Z♡Y

1.4K 93 41
                                    

Oturduğum bankta onu beklemeyi sürdürürken üstü rozetlerle dolu tersten taktığım sırt çantamı ve elimde olan bir kitabı göğsüme daha sıkı bastırdım.

"Saçlarını taramak zor olmuyor mu?" diyen Yıldıray'a baktığım gibi başımı geri çevirdim. Sorduğu sorunun şaşkınlığıyla afallamıştım. "Yıldıray seninle bunu konuşmayacağım." diye omuzlarımı kaldırınca güldü. Yanımdan gitmemek de kararlıydı bugün.

"Hayır, saçların kuruyken de zorlanmıyor musun? Tek ıslak halini sormadım ki!"

Uçlarını öpüştürdüğüm ayakkabılarımdan bakışlarımı ayırıp tekrar ona baktığımda bir problem olmadığını belirtircesine omuz silkti.

"Seninle ıslak saçlarım, kuru saçlarım, kıvırcık saçlarım ve düz saçlarım hakkında konuşmayacağım."dedim kararlı bir şekilde.

"Sarı saçları atladın." deyince gülmemek için dudaklarımı birbirine bastırdım. Yıldıray'ın yanında hep gelen gülme isteğim gitmiyordu. Aynı bir yere giden Defne'yi beklemek gibi uzun sürüyordu. Gerçi o, hep beni beklediğini iddia ederdi.

"Ayakkabıların niye öyle?"

"Nasıllar?" diye panikle bakışlarımı tekrardan yere indirdim. Normal bir spor ayakkabıydı. "Çok spor ama topuğu içten var bunların biliyorum. Benden uzun duruyorsun, saçlarında zaten büyük."

"Saçlarım büyük mü?" diye kafamı tutuğumda "Valla büyük ama güzel yani." diye sırıttı.

"Güzel mi?"

"Niye her söylediğimi soru cümlesine dönüştürüyorsun?"

"Niye her söyl... Şey yani, ben bilemiyorum." diye omuzlarımı kaldırdım.

Defne bunu yaptığımda hep çocuk gibi durduğumu söylerdi. Açık havada birden beliren hayali balonun merkezindeki Defne'nin eleştirilerine kaşlarımı çatıp silkelendim. Böylece daha asi bir duruş edinmeyi denedim.

"Sen niye hep böyle yüksek sesle konuşuyorsun gerçekten. Duymuyor musun?" diyen Yıldıray'a döndüm. Bir zeytin tanesi kadar siyah gözleri merakla yüzümü inceliyordu.

"Yıldıray, def ol git başımdan!" diye bağırınca bön bön baktı bana. İnsanların sesim hakkında yorum yapması beni çileden çıkarıyordu artık. Ama Yıldıray'ın birçok şeye tepki vermeyip öyle dümdüz sana bakması daha çok. Aynı şu an da yüzüme bakması gibi.

"İyi gidiyorum." diye birden ayağa kalkınca içimi çektiğim gibi tekrar bana dönmek zorunda kalmıştı.

"Şimdi niye korktun?"diye sabırsızca söylendi kaşlarını çatarken.

"Gidiyorsun diye!"

Evet, ilk Yıldıray'la Zeytin geldi♡


KESKİNWhere stories live. Discover now