sᴄᴀᴘᴇɢᴏᴀᴛ

Start from the beginning
                                    

Ayağa kalktım ilk girişimimi basit tutmak istiyordum. O yüzden direk basit teklifimi sundum.

"Aslında bugün gitmesek mi?"
Daha cümlemi bitirmeden Mimi kafasını geriye atıp tam ağzını açacakken Arin ondan önce davrandı.

"Neden.."

Evet artık ek derse kalacağım diye bir yalanda atamazdım Arin okulun başkanıydı ve her türlü ek ders, etüt gibi şeylerden haberi vardı.

"Ben... Bay Younguk ile görüşmem lazım."

Ağzımdan pat diye çıkan şeye ben bile şaşırmışken onları düşünemiyordum bile.

Mimi kaşlarını çattı. "Rehberlik öğretmeniyle ne görüşeceksin acaba?"

Arin ise kaşlarını çatmadan sadece merakla yüzüme bakmaya başladı.

Gülümseyip yutkundum ve kafamı eğip son kalan kitabımı yavaş hareketlerle çantama koymaya çalıştım.

İnandırıcı olması için gözlerinin içine bakmam lazımdı. Fakat şu an onlara bakarsam belli ederdim ve Arin kesinlikle anlardı.

"Annemi biliyorsun işte geçen geldiğinde Bay Younguk ile görüşmüş ve oda bu aralar biraz dalgın olduğumu söylemiş. O yüzden gidip... görüşmem lazım."

"Senin annen okula ne zaman geldi Jiho?"

Baştan aşağı saçmalık dolu yalanımı anlamak basitti bu sefer baya çuvallamıştım.

Mimi hala taşları yerine oturtamamışken Arin Mimi'yi kolundan çekip yanına aldı.
"Tamam o zaman biz gidelim sende işin bitince gelirsin olur mu?"

Gözümün içine bakıp gülümsedi. Bende ona gülümsemeye çalıştım. Bu konuyu sonra Arin'le konuşacağımıza emindim ve ben yine ve yine yalan söylemek durumunda kalacaktım.

Arkadaşlarıma yalan söylemek. Kendimi dikenlerle dolu bir kuyuya atma isteği uyandırıyordu.

Yinede bugün için Arin'e minnettardım.
Arin her zaman bizim kurtarıcımızdı. Mantık denen şeyi beyninin en aktif yerine yerleştirmişti. O yüzden her türlü konuda ne yapması gerektiğini anlar ve sorgulamadan harekete geçerdi. İnsanı sıkıştığı delikten bile çıkarabilirdi.

Fakat üzgünüm Arin beni bu delikten çıkaramayabilirsin. Çünkü galiba fazla battım.

Mimi hâlâ itiraz etmeye çalışırken Arin onu kolundan çekiştirmeye devam ediyordu.
Bu konunun böyle hızlıca kapatılması beni fazlasıyla mutlu etmişti. Eğer Mimi'yi götürmeseydi ki bunu düşünemiyorum bile her şey daha berbat olurdu.

Çantamı koluma attığım gibi hızlıca sınıftan çıktım. Ve çıktığım gibi kapının önünde kaldım. Şimdi ne yapacaktım. Bunu hiç düşünmemiştim.

Ya okula hiç gelmezlerse ya o gün bugün değilse?

Belki de ben dersteyken her şey bitmişti.
Aniden beni bulan umutsuzluklarla omuzlarım istemsizce düştü. Bu konuyla kafamı fazla oyalıyordum. Belki de en mantıklısı kızların yanına gidip çizgi romanların sayfalarını karıştırmaktı. Çıkışa doğru ilerledim.

Bekleyip ne yapıcaktım ki. Odaya dalıp durun her şey benim hatam Bay Jongin'i okuldan atmayın mı diyecektim.

Cesaret! Hayır daha tanışamadık ama umarım bir gün.

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now