYIZ

1.7K 95 9
                                    


MERHABALAR..

BEĞENMENİZ ÜMİDİYLE BİR BÖLÜM DAHA YAZILDI. KEYİFLİ OKUMALAR..

..

SELİN'den..

Kızlar bıraktığım şekilde oturuyorlardı. Tuğçe beni merdivenlerde görünce homurdandı.

''Nerede kaldın ya Selin? Seni bekliyoruz hadi.'' dedi elini masaya doğru sallayarak..

''Neden?'' dedim kaşlarımı çatarak.

''Doğruluk mu cesaret mi oynayacağız da ondan canım.''

Başımı sallayarak hemen yerime oturdum. Çok saçma bir oyundu neden oynuyorduk ki sanki!

İlk soruları ben hariç birbirlerine sormuş ve cevaplamışlardı. Sorular basit ve sıradan sorulardı. İlk kimle öpüştün, ilk kimle birlikte oldun, ilk aşkın kimdi gibi saçma sapan sorular sorup cevaplıyorlardı. Cesaretlik ise kimse dememişti daha. Sanki ben istemediğim için evren tarafından bir işaretti şişenin beni bulmaması.

Didem şişeyi çevirdiğinde ikimizin arasında durdu. İçten bir minnet gönderdim evrene.. Tam zamanındaydı ama!

Soran taraf bendim. Ben daha sormadan cevap verdi doğruluk diyerek.

Bir süre bekledim sessizce. Düşündüm. Masadakiler bizi izliyorlardı. Göz gözeydik Didem'le.

''Ali'yi seviyor musun?'' diye bir soru yönlendirdim. Herkes bana bakarken ben kadehimi elimde çevirmeye başladım. Aklımdaki tek şey buydu, merak ediyordum. Sormaya cesareti nasıl bulmuştum emin değildim. Alacağım cevaptan korkuyordum aslında.

Onu başka bir kadının sevmesi düşüncesi.. Kalbim sıkışmaya başlamıştı bile.

''Evet, çok seviyorum.'' dedi bakışlarını benden çekmeden. Tuğçe hemen araya girdi sırıtarak.

''Sizinki zaten efsane sayılır tatlım. Ali az koşmadı peşinden.'' dedi bir kahkaha atarak. Didem'de ona doğru dönüp gülümsedi.

''Aynen. Neler yapmıştım ama!'' dedi bir kahkahada o atarken.

''En kötüsü de bence partide yaptığındı. Havuza itmiştin onu! Sesini bile çıkarmamıştı.'' dedi Tuğçe. Elimdeki kadehi sanki zorla masaya koydum. Hareket edemiyordum. Neler diyordu bunlar!

''Ertesi akşam da kapımda sabahlamıştı ve sonra hastalanmıştı.'' dedi Didem o günleri hatırlar gibi dalmıştı. Gülümsüyordu mutlulukla. Ben sinirle dudaklarımı dişlerken zor yutkunmuştum. Kalbim sanki göğsüme dar geliyordu. Ali bana bunları anlatmamıştı, en azından böyle anlatmamıştı aralarındaki ilişkiyi.. Nazlı yanıma yaklaştı, kulağımın dibinde fısıldadı.

''Gidelim mi ikizim?'' dedi eliyle kolumu sıvazlayarak.

Başımı sağa sola sallayarak onu reddettim. Gitmek istemiyordum, daha fazla şey öğrenmeliydim. Gözlerimin dolmasını engellemek ister gibi kırpıştırdım defalarca. Onlar hala gülüyorlardı.

''Çok şey yaşadık Ali'yle, acısıyla tatlısıyla çok fazla şey. Beni kendine aşık etmeyi başardı da sonunda. Hala inanamıyorum ama bebeğimiz olacak ve biz evleneceğiz.'' dedi karnını okşarken. Buruk bir gülümseme yayıldı dudaklarına..

Sonra bana doğru dönüp gülümsedi. ''Selin bana yardım eder misin? Mutfaktan meyveleri alalım.'' 

Başımı sallayarak onayladım onu. Neden bilmiyorum ama kalktım yavaşça yerimden, arkasından adımladım. Beni mutfağa çağırmasının bir nedeni olduğunu düşünmüştüm. İçimdeki tuhaf sıkıntı giderek büyüyordu. Derin bir nefes aldım.

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin