44.Bölüm MAVİ GÖZLÜ ASLAN

1.4K 78 119
                                    


Merhaba okuyucularım, nasılsınız?

Benim için zor zamanlardı ama zaman acımasızca akıp geçiyor biz anlamadan ve sadece alışıyoruz işte.. Bende alıştım.

Ve yeni bölümle karşınızdayım..

Yayınladığım ufak kesitten memnun olanlarda var olmayanlarda. Bu konuda yapabilecek bir şeyim yok, üzgünüm..

İstediğim gibi yazmaya her zaman devam edeceğim..

Şimdi keyifli okumalar olsun.. Beğenmeniz dileğimle..🙏🏻

..

YAZAR'dan..

Can, Selin'i arabanın arka koltuğuna yatırdığı gibi aracı çalıştırdı. Direksiyona sertçe ellerini vururken, kendine de küfürler ediyordu. Asla Selin'i buraya getirmemesi gerektiğini yeni yeni fark ediyordu ve o mavi sıvıyı söyleyerek aklına sokmamalıydı. Direksiyona setçe vururken bir kez daha, bir küfür daha döküldü dudanlarından hoyratça..

Selin birden bire kendisini ele geçiren hıçkırıkla, gözlerini kocaman açtı. Can arkasına ufak bir bakış gönderirken, sırasıyla bu gece ona neler olacağını çok iyi biliyordu.

İşte şimdi başlıyordu..

Selin kendini düşünmeye zorladı. Neler oluyordu böyle? Neden bu kadar gülmek istediğine anlam vermiyordu. Ayrıca çok susuzluk çekiyor, yutkunamıyor ve yine gülmek istiyordu. Bir kez daha hıçkırırken, kıkırdadı.

Başının ağrısı iyice şiddetlenmeye başlamışken, nefes almaya çalıştı. Kafasının içinde mi yoksa etrafında mı olduğunu bilemediği parlak ışıkları görebiliyordu. Adeta ateş böceklerine benziyorlardı ama aniden de kayboluyorlardı. Büyük bir parıltıya yine odaklandığında o da aniden kayboldu. Buna kaşlarını çatarak, kızgınlığını belli edercesine baktı.

Aklının onunla oyun oynadığını düşündüğünde, ellerini şakaklarına götürüp ovaladı ama işe yaramıyordu. Hala oradaydı parlak ve hemen kaybolan ışıklar..

Başına şimşek çakarcasına ağrı girdiğinde aniden gözlerini yumdu. Huzursuzca yerinde kıpırdanırken, yattığı yerden kalkmayı denedi. Bir kez daha hıçkırdığında, daha bir gülesi geldi. Çok komik değil miydi ama hıçkırması?

Ona göre çok komikti..

Aracın hareket ediyor olmasına rağmen, sağ elini koltuğun kenarına dayayarak kalkmaya çalıştı. Arabanın sarsan hareketleri iyice midesini altüst etmeye başlamıştı, başının ağrısı da hiç yardımcı olmuyordu ama gülmek istiyordu. Hıçkırığı dursun diye nefesini tutmaya çalıştı, bir süre sonra bu da komik gelerek kendini tamamen bıraktı.

''Selin kalkma..'' dedi Can uyaran bir tonda..

Bu kızla şimdi ne yapacaktı? En ufak bir fikri yoktu. Ama onu eve bu halde de bırakamayacağından emindi. Direk aklına gelen ilk şeyi yaptı, Selin'in babasını aradı. Önce izin almalıydı.

Zafer daha ilk çalışta telefonu açtı. ''Bir şey mi oldu?'' dedi direk..

''Yok bir şey olmadı, Zafer abi.. Sadece bu gecelik izin istiyorum senden, Selin'le geç saatlere kadar bir arkadaşımızın evinde olacağız da..''

''Selin kendi neden aramadı beni?'' dediğinde Zafer gerilmişti.

''O şimdi kızlarla, mutfaktalar..''

''Anladım, dikkat edin kendinize.''

''İyi geceler..'' dedikten sonra hemen telefonu kapattı Can, büyük bir rahatlamayla..

GECE'NİN MAVİ KARANLIĞI (TAMAMLANDI!)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin