"Hadi dökül bakalım!"dedim.Yüzüme çaresizce baktı."Abla bir sorun olduğu belli,hadi anlat dinliyorum."dedim ve çekirdeği kenara bıraktım.

"Hani ben Sema'nın kreşine gitmiştim ya..."dedi ve durdu hatırlamamı bekler gibi.

"Pizza götürdüğün günmü?" diye sordum.

"Yok ondan sonraki gün gitmiştim ya hani."

"Evet ne olmuş?"dedim merakla.

"Yoksa Özgür'e bir şeymi olmuş?"dedim.Ablam cevap vermedi

"Hadi söyle!"dedim sinirle.

"Özgür o gün kreşte değildi."dedi ve durdu ."Hataneye götürmüşler"dedi.

"Ee ne var bunda cocuk o hasta olmuştur götürmüşlerdir"dedim.Yüzüme baktı ve
"Özgür kalp hastasıymış."deken sol gozunden yaş aktı.

"Ne!"diyebildim sadece.Beş yaşındaki bir çocuk nasıl olurda kalp hastası olabilirdi?Oturduğum yerden kalkıp ablamın yanına gittim ve ona sarıldım.

"Merak etme bir çözümü mutlaka vardır. Hem sen nasıl hemşiresin yahu?"dedim gözlerinin içine bakarak.

"Ben hemşireyim Kumsal doktor değil.Benim işim kan almak,serum takmak.Hem daha ikinci sınıfin başındayım.Keşke doktor olsaydım da Özgür'ü iyileştirebilseydim."dedi gözlerindeki yaşları temizlerken.

"Bak sana ne diyeceğim?"dedim banka otururken.

"Allah sevdiği kullarını yanına erken alırmış"dedim.Allah'ım beni yanına mı çağırıyorsun?Bune biçim bir teselli.Dilimi koparıp şu kenardaki kediye versem 'Ye' desem kesinlikle yemezdi.Gerçi dilim olmadığı için ye diyemezdim ya oda ayrı bir mesele.

"Saçma sapan konuşma Kumsal!Özgür daha çok küçük."dedi ablam hafiften gülümseyerek.Yinede saçmalamam onun morelini birazda olsa düzeltmişti.

Elime çekirdeğimi alıp "Kalp nakli olursa iyileşir ama değil mi?"diye sordum.

Ablam sevinçle "Elbette!"dedi.

"Ee o zaman niye üzülüyorsun?Uygun kalp bulununca iyileşecek işte."dedim.Bir yandanda çekirdeğimi çitliyordum.

"Ya bulunamazsa?"diye üzgün bir şekilde sordu.Ablamın koluna dokunup
"Bulunur merak etme.Olmadı ben Merve'yi öldürürüm kalbinide Özgür'e veririz.Ben Merve'den kurtulurum Özgür'de yaşamış olur."dedim göz kırparak.Ablam değişen ruh haline aldırmadan bir kahkaha attı.

"Güldürme beni."dedi hâlâ gülerken. Morali yerine gelmişti nihayet.

Arkama yaslanıp "Ne güzel bir gün."dedim.Ekim ayında olmamıza rağmen Güneş kendisini belli ediyordu.

"Öyle."dedi ablamda oturduğu salıncakta birazdaha hızlı sallanarak.
Ablamın yanına yaklaşık yedi sekiz yaşlarında bir oğlan çocuğu gelip "Abla birazda biz sallanalım hadi kalk!"dedi.Ablam yanındaki boş,oturduğu salıncaktan daha temiz ve güzel olan salıncağı göstererek "Burası boş,burada sallansana?"dedi. Çocuk "Orası Özgür'ün oraya oturursak abisi bize kızar."dedi.

"Ne demek Özgür'ün?Orası devlet malı özel mülk degil!"diye çıkışırken çocuk yanımızdan uzaklaşmıstı bile.Bende oturduğum banktan kalkıp  oturulması yasak olan salıncağa oturdum.

Ablam "O çocuğun adıda Özgür'müş ."dedi."Tesadüf "diyerek omuz silktim.Salıncakta sallanmaya başladım.Hadi bakalım beni buradan indirsinlerde görelim.Resmen bütün çocukların hakkı olan salıncağı bir çocuğa vermişler.Olacak işmi?Ben sallanmaya devam ederken önümde yaklaşık 20'li yaşlarında esmer zayıf bir çocuk durdu.Kaşlarını çatmış bana bakıyordu.

"Ne var?"dedim sinirle.Çocuk bir eliyle salıncağın zincirini tutup durdurdu.

"in."

"Niyeymiş o?"

"Orası Özgür'ünde ondan.Şimdi in."

Demekki yanımıza gelen küçük çocuğun bahsettiği Özgür'ün abisi buymuş.

"İnmiyorum.Hem ne demek orası Özgür'ün.Burası halka açık bir park ve ben inmiyorum.Şimdi gidebilirsin."dedim.Ablam yanımda şok olmuş gözlerle bizi izliyordu.Salıncağı geriye doğru ittirdiğimde eliyle tekrar durdurttu.

"Kendin inermisin yoksa ben mi indireyim?"dedi gayet ciddi bir tavırla.Salıncakta ayağa kalktım ve "İndirde görelim!"dedikten sonra tekrar oturdum.Tam bana bir hamle yapacağı sırada ablam salıncağından kalktı ve çocuğun kolunu tutup "Hop hop bir dakika!"dedi.Çocuk bir koluna bir ablama bakıp "Siz karışmayın."dedi.Ablamda sinirlenmişti.

"Ne demek karışmayın!Resmen kardeşiniz için halka ait olan bir şeyi onun üzerine zimmetlemeye çalışıyorsunuz. "dedi.

Çocuk  ablamla daha sakin konuşuyordu.

"Bakın zorluk çıkartmayın bacım bu-"

"Bacı senin anandır!"diyerek çocuğa çıkıştım.Bu sefer bana bakmıştı.

"Ne bakıyorsun be?"diye çemkirdim.Ablam tekrar araya girip "Bakın beyefendi-"

"Can.İsmim Can." dedi ablamın lafını bölerek.

"İsmin her neyse."diye devam etti ablam.

"Bu yaptığınız çok yanlış.Diğer çocuklarında hakki olan bu salıncağı böyle alamazsınız."

bu Can denen çocukta biraz salaklık vardı galiba.Benimle çok sert konuşurken ablamla gayet kibar konuşuyordu.Ablamı dinledikten sonra bana döndü ve kolumdan tutarak beni salıncaktan kaldırdı.

"Aa bıraksana be pis solucan!"Solucan ismini söylerken sesimi dahada çok arttırmıştım.

Bana döndü ve "Bak kızım zaten esmersin benim sinirlerimi bozma!"dedi.

"A-a üstüme iyilik sağlık,sanane be benim esmer oluşumdan!"dedim bağırarak.Dikkatimi dağıtan arkadan gelen iki adam ve yanındaki küçük  çocuğun bağırması olmuştu.

"Abi kimmiş benim salıncağıma oturan?"

Sesi  duymamla şok olmuştum.Bu Özgür'ün sesiydi.Hani kalp hastası olan.

Özgür bizi farkedince
"Gözde abla!"diye bağırarak yanımıza geldi ve Gözde'ye sarıldı.

AŞKIN HER HALİ(Tamamlandı) Where stories live. Discover now