ʟɪᴀʀ ʟɪᴀʀ

Start from the beginning
                                    

Bu garip bir kaç saniyenin ardından kafasını gayet normal bir şekilde tekrar camdan dışarıya çevirmişti.

Bense beynime ve ayaklarıma komut verebildiğim raddede aşağı doğru kaçmıştım.

Sadece bir karşılaşmaydı.

Orada ne işimin olduğunu ve benim hakkımda ne düşündüğünü bilmiyordum.
Tek temennim onun da benim gibi gereksiz bir tesadüf olduğunu düşünmesiydi.

Bu konu hakkında kısa bir tahmin listesi yaptığımda Hoseok mantıken videoyu görmemişti.
Görse bile ben, laptobum ve güzel cd'im hiçbir şekilde bu durumu açıklamazdık.

Kısacası bu bir tehlike değildi.

Fakat bu tahmin listesini çökertecek birkaç küçük önemli detay vardı.

Birincisi acemi bir suikastçi olarak dikkat çekecek bir aptallıkta panik yapmıştım.

İkincisi ise Soojin'i bir kaç kere hatta bir kaç kereden fazla Hoseok'la gördüğüme yemin edebilirdim.

Yinede bu hiçbir şeyi açıklamaz diyerek kapüşonumu kafama geçirdim. Detayları özellikle şu anda düşünmeyebilirdim.

Çıkış kapısına yaklaştığımda yavaşca duraksadım.

Kader hayır şu anda düşünmek zorundasın dermiş gibi karşıma Soojin'i çıkarmıştı.

Soojin'in gözleri ağlamaktan kızarmıştı ve hâlâ yanağına hızlıca düşen birkaç damlayı silmeye çalışıyordu.
Her zaman dik olan omuzları çökmüş, ağır bir yük omuzlarında gibiydi.

Kapının önünde duraksadığında göz göze geldik.
Yakından daha berbat görünüyordu.
Onu belki de maskesini indirmiş görebileceğim kısa süreli zamanlardan birindeydim.

Ağlamaktan kızarmış suratına bakarken istemsizce benimde omuzlarım çöktü. Bu iş bittiğinde bütün yükümü ona vereceğimi düşünmüştüm.

Yanılmıştım. Hala yükün yarısı bendeydi.
Soojin maskesini takma gereği duymadan kapıdan hızlıca çıktı.

Toprağa gömdüğü eski dostuna zayıflığını bu kadar göstermesi yeterliydi belki de.

Hemen arkasından Soojin'in babasını gördüm. Kravatı gevşemişti ve normalden bin kat sinirli gözüküyordu. Alnındaki terleri silip beni fark etmeden kapıdan çıkıp gitti.

Soojin ailesinin geçiş töreninden sonra bende okulun kapısından çıktım.

Geçmiş gelecek ve daha bir dolu saçma şeyi düşünmek için evime yürümeye başladım.


--



Akşam yemeğine indiğimde masa boştu. Annem ve babam daha gelmemişlerdi. Sandalyemi çekip masaya oturdum ve kendimce onları bekleme kararı aldım.

Yardımcımız Seyong yemekleri getirip masaya bıraktı. Masanın ortasındaki salatadan bir domates alıp ağzıma attım bunu yaparkende ona bir soru yönelttim.
"Annemler yemeğe gelecek mi?"

Seyong 25 yaşının başlarında tatlı bir kızdı. Uzak bir tanıdığımız olduğu ve iş aradığı için annem onu evimizde işe almıştı.
Yaşı benden büyük olmasına rağmen onunla rahat konuşmamı istiyordu bende dert etmiyordum.

Gülümseyerek cevap verdi.
"Geleceklerini söylediler ama geçte kalabilirler o yüzden ben çıkıyorum size afiyet olsun."

Good Night Hoseok | Hoseok Where stories live. Discover now