Cevabımı alır almaz telefonu yüzüne kapattım.Aptal ben işte!Sanki evin adresini biliyorum.Ne diye hemen kapattımki? İnsan bir adresi sorar.Tekrar Gözde'yi arayıp adresi sordum.Oraya kadar yürüyemezdim.Taksiye binmem lazımdı.Cüzdanımı çıkarıp ne kadar param olduğuna baktım.Bu kadar yeterdi sanırım.Yoldan geçen bir taksiyi durdurup adresi söyledim.Aslında çokta uzak değildi .Taksiyle yarım saate gelmiştim.Ama yürüyerek bu yaklaşık bir buçuk iki saat demekti.

Taksi durduğunda parayı verip  aşağı  indim.Yavaş adımlarla kapıya doğru yürüdüm ve zile bastım.Hadi ama nerede bunlar?İkinci defa zile bastım.Ama yine açılmamıştı.Geleceğimi biliyorlardı.Nerede bunlar.Bu sefer zilden elimi çekmeden üst üste dört-beş defa bastım.

Berfin kapıyı açtığında "Sonunda be!"diyerek sinirle içeri daldım.Ama keşke birazdaha mutlu girseydim.Çünkü Can elinde kamerayla beni çekiyordu,salonun ortasındada kocamam bir pasta vardı.Enes,Ömer,Gözde,Can ve Berfin "İyiki doğdun Kumsal!"diyerek hepbir ağızdan  bağırıyorlardı.Anın şokuyla bir elimle ağzımı kapatmıştım.Ben unuttuğunu  sanmıştım ama unutmamış.

"Unutmamışsın!"diyerek Gözde'ye sarıldım.

"Delimisin kızım?Unuturmuyum hiç!Benim bir tane kardeşim var ve o bugün 18 yaşına giriyor.İyiki doğdun küçük kız."diyerek bana sarıldı.Ben 18 oluyorum ama Gözde bana küçük kız diyor.Ama şuan buna sinirlenemeyeceğim çünkü bugün benim en mutlu günüm.

Gözde'den ayrıldıktan sonra Berfin yanıma gelip bana sarıldı.

"İyiki doğdun tatlım.Ah! Yani küçük kız."

Ömer'de bana bakıp "İyiki doğdun Enes'in küçüğü."dedi.Bu neya kerkezin ağzında bir küçük kelimesi.Birde Ömer bana Enes'in küçüğü dedi.Neden böyle birşey söylediki? Ama Enes'in küçüğü   gerçektende güzel bir kelimeydi.Yani Enes'in küçüğü olmak.Yoksa küçük kelimesi hiç bana göre değil.

Şun dikkatimi çekiyor herkez spor giyinmişken Enes takım elbise giyinmişti.Hatta pastanın üzerindede 'İyiki doğdun küçüğüm'yazıyordu.Demekki bu küçük muhabbeti bundan kaynaklanıyordu.Yani pastanın üzerine daha güzel bir şeyde yazdırabilierdi.Kesin bu küçük meselesi Enes'in başının altından çıkmıştır.

Can bana bakıp boryandanda kameraya çekerek "Keşke doğmasaydın be köstebek!Artık bugünü sevmiyorum."dedi.Ona dil çıkarıp önüme döndüm.Sinir bozucu şey ya!Ama bu solucanın bugün sinitlerimi bozmasına izin vermeyeceğim.

Doğum günümü kutlamayan birtek Enes kalmıştı.

"İyiki doğdun küçüğüm."diyerek bana göz kırptı.

Burada bir işler dönüyor ama ben anlamadım.Ömer Enes'in küçüğü diyor.Enes sadece küçüğüm diyerek beni sahipleniyor.Gözde ve Berfin deseniz küçük kız diyor.Ne bu böyle herkezin dilinde küçük lafı !Zaten Enes'te bana küçüğüm dedi.Küçük kelimesini sevmiyorum ama Enes'in küçüğüm deyince i güzel bir kelimeymiş diyede düşünmedim değil.Belkide onun dudaklarından döküldüğü için güzel gelmiştir.Bilemiyorum.

Şuan sevinçten düşüp ölebilirim.Bu beni için çok güzel bir doğum günüydü.

Gözde  pastayı göstererek "Hadi o zaman dilek tut ve mumları üfle bakalım."dedi.Çaktırmadan mumları saydım.Tamı tamına 18 tane mum vardı.Bu sefer dileğimi sesli söylememek için dudaklarımı birbirine bastırdım ve dileğimi tutup mumları üfledim.

Hepsi alkışlamışlardı.Can hâlâ kameraya çekiyordu.Tabi aradada Berfin'i zoomluyordu.Sanki ben anlamadım.

Can "Hadi hediyeleri verelim."diyerek elindeki peluş köstebeği bana uzattı.

AŞKIN HER HALİ(Tamamlandı) Where stories live. Discover now